No. 2056—371 olmadığını, onun kendisini se- vebilmesinin mümkün olamıya- cağını bilirdi. Bunun için de genç ve güzel adamı kalbinden geçirmez, ne yazık ki sevemez- di. Fakat cinsi arzuları dolayı- siyle fırsat budukça Beğdrinin pencerelerine bakmaktan ken- dini alamazdı. Bugünlerde ina- dına Bedride bir kerecik olsun başını pencereden uzatmiyordu. Birkaç ay önce her vakit pen- cereden ayrılmıyan bu gence şimdi ne olmuştu? Şu var ki Bedri, eskiden, pencerede otur- duğu zamanlarda bile Ferilhiaya bakmaz, hep ona ters döner ve gözleri uzaklarda dolaşırdı. * LR Feriha, çoktanberi gözük- miyen Bedriyi hiç olmazsa pen- cereye çıkartıp uzakta uzağa cinsi hislerini doyurmak isti- yordu. Bebek bahanesiyle Bed- rinin saçını gerçekten elde et- mişti. Dürdane de bu kıvırcık telleri kime yazıldığı belli ol- mıyan bir mektuba sararak ge- tirmişti. Feriha, Dürdanenin eline düşürdüğü bu fırsattan is- tifade etmeği düşünüyordu... > 4 # İhtiyar anne oğlunun oda- sına üzüntülü bir çehreyle gir- di. Bir müddet Bedriye bir şey söyliyemedi. Avucunun içinde kıtıklanmış ufak bir kıvırcık saç yumağı vardı. Kitabından gözünü ayırmak istemiyen oğlu- nun masasına yaklaştı, omuzuna dokundu : — Bu Bedri ?.. — Evet, anne | Benim saçım. Besbelli. Kıvırcık ! — Ya bu mektubuda tanır mısin?. 1 Annesinin uzattığı kâğıdı kaptı, kendi yazısıydı. Okudu : saçı tanır mısın, UYANIŞ «Biricik sevgilim! ... Seni her zaman yanımda, karşımda görmek istiyorum. Pencerenin önünde oturarak gös- lerimden ayrılmıyan sent, ha. yatımın sonuna kadar benim olacak seni karşımda görmek, bütün varlığımla sevmek isii- yorum. Ne yazıkki bu dileğim olmuyor, Hele annenin sinirli. Fiği, engel olması !. Söyle, canım! Bir fırsat bulup bize ne zaman geleceksin ? Bu sefer de geç kal- mal Tam vakiindegel, emi?..» Bedri Bedri şimdi iyice hatırlıyor- du: ta altı ay önce yazıpta Gülaya göndermediği mektuptu bu.. Onu defter arasında unut- müş ve Dürdane kendisinden kullanılacak temiz bir defter istediği vakit içinde mektup bulunan bu defteri kızkardeşine vermişti. Arap harflerinden an- İamıyan Dürdane defterin için- den çıkan bu kâğıdın ne oldu. gunu bilmediği için lüzumsuz sanıp ağabeysinin saçlarını onun içine koyarak Feriha ablasına götürmüştü. Bedri, bu mektubun ancak bu şekilde Ferihanın eli- ne geçtiğini vesaç oyunundaki gizli maksadı sezmekte gecik- medi : — Evet anne, bu yazı da benim. Yalnız benonu..... — Onu bunu bilmem oğlum. Kızcağız iki gündenberi sebe- bini söylemekten gece gündüz ağlıyormuş. Annesi çok sıkış- tirmiş oda söylemiş: <Fski- denberi Bedriyi seviyorum, de- miş. Zaten oda benim için hep pencerede oturuyordu. Daima beni gözlerdi.» — Fakat bunlar masal, anne |.. — Dur sonunudinle! «Pe. ki, şimdiye kadar neye ağla- miyordun da bügün boşandın ?» diye sormuş annesi. O da: «Gönderdiği mektupla saçı ba- na pek dokundu da...» demiş. Ve Dürdane ile gönderdiğin mektupla saçını göstermiş. Sa- bahleyin Ferihanın annesi gel- di, bunlari birer birer bâna an- lattı. Şimdi bile kızcağız evde ağlayıp duruyormuş, Ah Bedri! Bu odaya çeki- lip de kitap okuyorum diye Fe- rihaya kor mu yapıyordun ? Gör- dün mü şimdi kızcağızı ne hale soktun ?. Aşkı, gözyaşlarının anlamını ta otuzbeş sene önce, kızlığı zamanındaki gibi sanan ihtiyar anne, komşusunun kızına acı- mıştı : — Hiç insan elin kızına bu kadar ümit verirmi? Birde Ferihayı eve çağrıyorsun! Kız- cağızın başında zebani gibi bir ana var. Hiç kapı dışarı çıka- rır mı onul... Bedri, şaşkınlığından ne söyliyeceğini bilemiyordu : — Anne, şu varki ben.... — Olan biten meydanda oğlum. Kızın annesi : «Ben yav- rumu üzüntüdem öldürtemem, ya kızımla nişanlansın.. Yoksa bu yaptıklarını gider, çalıştığı dairenin müdürüne ve kendi ar- kadaşlarına anlatırım, ona söz getirtirim> diyor, Maballede rezil olacağı yet- miyormuş gibi birde bütün daire arkadaşlarının dilinde do- laşacağını aklına ogetirdikçe Bedri büsbütün fenalaşıyordu : — Peki ama anne, bunla. rın hepsi uydurma, asli yok! Dur sana işin içyüzünü anla- tayım. Annesi oğlunun anlattıkla. rını da inanarak dinledi. Bed- risinin başına iş açmak istiyen- lere kızdı. Feriha gibi tapon bir kızı yavrusuna yamamak istiyorlardı! Halbuki Bedriyi mesut edecek güsel bir kızla evlendireceğine ahti vardı? , Me. vg A — Sohu son sayfada —