e No. 3188—503 e Bir O gün, köyün kahvesinde çavuşun çalınan öküş- leri konuşuluyordu. Günlerdenberi köye musallat o- lan bu meçhul hırsız; hiç bir gece geçmiyordu ki;. köyün damından birkaç hayvan çalıp, götürmesin. Her geca ocaklarda, iri çıra kütükleri sönüpte, bü» tün köyüu yorgun bir uykuya dâldığı saatlerde, kö- pek ulumalarına kapışan silâh seslerile uyanan köy- lö, gena birkaç hayvanın köy damından çalındığını âanlıyordu, Silâhına serılıp- yataklatından e delikeniler meçhul bırmzın peşinden karanlıklara kuşşun Gk yorlardı. Gene böyle bir gece, çavuşun bir çift öküzü de çalınıng ve hırsız kaçmıştı. Artık köyde, baklı Bir korku ve telâş baş gösteriyordu. Köyün hatrı sayılır delikanlılarndan olan çavuşun asl ismi İHasandı. Askerden çavuş rütbezile dönen Hasana bütün köy geldiğindenberi çavuş derdi. Çavuş mert ve çok c&- surda, Onan uzun boyu, geniş omuzları, sırım gibi vücudu, Çakırcalı heybetini ve ürküntüsünü verirdi, glüyordu, Köyün kahvesi önünde çavuşun sert ve tok vi peri seslendiği duyulan. — Ahmet e üç yaş küçük kardeşini çağınyordu. -— Ne vat ağal, — Yürü arkamdan!.. Yürüğüler. Hava iyiden iyl kararmış, gece ol- muş. Onlar halâ yürüyorlardı. Gök bulutauzdu. Sayınız yıldızlar, göz kırpıştarır gibidiler. Ay ışığının bol, bol serpildiği yollarda, onlar biç konuşmadan yürüyorlardı. Köy çok geride kalmıştı. İki yüksek tepe arasın: dan gidiyorlardı. Boş ve insansız yamaçlarda binbir yaban çiçeği bütün kokularını geceye taşınyor, bir- birine karışan çakal, köpek ulumaları, sayısız böcek vızıltıları bu boş geceye doluyordu. Bir düzlüğe çıkmışlardı. Önden hızlı, bıslı yürü. yen çavuş birdenbire durdu. Birşey görmüş gibi, bir tea duymuş gibi karşı taraflara baktı. Sert ve çabuk bir hareketle boynuns çaprazlama doladığı silâhı bir kainede çıkardı. Ahmede seslendi. — Geliyor ulen; sakinnulım !. — Kim ağa!. — Çürük Ali, Ahmet p zaman anladı ki; çavuş, günlerdenberi köye dadanan hırsızın kim oldüğünu #plamış ve bu gece, ondan öç almak için yoin düşmüşlerdi. Ay ışığı altında, ileriki tepelerden çıngırakaz, iri li, ufaklı bir sürünün geldiği görülüyordu. Çavuş bu çıngıraksız sürüyü önüne katanın Çürük Ali oldu- Banu anlaşmıştı. İri bir söğüdün ardına gizlendiler, Gene canı yakılan bir köyün çalınmış hayvanları, çavuşla, Ahmedin gislendikleri yere yaklaştıkça, ça- Me a. ın tıkam vüşun kalbi öküztekinin acile ji; «öİ sürü geldi ve geçti. Ml Üye sila 4 — Büöğle Çürüğü Almbdi. Ahmed belinden çözdüğü usun nine Çürüğü kucakladı. Az ötede küşük bit $ - Çürüğü sımalkı bağladı Çürük bağırıyor, a e — Kıyman bana, Güneldiri, Çavuş bir taş gibi söylüşondu. — Bas ulen Çürük! serik yakmeağın?* Ağaş dallarım kırdılar. Çütüğün hüğluz ağacın otrafına yerleştirdiler, ( bir çıra dalını e #ö odunları uteşledi. Çürük, bağingdiğr myor, bağınyor, a iaşan kulağıdd, tauçlaşaş i Birbirinden ateşlenei oğunlan ileri die doluyotda. Alevler bir all du azanıyor, yalıyor Çürüğü akış başlanan yağlar, alevleri e nyor, tekrar büyüyor, yakıyordu. Hınltılar, cızırtılar, tilkendi, slexler, Ateş olan kütükler insan yeğiylü Böabiğid ka Bir saat evvel yaş ve taze bir ağıg, Diy a diri bağlanan bir insan; iki şemk ki yere yuvarlandılar. ee