No. 2054—309 Nesir: Emine UYANIŞ Onun birkaç arkadaşı var- dı. O bunlar içinde en ufak, gene bunların içinde en güzeldi. İnce, narin boyu, yuvarlak yüzü, iki kahve rengi iri göz- leri, penbe gül yanakları, dal. gah siyah saçları, (bunlara başka bir güzellik veren uzun kıwrok kirpiklerile arkadaş- ları arasında bir tanecikti, O arkadaşlarile bir gurup teşkil etmişti. Yaz geldiği zaman kırlara çıkar, tarlaların, uzun boylu yeşillikleri içinde gezer, çiçek toplar, yamaçlara tırmu- narak yaban güllerini kopar- mağa uğraşırlardı. Dikenlerin ellerini bacakların, eteklerini yırtmasına bakmıyarak çalılar arasında günleri neg'e ile ge- çirirlerdi. Kucaklarına o topladıkları renk renk çiçekler gönüllerindeki neş'e gibi taşdığı zaman kol kola girerler, atplayarak, baha- rın şarkısını kuşlar gibi owl. daşarak şehire dönerlerdi. Ses- lerinde titremiyen ahenk, yüz- lerinde taze bir yemiş teraveti vardı bu kızların.. “ Gene bir bahar gününün taze sabahında idi. Tarlalarda Iâleler, papatyalar açmış, sarı çiçekler yeşillik arasında boy- lanmış, tepeler yaban gülleri ile dolmuştu. Bu genç kızlar gurupunu güllerin arasında gördüm. Kucaklarında bir yı- gın çiçek vardı hepsinin. Ba. harın iemiz havasile dolu içle- sinden taşan neş'e elrafa kah- kahalar bırakıyor. Sanki bir rüzgâr gibi bu kahkahalar çi- çekleri titretiyordu. Fakat bu genç kız gurü- punda bir eksiklik vardı. Dik. katle baktım. Bu gurupun en ufak kızı en güzel gülü yoktu. Aceba ne olmuştu. Bu merak- la onlara doğru yaklaştım, 0- nun ne olduğunu, niçin arala- rından ayrıldığını o sordum. Hepsi etrafıma halka oldular. kucaklarındaki çiçekleri göğün. lerinde tutup cevap verdiler; — Onun kalbi artık sevgi rüzgârile ttreyor.. O mevsim değiştiren bir çiçek oldu. Dediler ve biraz sonra v- gaklaşarak yeşillikler arasına karıştılar.. Bu söze içim titredi. Göz. lerim buğulanan bir bardaktı sanki. Dalgın dalgın oradan uzaklaştım. Dere boyunca yü- rüdüm,. Biraz sonra iri yap- raklı bir ağacın geniş gölgeli- ğinde onu gördüm. Dereye doğru oturmuş, arkasını ağacın gövdesine dayamışlı. Yüzü ku- cağında yatan sevgilisine iğik- t. Gözleri onun gözleri için. deydi sanki bu kızın.. Yüzün- de gene ayni güzellik, yanak- larında gene penbelik vardı. Yalnı onda değişen gözlerindeki bakış, dudakların. daki tebessümdü. İri kahve rengi gözlerindeki işık, göğsü- nün hareketi bu ılık bahar sa- bahında ne kadar mes'ul oldu- ğunu belli ediyordu bu kazın. Naim Özel ŞİİRLER : «Doğuş» ve «Saniyeler» Cahid Şaffetin geçen sayıda çıkan «Doğuş» isimli şiiri, tashihe düzeltilen bazı tertip yanlışlıklarının tekrar tertipte gözden kaçması do- layısile, gazetede yanlış bir tarzda çıkmıştır. Bunun için, bu sayıda şairin yeni bir şiirini koyarken, ©s- kisini de doğru olarak (tekrar koyuyoruz : Doğuş Nazlı dallar üstünde silkininee ilk kuşlar Bir hastanın duyulur nabzında ilk vuruşlar. Dışımdaki âlemi kemirirken duyuşlar Bin varlık ve bin yokluk içinde eriyorum. i İçimi parçalayıp önlerine atarak Varlığımı âlemin türküsüne katarak Rubumu veş'esinden gülenlere satarak Hislerimle kaxdığım mezara giriyorum. Oo“ Cahid Saffet Saniyeler Her sokağın başında sanki bin serseri var, Her boşluğa baktıkça yaştan gözlerim yanar. Her saçağın altında kendimden hatıralar Köpürmüş dudaklarla iliklerimi emer.. Sonu başa ulaşan bir yola yolcu oldun; ” Başı sonda başlıyan yollarda bir yol bulduin. Allahıma bir defa baş eğmiysa bir eN İtlere köle etti beni do saniyeler. Doğuşlar ve ölüşler günün avucundadır,. Düşüşte, yükselişte bir anın ueundadır, Bu dişli mücadele bir kauun suçundadır, Doğuş zamanla başlar, ölüş zamanla biter. Saniye, kâinatı bir ee fırlatır, Bir kelime önünde cüce kalır bin satır. © Varlık, sanda bögalli, Saniye, bir yıla sır! Bu muamma içinde bir böcek devleri yak. Bu buruşmuş beynimi düşüneeler esir Kadınlar vücudünü kalbinden evvel sattı, Şuurlar, fikirlerin altına dört kat yattı, Zaman bir burgu gibi ihtirasları deler.. İtlere köle etti beni de saniyeler...