'ON ALTINCI YIL. NO: 5184 Adımız, andımızdır 2 SONKÂNUN | Son haberlerimiz üç PLRŞEMİL ladır. Heryerde 5 kuruş DOLODA KIZILHAÇ HEYETİNİN İTALYANLARCA BOMBAR- DIMANI İSVEÇDE BÜYÜK HİDDET UYANDIRDI eraann Stokholm sokaklarında İtalya aleyhine nüma- yişler yapıldı- PrensŞarl Cenevreye bir protesto notası gönderdi feki amerikan hastahanesinin italyan tayyareler Başbetke LAVAL'İN NUTKU. F.R. ATAY Fransız Başbakanının nutuk metni ancak dün Ankara'ya gel- di. Bunun tam bir tercümesini ga- zetemize basıyoruz. Paris plânı, o kadar durluk ve devam gördüğümüz İngilterede az kaldı, bütün hükümeti düşürecek- yani Cenevre kızıllarına galebe çalmıştır. Hattâ, cumuriyet mer- kez grupu başkanı Paul Reynaud Laval pol tenkid ettiği eski fransız başbakanı Tar licu bu gruptan çekilmiştir. He riot'un - radikal - sosyalist parti başkanlığından çekilme hâdisesi. ni de buna katmalısınız. Parlamentoda münakaşa- baş- lıyacağı sırada Laval'in düşeceği. ni söyliyen falcılar olmuştur. Bü. Yük Paris gazetelerinden biri ise, münakaşa günü yazdığı bir fıkra: da diyordu ki: “Bu buhran fay- dasız ve lüzumsuzdur. Çünkü fransız milleti, sona - kadarcılarla birlikte yürüyecektir. Etyopi hatı çih, dest italyan milleti ile di tüşecek bir tek fransız çiftçis yoktur.” Laval'in nutku - yüksek bir ze- kâ ve politika eseridir. Fı b ı Milletler Cemiyeti alinin parlak edebiyatını yapıyor. O, Milletler Cemiyetinin aza dev letlerinden birinin başbakanı sr fatı ile, bütün vazifelerini yapmış- tur. Zecri tedbirleri tatbik etmiştir. İtalya ile ticareti durmuştur. Fa. kat harb tehlikesi vardır: Eğer İtalya daha sıkıştırılacak . olursa, Bay Hor'un Avam Kamarasında söylediği üzere, harb patlıyabilir. Harb mesuliyetini kim üstüne ala caktır? Bu nokta üzerinde durmak lâ zımgeliyor: Demek oluyor ki Mil letler Cemiyeti (San in şimdiki vazife 5. inci sayfada) Adisababa, 1 (ALA.) — İsveç kuzılhaç seyyar heyetinin italyan tayareleri tara- fından bombardıman edilmiş olması do. Tayısiyle Negüs İsveç Prensi Şar ziyelerini bildirmiştir. Bombardımanda ölenlerin dün bildi- rilen sayıları henüz teyid edilmemiş ise de Ras Desta'nın ordusiyle - Adisababa arasında telsiz muvasalasının bugün ku- yulacağı umulmaktadır. Adisababa, 1 (ALA.) — İsveç kızıl haç seyyar heyetinin Dolo - cephesinde Londra, 1 (ALA.) — İskoçyanın Ross ve Kromarti mıntakalarında e- çim savaşı partiler sıyasasında bir kriz doğuraca; ükümet namına koydu- ğu namzetliği ittifakla reddeti Halbuki bu namzetliği Baldvinin de dahil bulunduğu muhafazakâr mer- kez komitesi terviç etmekte idi. Bugün ş ; ; İç sayfalarımızda ğ okuyunuz:! ; : $ ; inci sayfada: Düşünüşler ü sayfada: Harb haberleri berler. 4. üncü sayfada; B. Laval'in nutku İç haberler; Diş ha- 5. inci sayfada: Fransada otomobil ka- ? Roman zaları 6. 1ncı sayfada Fındık yurdu: Giresun | (Resimli sayfa) $ ; , tarafadap bombardımaa edüğükcen;sonraki-hat bom! haberi, yaralılar tedavi etmek üzere Habeşistanda bulu- 'nan her milletten bütün doktorlar ara. sında büyük bir mefret ve hiddet uyan- dırmıştır. Kızılhaç - delegesi, letlerarası — anlaşmaları bozması karşısında Protestonun metni iman edil hakkında resmi makamlarla konuşmak üzere dün sa- siştir. (Sonu 3. üncü sayfada) —————— —. İki bin Mısırlı talebe İngiltere aleyhinde yeniden nümayiş yaptı Di ftan Ramsey Makde ın İskoçya üniversitesi namzetliği de birçok muhalefetle karşılanmıştır. (Sonu 2. inci sayfada) “Ulue »un dil yazıları GÜNEŞ-DİL Teorisine göre toponomik analiz tecrübesi HAS İSİMLER ı Yaşıyan dillerle bir ili anlam bağı yok gibi görülen sayı- sız has isimler vardır. Bu has isim. lerin; hangi devirlerde ye hahgi uruktan insanların ağzından çıktı- gıni bugünkü ilim ehemmiyetiyle araştırır. Çünkü has isimler, kül- tür izleri ve kazıtların ifadesi gi bize tarihin ardındaki ve içindi ataların seslerini sözlerini ve adlı rını tekrarlıyan ölmezliklerdir. Anadolu bu eski seslerin, söz- lerin ve adların en çok tekrarlan- ana yurdların başmda geldi- 'e maksadla olursa olsun onlara dokünürken, milli bir kaygu - ve yatanseverliğin çok uyanık ve a- lıngan bir endişesini içimizde ve beraberimizde bulundurmalıyız. Gönlü ve yüreği yurdseverliğin ilâhi ateşiyle kavranmış, “bazı gencler, ve onların teşkil eti sosyeteler, ne demek ve ne göster- açıkça anlaşılmıyan çemize göre yapılmış adlar koy. mak, arzusunu gösteriyorlar. Yer- den göke kadar haklı olmaklâ be- raber, bu değerli yurddaşlara ace- leden sakınmalarını ve sabırlı dav. ni tavsiye — edeceğim. Çünkü anlamlarını anlamadığımız © isimlerden birçokları; gerçekte tam vetemiz Türkçedirler. Ve çünkü hakiki bir Türk milliyetinin ilim esaslarına dayanarak berkçe kurulduğu ve kökleştiği uğurlu ve mutlu Atatürk devri Güneş ve ışık devridir. Bu devrin geceyi yırtan Necatinin ölümünün yıldönümü Maarif vekili merhum — wecatinin ölümünün sekizinci yıldönümü simi dün şehrimizde yapıldı. terbiye enstitüsü salonunda büyük bir Ahtifal yapılarak n sinemadı -humun hayat ve eeler gösterildi. Nutuk- lar söylendi, şürler okundu. Oradan Necatinin Cebecideki kabrine gidildi. Kabirde mebuslar Aaarif cemiyeti ve spor merkezi — reisleri, - maarifçiler sporcular Ankarada bulunan izı Necati için yazdığı heyecanla okudu. Eniştesi B. Hali Bayrak gelenlere morhumun — aylesi amına teşekkür etti. Yazan: Hasan Reşit TANKUT da çözülmedik hiç bir düğüm ve dağılmadık hiç bir kuytuluk kak mıyacaktır... Eski kültürlerin ergin bir dere- T AE SA T AE SA 'nın Mezapotamyasında, Kafkasın- Arap yarım adasında ve Suri- i. Tarih bize onları Orta As- 'dan garba götüren büyük akın yollarının üzerinde, ayaı urukua kolları olarak tanıtıyor. Ve Haza- nn A doluya muhakkak uğramış ve K da'bir müdde'yurü Hözülerde Onun içindir ki yakın Asyanın her tarafında aynı has isimler buluyor ve öğreniyoruz. Eski zamanlarda has isimler na- sıl verilirdi: Has isimler üzerine (Sümer et Akkad. Contribution â Vhistoire dela civilisation dans la Bassa Mözopotamie) adlı önemlice bir kitab yazmış olan Charles - F. Jean, kitabın muhtelif yerlerinde Gilk insanların has isimleri hep mabud adları veya mabud vasıfla- dedikten sonra şu mühim satırları yaazr: Vaktiyle mukadderatın Tanre adıyla saptandığını sanırlardı. Bu süretle şu isimler meydana- çık- mışti: İnim Dıngır ra yani ra Taarımıa adı. İnim Dıngır sara yani sara Taa- vanın adı. İnim Dıngir nanna yani” nanaa Tanrmın adı. İnim Dıngır su yani su Tanrınca adı. İnim Dıngır enlil yani vının adı. İnim Dıngır nidaba yani nidaba Tanrının adı. Charles - F. Jean $. 22. Buna benzer adlar pek çoktu. (Hum) Tanrı da bir mabud idi ve Cungır) gibi Güneşin vasıfların- dan birine işaret idi. Onunla da (Hum, nam Tar, ra) şeklinde mü- rekkep isimler yapıyorlardı. Tet- kikımize kolaylık/ vereceği ” için Charles - F. Jean'dan şu satırları da naklediyorum: “Sonraları akıl ve şuur hükmet- meğe başlayınca has isimlerin ter- kibi değişti. Çocuklarına ad verir- ken ona bir de fikir. katıyorlardı. Meselâ (Uşur, Avat Dıngır Şamas: yani (Güneş Tanrının adını * sakla) gibi isimler yapıyorları Bu uzun ve mürekkep isimleri son. ra kısalttılar. Ve meselâ bu Uşür Avat Dıngır Şaması) Üşür Avazu- (yani; onu an) yaptılar. (Bizde Aşur ye Aşura adına - dikkat) za: (Sayfayı çeviriniz) Tan-