102 Bir İnsanın Ölümü: UYANIŞ a No. 2056—370 Dr. Tomas Zgurdeos Geçen ay içinde İstanbulun tanınmış Doktorlarından Tomas Zgurdeos, birdenbire öldü. Bu, tam manesiyle ani bir ölüm oldu. Beyoğlundaki muayeneha- nesinde bir akşam üstü bir has- tayı muayene ederken başında bir ağrı hissetti, biraz sende- ledi, muayene ettiği hastanın yardımiyle şezlonga uzandı. A- ilesine «Bir şey değil. Yor. gunlağun tesiri. Şimdi geçer, yemeğe otüruruz» diyordu. Bu- na rağmen, ailesi Doktora ha- ber yolladı. Çağrılan Akil Muh- tar Özden, gitti. Tedavi etti. Tomas Zgurdeos, gülümsüyordu. Sabaha kadar hiç bir şeyi kal- mıyacağından bahsetti. Ve sa- bahleyin .... artık hayatta de- &ildi. Kanın beynine hücumiy- le, sabaha karşı canvermişti. E- vet, hiç bir şey kalmamıştı. Fakat, bu söz onun maddi varlığına aittir. Manevi varlı- Bı, çok geniş sahada, saygı ve sevgi esaslarına dayandığı için, bu bakımdan hiç bir şey kal- mamiş değil, bilâkis pek çok şeyin kalmış olduğu muhakkak. Sürekli olarak da kalacağı şüp- hesizdir. Çünkü, Dr. Tomas Zgurdeos, sadece üstün bir ope- ratör diye tanınmazdı. Bu iş- deki, mesleğindeki vukufu ve iktidarile beraber, iyi yürekli, dürüst, hayır işlemeği sever, kibar, nazik bir insan olarak varlık edinmişti. Maddi varlığa er, geç yeryüzünde yokluk müs kadderse de, manevi varlığın sonsuzluğu vardır. Hele işaret ettiğimiz esasların sağlamlığını dayanırsa, o vatlık, ebedileşerek varolur. Kısaca hayatına gözatarak tesbit edelim. Dr. Tomas Zgur- deos, İstanbulda doğmuştur. Es» ki ve asil bir ailedendir. İlk ve lise tahsilini burada yapmış, sonra Fransaya giderek Liyon üniversitesinin tıp fakültesini bitirmiş, bundan sonra Pariste ve Fransanın muhtelif şehirle- rindeki üniversitelerde tetkik ve tetebbülerini tamamlamıştır. Esaslı tatbikat görüp, nihayet İstanbula dönerek, senelerce sa- yısı belli olmıyan hastalara şifa vermiştir. 64 yaşında ölen Dr. Tomas Zgurdeos, oboyluboslu, £ tipik çebreli, nesip tavürlu bir adam- dı. Daima zinde duruşu, bu ka- dar arken göçüp gideceğini hiç hatıra getirmezdi. Hemen her zaman neşeli görünürdü. Ha- yatı severdi. San'at zevkine çok derindeu bağlılık beslerdi. Be- yoğlundaki «Fransız Tiyatrosu» nda verilen temsilleri, konser- leri hiç kaçırmazdı. Onun kır- çıl saçlariyle gümüş haleli ti- pik çehresi, orada sık sık gö- ze çarpardı. Bu artist başlı 2- dam, tiyatronun soldan alt kat localarının kapıya yakın olan- larından birinde oturur, zeki bakışlariyle etrafını süzerken, kendisini tanıyanların hürmet ifade eden slâmlayışlarına vakur bir tavurla başını iğerek mu- kabele eder ve bu sırada tatlı bir gülümseyiş, dudaklarında yertutardı. Göründüğü her mu- hite yakışan bu değerli, bu centilmen adam! Hastalarının , kendilerine karşı gösterdiği kibarca hare- kete, nezakete, kolaylığa ve iyi- liğe hayranlıklarını anlata an- lata bitiremedikleri Dr. Tomas Zgurdeosun ölümü, geniş saha- da derin teessür uyandırmıştır. Cenaze töreninin yapıldığı Tak- simdeki Aya TTriyada kilisesi- nin yalnız içi, yalnız avlusu değil, yalnız kilisenin önündeki dar yan sokak değil, büyük ca 1- de de o gün ta geniş meydana kadar törene gelenlerle kaplan- mıştı. Kilisenin dört bir tarafı dolup taşıyordu. Gelenler, muh- telif ırk, din ve mezheplere mensuptular. Hepsi de insan- ların büyük bir insana karşı duyduğu hisle oraya toplanmış- lardı. Bu son gidişinde, onun ayrılış törenine iştirak etmeği, içten bir arzu olarak duymuş- lardı. — Bukadar kişi den toplanmış? — İyi bir ondan | Öleni tanımıyanlarla tani- yanların sual ve cevabı, işte bu. İki kamyon ve iki otomobil dolusu çelenk, Cenaze otomobi- linin önüsıra Şişli mezarlığına acaba ne- insan öldü de