No. 2201—35160 Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Nafia Vekili Ali Çetinkaya Maliye Vekili Fuad Ağralı UYANIŞ 345 Tiyatromuzun 15 yıllık Pilânçosu Yeni doğmuş bir çocuk far- zediniz, Bu çocuk doğduğu gün- denberi vücudünün hiç bir uz- vunu oynatmıyarak kaskatı du- ruyorken birdenbire ellerini a- yaklarını oynatmağa ve nihayet yerinden doğrulmağa hattâ koş- mağa başlıyor. İşte tiyatromuzun hali buy- du. Tanzimat devrinde doğan tiyatromuz uzun müddet hiç bir hareket gösteremedi. Bir zaman bozuk Türkçeli artistlerin, bir zaman da gölgesinden korkan sultanların oyuncağı olarak kal- dı. Cümhuriyet, medeniyetin büyük meş'alesi, Türkiyeye gir- dikteri sonra senelerce hareket- siz duran tiyatromuzda da her şeyimizde olduğu (gibi şuurlu bir canlılık başladı. O uyuşuk çocuk tamam onbeş yıldır ha. reket ediyor. Öyle dev adımlar- Ankara Şehir tiyatrosu rejisörü Raşid Rıza ve Halkevi temsil heyetlerinden biri la ilerliyor ki, onbeş yıl evvel yapamadığı birçok şeyleri şu kısa bir zamana sığdırdı. Meş- rutiyetten evvel koyu cinai fa- cialar, meşrutiyetten sonra da Fransızların hafif vodvilleri sey. redilirdi. Hem oynıyanlar ve hem de seyredenler tiyatro diye yalnız bunları bilirlerdi. Bey. nelmilel dünya şaheserleri an- cak roman halinde okunur ve bizim sahnelerimizde bunların tatbik kabiliyeti olmadığı söy- lenirdi. İşte onbeş senelik tiyatro- muzun plânçosu... Sahnemize konan dünya şaheserleri, büyük şehirlerde kurulan şehir tiyatro- ları, tiyatro ve opera mektebi- miz, seyir etmesini bilen bir halk, artistlerimize yapılan jü- bileler, artistlerin devlet memiu- ru vaziyetine geçirilmesi ve nihayet bugün Avrupa ve Ame- rikada tatbik olunan s hne tek- niğinin bizde mevcut olması hep şu onbeş sene gibi az bir zaman içine sığdırılmış bariz hakikatlerdir. Nurullah Kâzım Tilgen