358 SERVETİFÜNUN | dilli ia No.1890—205 Ahmet Rasim Kıymetli arkadaşımız Sehap Nafiz 28 birinci teşrinde Matbuat Cemiyeti tarafından tertip edilen Ah- met Rasim ihtifali münasebetile o gece İstanbul Radyosunda “ Ahmet Rasimin edebi şahsiyeti, edebiyatımızdaki mevkii ,, mevzulu bir konferans verdi. O konferansın esas hatlarını buraya tesbit ederken memnuniyetle haber verelim ki, Sehap Nafiz haftanın muayyen günlerinde edebiyat ve sanat bahisleri etrafında Radyodaki müsahabe ve konferanslarına devam edecektir, Hanımlar, beyler; Bugün İstanbul Matbuat cemiyetinin, Beyoğlunda Musiki san'atkârlar cemiyeti merkezinde bir Ahmet Rasim ihtifali tertip ettiğini her halde bilirsiniz. Bu ihtifalde merhumun hayat ve matbaa arka- daşları onun hakkındaki fikirlerini söylediler, eser- lerinden parçalar okudular. Musiki san'atkârları da şarkılarından bir ikisini çaldı. Benim bu konferapsımın mevzuunu da onun edebi şahsiyeti ve edebiyatımızdaki mevkii teşkil ediyor. Ahmet Rasim Dürüşşefekayı bitirdikten sonra 18 yaşında gazetecilik hayatına atıldı. Tam yarım asra yekın bir zaman ;hiç yorulmadan, usanmadan Türk irfanına büyük hizmetler etti. Matbuat hayatına atıl- dığı gündenberi İstanbulda çıkan gazetelerin hepsinde çalışmıştı. Bunların en başında Servetifünun, Tereü- manı Hakikat, İkdam, Vakit, Tarik, Basiret Cümhu- riyet gelir. Mahmut Sadık gibi, Hüseyin Rahmi gibi memle- ketimizde sayıları pek az olan, hayatını kalemile temin eden kimseler arasında idi. Yarım asır bıkmak, usanmak bilmiyerek birbirin- den çok farklı mevzular üzerinde yazı yazdı. Bu vaziyeti onun görüşlerini kısaltacağı zannedilmesin. Bilâkis bildiklerinin hepsini iyi biliyordu. Her mev. zada görüşleri kuvvetli, ve en hurda teferruata kadar nüfuz eden bir zekâsi vardı. Türk edebiyatı tarihi Ahmet Rasim isminin üs- tünde israrla duracaktır. Onun asıl kıymeti ilerde eserlerinden istifade edildiği zaman anlaşılacaktır.. Ahmet Rasim daha düne kadar matbuatımızın canlı bir tarihidi. 25 Eylül 932 tarihli Hakimiyeti Milliyede Falih Rıfkı onu niçin; «o yalnız eski İstan- bulun bir vesikası değildi, temiz ve halkçı türk gazeteciliğinin an anesi idi. diyor.» Hakkı Tarik beyin dediği gibi «Onun istikbale kalacak en büyük şahsiyeti gazeteciliği ve muharrir- liğidir.» Gazetecilerde aranan ilk şey umuma hitap eden bir lisan olduğuna göre, bu onda istenildiğin- den çok fazla mevcuttu. Ahmet Rasim bu memlekete okumak zevkini aşılıyanların en başında gelir. Tam yarım asır türk matbuatında her telden çalmış, hikâye, roman, giir, müsahabe yazmıstır. Servetitünun Leyali istırap, Nâgâm, Güzel Eleni, Ülfet, Biçare genç, Nümunei hayal, Endişeli hayat, Bir sefilenin evrakı metrukesi, Gamı hiçran. Mektep arkadaşım gibi küçük küçük kitaplarda çıkan hikayeleri, Fuhşu âtiki, Halakası, bugün biraz yaşlı olanlarımızın zihin- lerinde muhakkak mevcut olan şarkılan ve çehir mektupları, Eşkâli zaman muhakkak ki bu memle- ketin okuma seviyesine bir şey ilâve etmiştir. Bugün- kü ihtifalde Hakkı Tarik beyin dediği gibi «hikâye- lerinde onun kendi devrinin iç yüzünü bulup okuya- caksınız.» Cümhuriyetten sonra Cümhuriyette yazmağa baş- ladığı Asri fantaziler ile onun ayni zamanda kuvvetli bir fıkra muharriri olduğunu da anladık.. Osmanlı tarihi kendinden evvel yazılanlara niş- betle çok mühim bir esrdir. Bu eserde Ahmet Rasimin en mühim hususiyetini teşkil eden örf ve âdet mes- elelerine bilhassa ehemmiyet verilmiştir, o Bugün matbuatımızı idare eden orta yeşlilarımız mektep- lerde türkçeyi onun yazdığı sarf ve nahiv kitapla- rından öğrenmişlerdi. O ayni zamande kıymetli bit lisancı idi de, Heybelide geçirdiği hayatının &on senelerinde bile senelerdenberi topladığı türkçe lugatleri tamamlamıya çalışıyordu. Ayni zamanda türkçenin argosunu en iyi bilenlerden biri idi. Argo lugatı araştırmalarında, onun eserlerinden mühim istifadeler edileceği mu- hakkaktır. Ahmet Rasimin edebiyattaki mevkiine gelince. O, zamanının canlı bir tarihidi. Yazı yazdığı yarım asırlık bir zaman için elimize cok mühim vesikalar bırakarak gitmiştir. Onun en büyük muvaffakıyeti halkın dili ile konuşup halka bitap etmesidir. İçtimai hayatımıza dair yazdığı yazılarda muhitini en esaslı hatlarile gösterirdi. Refik Ahmet diyor ki «Biz Ahmet Rasimin yazı- larında yarım asır kendimizi bulp sevdik.» Ahmet Rasim diyince hepimizin aklına ilk olarak sade zamanınıu en canlı ve en şayanı dikkat şeyle- rini degil ayui zamanda bütün hususiyetlerini ortaya koyan bir insan geliyor. Bir Macera, Bir Baskın, Bir Falaka yazısı size bu âdetlerin neler ve kaç çeşit olduğunu, nasıl yapıldı- ğını birer birer gösterir. Meselâ 20 İkinci teşrin 336da gıkan Yeni Kadın isimli bir yazısını okuduktan sonra gözünüzü kaparsanız umumiyetle çarşafın bırakıldığı ve kadınlarımızın medeni ve içişmai hayata atıldık-