148 SERVETİFÜNUN No. 2188—503 SANAT Para mı, San'at mı? Ressam, heykeltraş, şair, muharrir, artist elha- sıl her sahadaki san'atkâr, bence bir eserine baş- Iâmadan evvel pek zaruri olan bir düşünceyle başbaşa kalmak mecburiyetindedir. «niçin yapı- yorum, yahud, niçin yazıyorum, sebeb ne para için mi, sön'at içinmi emek sarfedeceğim * » Bu kendi nefsimizle bir twiti kaynaşma olan sorguyi cevablandırmadan önce, o işci, o muhar- rir, o ressam, O şair evvelâ kendi kendini tanı- ması içabeder. «Ben, yalnızca işçimi, yoksa san'atkârmıyım? » Kendini tanıyarak alacağı öz cevabı muhpk- kak ki iki şıkdan biridir. — Ben yalnız para için «ilin bir işçiyim. Yahud : — Ben bir işçi değilim. yalnızca san'atkârım. eserim sanatın eseri olacak, paranın 'iv'ısı olma- yacaktır. » Dante'nin Cehennemi ih İşte o işci veya o sanatkâr bu deruni sorgu ve cevaplardan sonra başlar, Böyle kendini tanı- yışla başlanılan eser veya iş sa bu keyfiyetler için- de hududu aşmamış birer kemiyet olurlar. Böylece o, emek mahsiilü ya, paranın işi veya sadece sanatin eseridir. Dolayısile başkaca bir id- dia ve arzuyu taşımaz. Fakat som senelerde bu muhik iş ve sanat yolu plân ve düşüncesi tama- men değişmiş başka telâkkiler dal budak salmış bulunuyor. Bir muharrir bir roman yazıyor, bu sadece bir gazetenin wiparişdir. Ve Muharririn romana başlar- ken ve biterken olan bütün gayesi paradır. Yani para için iş yapıyor. Fakat bu muharrir henüz kendini tanımamış- tar. Tanımadığı için yaptığı (işe) «sanat eseridir» demekten de çekinmiyor. Ben hem para için yazar hem sanat eseri ya- ratırım. Hayır! Hiç bir zaman bu kötü diişünce ve çevresinde çalışan “essam, muharrir, hekeltraş, artist, ne olursa olsuu muvaffakiyet ve iddialarının tahakkukuna imkân ve ihtimal mevcut değildir. N. K.