2 Ocak 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19

2 Ocak 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2054—369 — Ah, çoban mı olmak istiyor- şun, küçük güvercin t Ya-neye ço- ban olmak istiyorsun? Bilmiyor musün ki çobanlar açıkta yatarlar ve üşürler? Bak, Elias amcayı gö- rüyor musun? O rahib oldu; ço- ban kalsaydı soğuktan ölurdu, Yok, yok, seni çoban değil, doktor ya- pacağız. Eh, kumanda eden &en değil, biziz! PFarre dayı sözünü dinletir, söz dinlemezsen sözünü dinletir sana o! Büyük babasının sözüne kulak vermeden ilerdeki bir ağacı işaret eden iler” sordu : —On Ama o » ağn Eline dinlemiş ve o sözler kalbine zehir gibi iş- Jemişti. O günden sonra kıskançlığı art- mağa başladı: boş yere kendini zapta çalışıyor, boş yere düşünü- yordu : — Jaku Farrenin çocukları o lacak, o vakit belki benimkini unutarak sevmemeğe başlar: o za man Berteddu bütünlükle benden dolar; onu bön evime alırım, ona iyi bir'yol gösterir, mesud ederim. Xok, yok! Hepsi hayaldi. Hal oradaydı, gerçelik acıydı. Elias 17- dırab çekiyordu. Bu acı bügüne kadar uyduğu acılardan başka olmakla beraber, az daha derin değildir. Gene ümitsizliğe düşü- yor, o her vakitki şikâyetiyle in- liyordu : — Bana bu dünyada rahat yok; en büyük cezaya çarpıldım. Her * pe yapsam kusur oluyor. Belki de Maddalenanın dediğini yapmadı- ğıma fena ettim. Tanrı, lâyık ol- madan kendimi ona basredeceği- me, günahımı devam ettirmememi istiyordu. Ah, Porkeddunun hak: kı varmış: günah arkamızdan si- yıramadığımız bir mintandır; ben ise, günah işlediğim için acının ebedi ağırlığını taşımağa mahkü- mum. Günler mağmum ve sıkıntılı bir halde akıp gidiyordu. Ah, ta- bayyül ettiği o durgun ve çarpın- tısız hayat şimdi sürdüğü bu ha- yat değildi?! Yakın kasabalarda o©- nu göndermek için beşbir yer belleniyordu. O bunu biliyor ve ailesinden uzak kalacağını düşün- dükçe kederlehiyordu. O uzak bu- lunduğu vakit Farre Maddalenayı alacak, çocuğu kendine maledecek- UYANIŞ ti. Her şey, her şey bitmişti! Ila- yır, ortada henüz her şey bitme- mişti, Şefkat, arzu, kısknauçlıkin kendi kendisini için için kemire- rek uzaktan mütemadiyen çocuğu- nu düşünecek, belki sürmesi lâzım gelen bir ömürden çok başka aşk ve hırs dolu bir ömür geçirecekti. Hemen her gün eve gidiyor, şekerlemeler, kurabiyeler alarak sevgisini üstüne çekmek istiyordu: bu tarz davranışın bir aciz, daha doğrusu bir küçüklük olduğunun far kındaydı, çünkü anlıyordu ki böy- le hareket etmesine sebeb çocuğu- nu sevdiği için değil, sırf küçük Kertenin Farreye alışmasını engel- lemek içindi; ancak aksi hir hare- kette bulunamıyordu. Her defasında içindo bir ağrı duyarak Bertenin sessiz ve seda- sız, en fenası ona yabancı kaldığı- nı görüyordu; küçük çocuk gelen şekerlemelerre hemen hiç elini sür- müyor, çabucak oyuncak ve oyun- lardan usanıyor, en küçük bir şey üzerine küsüyordu. Sonra oç her- kese de ayni tarzda davranıyordu. Elias küçüğün hasta olduğunu gö rüyor; onu bu balde gördükçe kur- tarmak için elinden bir şey gelme- diğinden kalbi kan ağlıyordu. Farrenin getirdiği doktordan bir başkasını getirdi ve doktor, kan azlığı olmayıp rahatsızlığın, gizli bir hastalık oldağunu söyle diği ve başka reçeteler verdiği va- kit meyus bir ferahlama hissetti, Gözlerinde fena bir muzafferi- yet parlayışiyle Maddalenaya de- di ki: — Görüyor musunuz Sadece çocuğunun vaziyetinden endişeli olan genc kadın meyusi- yetle cevab verdi: — Görüyorum ! Ancak yeni doktorla verdiği yeni ilâçlar, çocuğun zayıf barsak- larındaki gizli hastalığın dışa vur- masının önünü alamadı, Birgün Eliaâ Berleyi zemin katındaki kü- çük odada yatağa uzanmış buldu; çocuğun yüksek ateşi vardi, sayık- lıyordu. Gözleri iri iri açılmış, ya- nakları hararetinden pembeleşmiş- ti. Maddalena perişan ve bitkin bir balde yanında duruyor, Annedda boş yere kutsi tanıdığı ev ilâçları- na bâş vuruyordu. İhtiyar kadının ateşi kesmek için bir mukaddes tülbendi vardı: bu tülbendi çocuğun ateş gibi ya nan vücudüne &ürüyor; Tanrıya, «Nosta Signora gdelca Misericordia» ya, «Nostra Signora del kimedio»ya, Valverde Mariasına, «Maria del Monte» ye «Maria del Mliracolosya cennettki ruhlara dumlarda bulu» nuyordu; fakat ateş inmedi, yük- geldi, Bunun üzerine birinci doktoru çağırdılar. Doktor çocuğun vaziye- tinin son derece tehlikeli olduğu- nu fakat tifonun önü alındığı tak- dırde haatalığın vahametini kaybe- deceğini söyledi. Elisa, uçuk yürü ile pencerenin önünde duruyordu: Farrenin geldiğini gördü ve gayri ihtiyari yumruklarını sıktı, — İşte geliyor! — diye düşün-. dü. — Azabımı kuvvetlendirmek için geliyor! Çocuk belki de öle- cek, ben ise onun yatağına yakla- şamıyorum, son defa olsun yürü- nü gözünü sevip okşamıyorum, ona 8on yardımda bulunamiıyorum; be: nim yapamadığım bütün bu şeyleri şimdi o yapabilecek. İşte, işte ge- iyor! Ren başımı alarak gidiyo> rum, çünkü gelerek ölen çocuğu" ma yaklaşırsn kendime sahib ola- mıyacuğım. Dektorla beraber oradan ayrıldı. Bahçede Farreye raslladılar. Farre müteessir görünüyordu. Çocuğun nasıl olduğuun sordu. Sert bir tesle cevab verdi : — Çocuk basta; bırakınız ana- âinin yanında biraz rahat etsin Farre yüzüne şaşkın şaşkın bak: tı, fakat cevab vermedi Doktor Eliasn aşağı yolda bir- likte dolaşmalarını teklif etti; genç rahib memnuniyetle doktoru ark ladı; fakat beriki bir şeyler söyler- ken Elias acıklı bir hayal içinde şaşırmış gözlerle uzaklara bakıyor- du, Çocuğun yatağı yanına oturan Farreyi, kederli ve beyaz yüzü ile artan ateşini yoklamak için küçük hastanın üzerine iğilen Aladdalena- yı görüyordu. Şişman nişanlı genç kadına teselli veriyor, sonra elini uzatarak küçüğün Pan e ona tatlı sözler söylüyor Doktor o çeşmenin ileri gördüğü şişman ve pembe etli bir kızdan liuhsediyordu. — Filânın Revgilisi olduğunu söylüyorlar! Ne kalçalar ! Mamafih mütenasib bir vücutip değil, Pilü» nın sevgilisi olduğu acaba sahi mi Böyle olduğunu siz de işittiniz, Elias! Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: