No, 2055—3170 UYANIŞ Fransız Edebiyatından Hikâye : EOKrdlim de Eğ Yazan : Anatol Frans İçeri girdiğim vakit, Polin dö Lüzi elini uzattı. Sonra bir lâhza kadar sessiz kaldık. Hşar- pıyla hasır şapkası bir. koltuğa gelişi güzel bırakılmıştı. Pencereye yaklaşarak, ufuk- tan yavaş yavaş batmakta olan güneşe bakarken, nihayet söze başladım: — Madam, dedim. Bugün gibi, bundan iki sene evvel, bu tepeciğin eteğinde, şu esna. da gözlerinizi çevirerek baktı- gıniz ırmağın kenarında söy- emiş olduğunuz sözleri, bil- mem ki, hatırlıyor musunuz? Hatırlıyor musunuz ki, mucize yaratan bir el uzatarak, bana götürüldü. Orada aile mezarlı- gına gömülene karşı nekadar geniş, nekadar şumullü alâka beslendiğine buda birdelildir; fakat, eğer bütün al&ka duyan- lar birer çelenk gönderebilsey- diler, şehrin bütün kamyon ve otomobilleri, bu çelenkleri taşı- mağa yetmezdi, demek yerinde- dir. Bu alâkanın bir ifadesi o- larak yazılan bu satırların so- nunda, eksik olmaması lâzım- gelen bir şey kalıyor, ki o da onun en yakınlarından olanlara ayrıca taziyet bildirmektir. A- ilesi omensupları, kederlerine samimiyetle iştirak ettiğimizi söylemekle, içten gelen bir duy- guyu belirtmiş olduğumuza i- nansınlar. tecrübe, korku ve cinayet gün- lerini göntermiştiniz. Dudakla- rım üzerindeki aşkımın itirafını durdurmuş ve bana: — « Vaşayınız, adalet ve hürriyet için mücadele ediniz!.> demiştiniz. Evet, Madam, göz yaşlari- mı ve buselerimi değdiremedi- gimoöel bana yol göterdi. Ben de cesaretle o yol üzerim- den yürüdüm; &ize itaat ettim. Bağırdım, söyledim. İki sene zarfında, kin ve fitne eken bir takım ipsizlerle ve bir takım menfaatperest alçaklarla bilâ- fasıla boğuştum. Polin, birdenbire beni 5uş- turdu; ve dinlemekliğim için işaret etti. Kuşların cıvıldâdığı bahçenin nefis kokulu havası içinden, ölüm nidalarının yak- laştığını işitiyorduk. Sapsarı kesilen Polin, ha- reketsiz bir halde, parmağının birini ağzı üzerinde tutuyordu. — Bu haykırışlar, bazı za- vallıları kovaladıklarını anlatı- yor, dedim. Paris'te hemen he- men her gün, ber gece, öteyi beriyi ziyaret ederek tevkifat yapıyorlar. İhtimal ki buraya da gelecekler... Size bir zarar- ları dokunmaması için çekilme» liyim. Buni bu mahallede psk tanımazlar ama, ne de olsa, şu kısa zaman esnasında Bizin için tehlikeli bir misafir sayi- lirim. Çeviren : Ferid Namık Hansoy Polin âmirane; — Burada kalacaksınız, dedi, İkinci defa olarak, haykı- rışlar akşamın ağır havasını yırttı. Tabanca ve tüfek sesle- rile ayak gürültüleri birbirine karışmıştı. Yaklaşıyorlardı. “Çıkılacak yerleri kapayt» dnız. Şerir bir tarafa kaçmasın.» gitgide yaklaşmasına rağmen Madam dö Lüzi pek sakin gö- rünüyordu. — İkinci kata çıkalım, de- di. Dışarda neler olup bittiğini daha iyi görebiliriz. Fakat, henüz kapıyı açmış- tı ki, merdiven aralığında, diş» leri birbirine çarpan, dizleri gevşemeğe başlayan, bitkin bir adam gördük. Bu hayalden adam, boğuk bir sesle mırılda- nıyordu: — Beni kurtarınız, beni saklayınız... Buradalar, kapımı zorladılar... Bütün bahçemi is- tilâ ettiler... Geliyarlar!.. Bitişik evde oturan ihtiyar filozof Plarışone'yi tanıyan Ma- dam dö Lüzi, yavaşça sordu? — Hizmetçim sizi gördü mü? Zira Jakobenler'dendir. — Hiç kimse görmedi. — O balde, geçmiş olsun komşum. Sonra ihtiyar adamı yatak Ben de on- Ni odasına sürükledi. ları takip ettim. izi -—davamı 107 inci sahifed ni