224 SERVETİFÜNUN EE o basit insanların erişemiyeceği yüksekliklere çıkaracak onların içine doldurdukları nedameti dudaklarımla silecektim. Buna yemin etmiştim Hasan!.. Bu yemin lâf olsun diye söylenmemişti. Bu yemin on sekiz yıl sevmek için çırpın- mış bir kızın çocuk kalbinin dudaklarında ses verişiydi... Kalbimi, göğsümü delecek kadar çılgınlaş- tıran, gözlerimi ıslatan büyük sevgim bana ara- dığım her kuvveti veriyordu. Seviyordum Hasan... Senin hiç bir zaman tanımadığın o tertemiz aşkın bütün kuvvetile seviyordum. Halbuki sen, hayatımı zehirledikten sonra bana her zaman nefretle anlattığın herkesin ka- dını olan bir insanla kalbimin üstüne basarak gittin... Hani beni, kendi hayatından verdiğin par- çalarla yaşatacaktın.. Benin her şeyim olacak- tın Hasan... Halbuki bana herşeyi tanıttıktan sonra gittin!. Bunu neden yaptın Hasan... İyi kalbli da- dıcığımın doldurmağa çalıştığı hayatımı, saadetin yüksekliklerine çıkardıktan sonra neden karan- lık bir boşluğa attın?.. Tekrar bir hortlak gibi dirilip seni pençe- sinde zavallı bir esir gibi sürükliyen karanlık mâzini düşünüyorum!.. Öyle bir mâi ki, oradaki iğrenç duygu- lardan başka bir şey tatmamıştın. Onlar sana hayvanı duygulardan başka bir şey ilham etme- mişlerdi. Bütün bunlara rağmen sana çocuk kalbimin bütün sevgisini verdim.. Bu geçen günlerin insanları nederlerse desinler onlara korkmadan sevgimle örtülen göğsümü gerecektim.. Beni yo- lumdan hiç kimse çeviremiyecekti bütün bunlar olacaktı Hasan... Çünkü sende tertemiz seviyordun... Çünkü sende bugün nedamet içindeydin.. Sende o ba- sit insanların basit zevklerile hayatını nasıl dol- durduğuna şaşırırdın. Bende bunlara, sevgime, inandığım kadar inanmıştım,., Geçmiş günlerindeki kadınları hiç bir gün kıskanarak düşünmedim... Çünkü be- nim için hepsi zavallı mahlüklardı... Hiç biri temiz kalbimde kıskançlık duygu- larile yaşıyacak insan değildiler. İçimin vakit vakit acıyan ıztırabı ise, seni geçmiş günlerde dahi olsa, küçülmüş düşünmek- ten doğmuştu. İsterdim ki, kocam diye göğsümde dinletece- gim adamın hayatında yalnız ben olayım. No. 2192—507 Çocuklarımın babası ardından hiç bir dudak bükülmesin.. Basit insanlar temiz saadetimin karşısında : «Hasan mı o benim için de çıldır- mıştı l> diye gülemesinler... Fakat diyordum.. Geçmiş günleri, günahını bütün hayat silecek değildi yal.. Iztırablarını sileçektim Hasan... Seni terte- miz bir heyecanın ördüğü ebedi saadete ulaştı- racaktım. Ve sandetimizi, başbaşa, kucak knca- ğa yaşıyacaktık... Yarabbi bunların hepsi hayal oldu. Zavallı Hasan.. Bir köle gibi o basit kadının ardından sürüklendin... Sana kızamıyorum Hasan... Senden nefret de edemiyorum.. Yalnız içim parçalana parça- lana acıyorum sana1.. Kendimden çok acıyorum sana Hasan... Se- nin tertemiz hislerle örülen iç âlemini bir daha temizlenmiyecek kadar gölgeliyecek insanların yanında küçüldüğünü, insanlığını, gururunu çiğniyerek küçüldüğünü düşünmek çıldırtıyor beni... Yarabbi diyorum.. Onu kurtar, onun hiç göl- gelenmemiş temiz duyguları vardır.. Kara içli kara suratlı insanların yılların itiyadile çekip attıkları bataklıklardan kurtar onu... Oh Hasan.. Yıllardanberi anne şefkatinden uzak.. Baba yüzü tanımadan her şeyim olacak sevgiliyi bekliyerek yaşamağa çalıştığım kırık hayatımın derin ıztırabını bilseydin... Sana olan bağlanışımın kuvvetini ve bugünkü inkisarımr biraz anlardın... Bunu anlamadın Hasan.. istemedin... Oh halbuki tekrar döndüğün bu âlemde ben- liğini kaybetmekten başka bir şey bulamıys- caksın... O insanlar, o muhit insana ancak elleri tutarken dost ve sevgili gözükürler... Sen maddi manevi düşdüğün gün seni ilk evvel taşlıyacak olanlar, buğün en mukaddes sevgiyi çiğniyerek tertemiz emellerin işlediği bir hayatı istihkar ederek koştuğun insanlar ola- caktır. Acıpınar Bunu anlamak Acıpınardayım Hasan.. Küçük avuçlarımı dolduran acı su damlaları sevgilisini anarak beddua eden temiz toprak kızının isyankâr sesini getiriyor bana.. Bende onunla beraber ağlıyorum. Yıllardan evvel bu sulara karışan gözyaşları ayni ıztirabla sızıyor yüzümden... — Devamı var — AHMED İHSAN Basımevi Ltd.