UN 1926 PERŞEMBE Yollar ve otomobiller ıı—.ul.ı4737 7343 ve/ Amerikada 14 7200 kışı uıl na kurban gitmişti Bir ->nei ları FRANSADA BİR AYDA 3335 K ileriledikçe ( yolla- maktadır. Yayan veya otomobille, araba ve- ya bisikletle bu yollardan geçen her- kes, buralarının senede beş bin kur- n veren büyük lüm tehlikesi olduzunun değillerdir. Salgın hastalıklar boğuldu. - Öldü. rücü illetlerle olan savaş muvaffakı- ve korkunç birer farkında yetli neticeler veriyor. Bunlardan korkunç olan (yol'arın teh Kikesi) hastalığının yecek mi? mecmua bir ayda olan yol ka- gazetö haberlerinden top. zalarını İamak sabrini göstermiş ve bunun meticesinde 31 günde aj 3335 yol kazası kaydetmiştir. Bu acıklı kaza serisinin plânçosu gedür : S87 ölü, 804 ağır yar dukça mühim - yaralı, yaralı Tabil bu mecmua bütün bu kaza ve yaralı rakamlarını merkez ve vi- yet in haberlerinden toplamıştır. Fakat gazetelerdeki ka- xa haberleri acaba hakiki kaza sayı darına uygun mudür ? Herhanci bit sebeple polis kayıdlarına / geçip te gözete sütunlarına girmiyen kâza sayı harı her halde ehemmiyetsiz bir yekün vmez. Bununla beraber elde edi- biç de azım xa ve yaralı sayılar 'nacak mahiyette değildir. layresi — Fransa'da bir ka naklediyor, bir yeniden — silahlan:- man pre git #ide coğrafi vaziyetinin ve askeri ha aırlıklarının kendisine verdiği azları günden güne kaybetmekte- ir. İngiltere kendini bir ani / baskına karşı emniyet altında hissettiği z man daha enerjik hareket edecektir Kendi kuvvetine ve belki de Fransa- 'ın yardımına güvenerek aecri tedbirler ştırılması ve ha #üsiyle petrola ambargo konulması yoluna gitmekten çekinmiyecektir. Ve Afrika harbını derhal durdurmaya yaramıyacak - olan bu tedbir hiç ol- mazsa herkese İtalyanın büyi Avrupa harbına girişemiyeceğini is. pata yarıyacaktır. Fakat İtalya zecri tedbirlere karşı pasif olarak kalırsa bir gün gelecektir ki hattâ bir umudsuzluk harbına bile girişemiye- cek bir vaziyete düşecektir. için tehlikeyi önlemek icab edecektir. halya, 1914 Almanyası gibi, kendi leyhine değişen bir kuvvet muvazene- sini, harb v tünmektedi aa ilan ediyor. İtal, ekonomik tesbit etmeyi dü- ZA.. 587 ÖLÜ.. 4323 YARALI. Bu senenin 18 ağustosundu gün içinde, yol kazalarının şudur : 32 ölü, 45 ağır yaralı, 205 hafif yaralı .. Hepsi 178 kazada 286 kurban Aynı ayın on beşinde 268 kaza ol- muş,176 yaralının 28 i ölmüştür. Kazaların sebeplerine gelince; bun darm yüzde yetmişini otomobil, mo- tösiklet, bisiklet sürücüleri yapmış- lardır. Hemen her vakit kaza sebep- deri arasında ileri sürülen (tren ge- çidleri) resmi istatistiklerde ancak yüzde yarım bir Kazaların en büyük hissesi otomo- bil sürücülerinin omuzlarına yüklen- mektedir. Bir senede 2650 karşılık S6ET moto: let kazası olmuştur. Yayan otomobillerle 733, 33 defa çarpışmış- kazasına 124 bi yürüyenler ise, motosikletlerle dardır. Bütün bu rakamlar biraz önce me- rak ve sabrından bahsettiğimiz mec muanın meydana attığı €en son, en yeni rakamlardır. Kazalara ait res der daima geç verilmek- Meselâ 1934 senesi yol kazı Aynı zamanda bu bütün kazalar değil, yalnız ölümle neticelenenler kayıdlıdır. Resmi istatistiklerde, bu noksana yağmen, görülen rakamlar korkul. mıyacak kadar az değildir : 934 se- 4737 nesinde 4413, kişi ölmüştür. /doğru ye resmidir. Kaza sebeplerine bu 4413 kazarın 2512 si yol kazasında Bu yekün n y beceriksizlik va lükderi yüzündendir. - Yayan yürüyenlerden 1321 i kendi tedbirsizlikleri yüzün. uğramışlardır. - Kaza adedine karşı makine bozukluğunun nisbeti yüzde iki, yol ve hava bozuk- yüzünden olan ise yüzde ondur. Bir senede beş bine yakın ölüm Ağır ve hafif yaralılar sayılmamak üzere beş bin ölü.. Bu, hiçte azım- sanacak ikdar olamaz. İngiltere'de 7343 inde 'den kazaya kazaların niz Hele aynı sene ü ile neticelenen ileriye sürmek sure- 1924 senesin- ve bulmak 'artan kaza ve ölüm nisbetleri tabi vaziyetten çok uzaklaşmış ve endişe Bunu hükümet de nihayet “anlamış ve belediye reislerine, polis âmirleri- 'ne gönderdiği bir tamim ile kurban- Jarı sıklaşan yol tehlikelerinin önü- ne geçmek için yollara çok dikkat & ngilterede * 'eden otomobil edilmesi lüzumunu bildirmiştir. Yollardaki tehlikelerin modern ha yatta âdeta bir he ıi söylemiştik. Bu hi için her şeyden evvel onun sebepleri ni, mikrobunu / bulup anlamak, bil- mek Tüzımdır. Bugüne kadar hükümetin neşret- yol kazaları - istatis noksandır. hem de geç bildirilmektedi reisleri, belediye teşkilâtı dar, kendilerine — verilen / direktifler dahilinde, hiç de fena çalışmıyorlar. Fakat bu iş, yolların tehlikesi ifelerine eklene. müstakil bir idare ve teşkilât . Ve ancak böyle âtın kurulması, işe başlaması i sayı ve sebebler ve hastalığın mikrobu böyle- ce anlaşılı rılabilir. Resmi istatistiklere inanacak olur. sak yol kazalarında bizzat yolun an- cak yüzde on misbetinde âmil oldu- iunu görürüz. 1934 - senesinin 4737 ölüm vakası içinde ancak 480 i şose- ve tren geçidlerin lerin bazukluğu Dar yolların sebeb olduldarı öli kaları ise'ayar senö'içinde Yalnız 21 dir. Fransanın yolları sonra çok islah edilmiştir. Bu yollar. eden fransızlar, kendi yollarının mükemmelliğe yakın vazi- yetinin farkında değiller ama, cılar takdirlerini ve - hayranlı “saklayamıyorlar. Esi zaran şöseler genişle miş, r islah edilmiş, yol işaret leri çoğaltılmış ve bütün bunlar hü kümet hazinesine tam dört milyara mal olmuştur. Yalnız milli yollar için malzeme ve amele ücreti olarak 1931 de 1675 milyon, 1932 de 1104 milyon, 1933 de 1215 milyon, 1934 de 929 milyon ve 1935 de 989 milyon frank harcan- imi harptan da seyahat aban- u kadar masrafa rağmen Fransa yollarının islahi işi tamamen - bitmiş değildir. 1936 senesinden itibaren daha geniş ve esaslı bir faaliyet baş- hiyacaktır. / Bilhasta - işsizlerin büyük işlerde çalıştırılması plânı çok geniş krediye ihtiyaç / gösteriyor. Paris ve civarı yolları için 682 milyon, yolla- 'vın üzerindeki tren geçidlerinin kal- dırılması için 195 milyon, diğer bü- yolların slahına devam için de 300 milyon frank sarfına lüzum vardır. Bu, hükümetin yapmak ni ve faydalı bir hamledi yol üzerindeki tren geçidlerinden üçyüz tanesinin kal- 'yar. Halbuki Fransa yolları ü. 35.559 tren geçidi mevcud. 300 geçidin kaldırılması 35 bin geçid yanın. 'da devede kulak gibi kalır diyeceksiniz. Fakat bir geçidin kaldırılması için ması için gereken milyarları kim ve ne- 'reden temin edecek? Bir fen adamı: “umumun — selâmeti için sarfedilecek paranın kududu olamaz her şeyin olduğu gi vardır. Öyle büyük masraflar oluyor ki yereckleri en büyük faydalara rağmen Heşidlerinin 35.569 umun ea tebli u ortadan kaldırmak, diğerlerini da az zarar verecek hale koyacak terti. bat almaki yolların tehl yanan yüzde onunun önünü geçilmesiz Tanlar kayıdsızlığı, aceleciliği, derin sarsaklığı, dikkatsizliği çi müddetçe yol kurbanlarının sayır is artmakta devam (Ekselsiyor) İran kürdistanında sığır vebası yok rundan gerekli tedbirlerin alındığını yazmıştık. irildiğine göre İran Kürdistanında sıgır vebası yoktur. Kamutay Dahiliye encümeni cuma günü saat 10 da toplanacak- tır. LAVAL'IN NUTKU (Başı 1. inci sayfada) si, Afrika ha durdurarak, 'nın önüne geçmektir. Yaz dan biri, toprakça ve hukukça, tler Cemiyeti ideali için, fe- dakarlıkta bukunmalıdır. Çünkeü harb durursa, ancak, İtalya kan- — dirılarak di Durmazsa, bulaşır! İşte Milletler Cemiyeti azaları: — 'nın içinde bulundukları çıkmaz, B. Laval'a göre, budur Fransız Başbakanıı n nutkün- — da mühim noktalardan biri, Millet- ler Cemiyeti hakkında söyle duklarıdır. inkü ileri - tedbirci- bugün İtalya'ya karşı Milletler Ce- miyetinin elinde bulunan imkân- ları tahdid edecek olursa, yarın, — kendisine saldırıldığı zaman, ay- — ni imkânlardan kendi aleyhine vaz geçmiş olmıyacak mıdır? gün kendisine emniyet bağlanabilecek bir. halde midir? — Cemiyetin kuvveti — evrenselliğin- dedir: Halbuki kendisinde şimdi bu hassa yoktur. O halde Mil ler Cemiyetinin, bir harba idebilecek olan mesuliyetleri ü- — zerine alabileceği nasıl düşünüle- bilir? Okurlarımızın tam metnini bir — iki sayıfa sonra bulacakları nutuk ünde fazla tefsirlerde bulun yalım. Ancak bir iki etraf - yı daha işaret edelim: Laval'in muvaffakıyeti İtalya, Avusturya, — Macaristan ve Polonyada - sevinç uyandırmıştır. İngiltereden gelen haberler ise, ingiliz ııuulınıln çok ihtiyatlı oldukları göz tutulursa, pek iyi değildir. n.şu 5 Telgraf: “Bay Laval iki ata - bir- den binmekte devam etmekte- dir!” sonra, yeni zecri tedbirler cağı şüpheli olduğuna göre, ba, tedbircilik cephesinin mış olduğunu - söyliyemez Eğer şimdiye kadar alınan ler İtalya'yı lüzumundan fazla mıyorsa, ve Cenevre'de dik hâdiseler olmazsa, safhasını verilen yazısından, Paris t esaslarını kabul etmek, |- talya için kolaylaştığı anlaşılıyor. — Acaba bir gün, Necaşi'nin bu esas — bulacağımız, pek de tatlı olmıyan, suallerdir. F.R. ATAY Not: Bu yazı, dünkü sayımız- da çıkmak üzere hazırlanmıştı. — — ULUS'un roma Kırmızı Zanbak Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren Tefriki Nasuhi BAYDAR 75 şeker kutuları arasında, göründü. Mis Bel, dostla: istasyona götürdü. — Oh! Mösyö Şulet, bu mersiye, Piza' daki Kampo Santo'da, keçilerin sevdiği da- XXV. #a urmanan mutekif gibi gök yüzüne doğru yükseliyor. Bakınız nasıl: İhtiyar mutekif, — Döşarır. yolcuları vagonda selamlamağa iyman deyneğine dımları biribirinin eşi deyni i değildir. dayanarak çıkıyor ve a- Çünkü kol bir yanında bulunduğundan ayak- larının birini ötekinin ilerisine koyuyor. Bu mun içindir ki sizin mısralarınız da biribirinin bi'ye, eski dostu Mösyö Lagranj'a kavuşa- cağına ve Fiezole'deki etrüsk'lerden pencereden - Bon Marşe bahçesine bakan evcil savaşmanı tek- rar göreceğine sevine sevine, yolcu kılığı ile, , arabasına bindirerek, gelmişti. Ondan ayrılınca Terez Döşartr'ın kendisi için ne olduğunu anladı hayatın yeni, zevkli, ve öyle canlı kiki bir tadını vermişti ki âdeta bunu dudak larında hissediyordu. Bir füsun içinde, onu sonra, o, Terez'e öyle ha- Batan g peleri birer buket gibi yükselen ağaçları peciklerin yamaçlarındaki küçük çizgili ekin halılarını, ve irmaklar boyunca uzayıp giden söğüd dizilerini görerek hep deruni bir ne- şe düyuyordu. Seyahat onun için değişmez bir renk içinde akıp gidiyordu. Terez, yaşan- mış saatlerin dolgunluğunu ve derin neşele- rin şaşkınlığını tadıyordu. Ve tiren durun- ca, üyürken uykusundan - uyandırılmış, bir n gülümseyişi ile, istasyonun kirli ay- dınlığı arasında, onu tekrar bulmakla sevi: nen kocası tarafından karşılandı. Madam Marmeyi öperken ona bütün kalbi ile teşek- kür ettiğini söyledi. Ve hakikat de şu idi ki Şulet'in Sen Fransuva'sı şeye karşı mültefitti. neşin parıltılı tozları Belem, gibi, o şimdi her sulara, isli köprü kemerlerine, çınar dizile- — rine, Kurlaren'in tepeleri çiçekli kestanele- rine baktı ralar kendisi için ihtişamlı bir yeniliğe bü- rünüyorlardı. Ona sanki aşkı bütün dünyayı yeni renklere boyayormuş / gibi Ve ağaçların, taşların onu tanıyıp tanıma- dıklarını kendi kendine soruyordu. Düşünü- yordu: “Nasıl oluyor da susuşum, gözlerim, bütün vücudum, ve gök yüzü ve toprak, sır- rımı herkese bağırmıyor?” Mösyö - Marten ymun biraz yorgun olduğunu — düşü- nerek dinlenmesini tavsiye etti. Ve gece, o- dasına kapanmca, yüreğinin duyduğu büyük sessizlik içinde, orada mıyana, ezeli yenilikleri ile çiçeklere b yen sözlerle dolu bir mektub bütün bu alışkın olduğu manza- geliyordu. çarpıntılarını ol et değildiz."Obrt bi iylez. anlüt tekrar görmek hulyasına dalmış ve bütün — ahtmları akda ada . F htiyarım. T hut, #Deniz kıyısında güller çiçek açıyor' « — rini, projelerini, ümidlerini ve diplomasi âle- az mavi bir görüyor ö Şulet, siz iyman sahibisiniz. Bu — dedikçe şaşırmış ve tatlı bir dalgınlığa dal- —mine üç dört tane büyük akşam yemeği ver. de Floransada gördüğünü düsün: i 1 gürler yazmanızı m et- mış olarak yaşıyordu. Marsilyada, otelde ge- mek zaruretlerini anlatan kocasını sabırsız- — yorum nbakIr kücük kasığı Miyecek olursa neye yarar? girilen bir geceden sonra, taşlı tarlalarda lık göstermeden dinledi. Daha iyi düşünebil. —samın üstüne koydum. Gel: Benieilli dünaha girmeğe, Madam, zeytin ağaçlarının gümüşü renklerini, Pilat gözlerini kapadı. “Yarın bir mektub yakıyorsun. Gelt” ve işte bÖNLERE ERANE — Oh! onsuz da günah işliyoruz. dağınım uzak profilini, Ron nehrini, Liyon ve kendisini de bir hafta sonra hassüslerle hayalleri, bütün tazelikleriyic, — Madam Marme, nihayet, La Şez sokağın- — şehrini ve sonra, alışık olduğu manzaraları, göreceğim” sözlerini zihninden geçirdi. A- yuhunda buluyordu. anartımanma, küçük köpeği To- eskiden koyu renk iken şimdi açık yeşil te- — raba, köprüden geçerken alev gibi kızıl akan (Son> i