SERVETİFÜNUN No. 1903— 217 L. Pirandello: IV“ Hanri Fer nn m ATİ İ erecüme eden: Şemsi İf alıp ÜÇ PERDELİK FACIA BİRİNCİ PERDE ARIALDO Aksiliğe bak ki senin kim olduğunu biz bile bil- miyoruz. BERTOLDO Siz de mi? Benim kimi temsil edeteğimi bilmiyor musunuz? ORDULFO Kim bilir! “Bertoldo,,yu, BERTOLDO Fakat hangi Bertoldo? Niye Bertaldo? LANDOLFO “Adalberto'mu kovdular, öyle mi? Öyle ise ben de Bertoldo'yu isterim! Bertoldo'yu isterim!, diye bağır- mağa başladı. ARJALDO Bu Bertoldo kim olacak diye biz üçümüz de bir- birimizim gözlerine baktık. ORDULFO Ve işte, azizim, Bertoldo da karşına geldi! LANDOLFO Çok iyi bir tesir yapacaksın! BERTOLDO (Hiddetlenerek ve gider gibi yaparak) Ah, fakat ben buna tehammül edemem! Çok te- şekkürler ederimi Ben gidiyorum! Gidiyorum! ARIALDO (Ordulfo ile birlikte kahkahalar arasında onu tutarak) Yoo! hiddetlenme, müsterih ol! ORDULFO Masaldaki Bertoldo olacak değilim ya! LANDOLFO Merak etme, esasen biz bile kim olduğumuzu bil- miyoruz. O, Arialdo; o, Ordulfo; ben, Landolfo.... İs- mimizi böyle koymuş. Artık biz de alıştık. Fakat biz kimiz? — Devrin isimleri — Seninki de, “Bertoldo, ismi de devrin isimlerinden biri olacak. — İçimizden yalnız birinin, zavallı Tito'nun, tarihte okunduğu gibi, güzel bir rolü vardı: Bremen peskaposu rolü. Fakat, kakiki bir peskaposa benziyordu! Mükemmeldi, za- valli Titol — Geçen Nüshadan mabaat — ARIALDO Tabii, o rolünü kitaplarda iyice tetkik etmiştil LANDOLFO. Ve Haşmetpenaha bile hükmebiyordu: nüfuzunu hissettiriyor, adeta bir vasi ve müşavir gibi onu idare ediyordu. Ona göre, biz de “gizli müşavirler,iz, fakat öyle, baştan savma; çünkü tarihte yazılı olduğuna göre, IV üncü Hanri, Sarayını aşağı aristokrasinin gençlerile doldurduğu için yüksek aristokrasi tarafından kendisi- ne karşı bir kin ve husumet besleniyordu. ORDULFO Bu aşağı aristokrasi de biz olacağız. LANDOLFO Evet, küçük tâbiler; muti ve sadık, bir az baştan çıkmış, şen.... BERTOLDO Şen olmaya da mı mecburum? ARIALDO Eh, elbette! Bizim gibi! ORDULFO Kolay da değil, biliyor musun? LANDÖLFO Hakikaten yazık! Çünkü görüyorsun ki, burada bu- nun için icap eden dekorlar mevcut; bugün tiyatrolar- da okadar rağbet gören tarihi temsillerden birinde çok güzel bir figüran olabilmek için elbiselerimiz çok müsait. Mevzua gelince, IV üncü Hanri'nin tarihinde bir tane değil bir çok facia çıkaracak kadar mevzu bu- lunabilir. Uh! Dördümüz burada, o iki zavallılar da orada mi gösterir), tahtın ayak ucunda dikildiğimiz za- , öylece... bizi hazırlayacak, bize bir iki sahne temsil ettirecek kimse yok. Evet, nasıl söyliyeyim? şe- kil var, ruh yok! — IV wnex Hanri'nin hakiki gizli mü- şavirlerinden fenâ bir vaziyetteyiz, onlar, hiç olmazsa, temsile mecbur olduklarını bilmiyorlardı: temsil ediyor- lardı, çünkü... temsil ediyorlardı: bir rol değil bu on- ların hayatıydı, yani başkalarının zararına kendi men- faatlerini temin ediyorlardı; ne bileyim ben? tevcihatı satıyorlardı. Halbuki biz burada, bu elbiselerle, bu pek güzel Sarayda... — Ne yapmak için? hiç... Birinin kendilerini alıp şöyle veyahut böyle sallamasını bir iki kelime söyletmesini bekleyen altı tane kuklayız.