No.1890—205 SERVETİFÜNUN i 363 Ragıp — (Sabırsızlığın son derecesine gelerek) Öteki ilâçları Emel hazırladı, ona sorunuz!.. Bir saniye müsaade edin.. (Süratle çıkar) Azize — (Arkasından hayretle bakarak) Kızım babana ne oldu böylef Emel — Biraz rahafsız.. 'beraber uyku uyumadı. Azize — Vah vah.. Pek müteessir oldum.. Bari «sen uyusaydın kızım? mel Mümkün mü efendim? Azize — Başka ne ilâç yaptınız? Emel — Başka.. Başka hintyağı içirdik.. Azize — Bak, bak.. Ne tedbirsizlik.. Doktora 8or- madan böyle şeylere kalkışılır mı? Başkane ilâç verdiniz? Emel — Babamda bir takım haplar vardı onlar- “dan bir tâne verdik ama ne hapı olduğunu bilmi- yorum. Durun gidip sorayım. (Emel sür'atle çıkar) Bütün gece annemle Azize — (Kendi kendine) Ne büyük ihtiyataızlık..., Bari bana haber verse idiler. (Azize Hanım küçük adımlarla salonda dolaşır. Duvardaki tablolara, saste ve sair eşyaya bakar. “O aralık kapı açılıp Enis girer.) Dördüncü Meclis AÂsişe, Enis Enis — (Girer girmez Azize Hanımı görünce durur.) O.. maşallah!... Azize — Vay. Küçük Beyi. ne arıyorsunuz? Eniş — Siz Hanımefen Azize — Ben merak geldim. Enis — Ben de öyle. Azize — Merak ettiğiniz şeyi öğrenebilir miyim? Enis — Tabii efendim, gizli bir şey yok ki. Sizin merak ettiğiniz şeyin aynı.. Azize — Yani Ragıp Beyin dün akşamki âni gaybubeti, öyle mi? Enis — Evet efendim. Azize — Siz havadisi benden alın: Selma Hanımı merak etmiş ve neşemizi kaçırmamak için bize veda etmeden eve dönmüiğ.. inis — Selma Hanımefendinin vahatsızlığı ne imiş? Azize — Midesi bozulmuş.. mamış.. Enis — Vah, vah. Pek müteessir oldum. Keşki mehtap gezintistnden vazgeçse idik! Azize — Bu gezintiyi bize bizzat Ragıp Bey teklif etti. Hatta ısrar etti. Buna hacet var midi anlamiyorum ki, Enis — Ne ise meşele anlaşıldı. Ben artık gidi- yorum, Eiendim müsaadenizle.. (Gitmiye hazırlanır.) Azize — Haydi, benden saklamayınız delikanlı, Ben bugünkü ziyaretinizin sebebini keşfettim. Enis — (Soğuk) Ziyaxretimin sebebini demin arz- .ettim. Ben söyledikten sonra &izin keşfinize hacet kalmamıştı. Bu saatte burada ini bir şeyi gormıya Bütün gece uyuy& Azize — Öyle mi? Haydi öyle olsun güle güle gidiniz,. Maksadınızı benden saklama; olsaydınız sizin için pek faideli olacak bazı şeyler öğrenebilir- diniz, Enis — (Müstehzi) Ne gibi? Azize — Meselâ size Ragıp Bey ailesi hakkında bazı malümat verebilirdim. Enis — Hanımefendi &iz belki yanlış bir fikre zahip oldunuz. Ragıp Bey beni zannettiğiniz kadar alâkadar etmiyor. Azize — Emel Hanımın mazisi de 8izi alâkadar etmiyor mu? Enis — (Azize Hanıma yaklaşarak) Enel Hanımın mazisi mi? Azize — Ha.. İş değişti değil mi? Sizin emeli sevdiğinizi görmemek için insan körolmalı.. Dün birbirinizin gözlerinin içine bakıyordunuz. Eniş — Emel Hanıma karşı büyük bir zafım var. Burası doğru Hanımefendi.. Azize — Zaaf değil, açık konuşunuz, onu çıldırır sıya seviyorum, diyiniz. Enis -—- Peki öyle olsun. Azize — «Bugün Ragıp Beye kızile evlenmiye talip oldüğumu yilin İş geldim.» Diyiniz. nis — Ona Azize — 7 pa kegfetmiş miyim? Enis — (Merak ve endişe içinde) Evet. Fakat bu mazi meselesi? Azize — Hah şöyle. Ortada bir mazi meselesi var. Biraz bundan bahsedelim. Evlenecek bir adam için karısı olacak kadının mazişinin hiç bir noktası ke- ranlık kalmamalı.. İlerde vukuu melhuz geçimsizlik- lere mani olmak için bu en birinci şarttır. Ben bun- ları hüsnü niyetle ve sizin her ikinizin de iyiliğiniz için söylüyorum. Çünkü Emeli ben kendi kızım gibi severitu. Benim tecrübemden istifade ediniz. Eniş — Emelin mazisinde bir karışıklık mı var) Azize — Orasını bilmem. Ben $ize hiç bir iddiada bulunmadan, yalnız bildiklerimi söyliyeceğim. Bakı» nız, evvelce bu eve Sait isminde bir delikanlı gelir giderdi. Son üç dört ay zarfında ortadan kayboldu. Enis — Bu delikanlı kimdi? Azize — Hiç tesadüf etmediniz mi? Yakışıklı bir gençti. Ragıp Beyin vefat eden büyük braderinin oğlu imiş. Enis — (Son derece alâkadar) Peki, Emelle bu genç arasında bir.. rabıta mı vardı? Azize — Bilmiyorum, Sadece bu noktaya nazarı dikkatinizi celbediyorum. Senelerce beraber bulunan iki genç arasında bir bağ olacağını tahmin etmek güç bir şey değildir. Enis — (Telâşla) Ne diyorsunuz Hanımefendi? Azize — Bildiklerimi söylüyorum. Bu delikanlı niçin birdenbire ortadan kayboldut Burası karanlık Bana kalırsa soğuk kanlılığınızı muhafaza ederek pederile görüşmeden evel bunları Emelden anlamalı- âıniız ve kararınızı vermelisiniz. (Bir müddet) Ben iyilik etmesini seven bir kadınım. Siz iddimnıza Tağ- men henüz pek tecrübesizsiniz. Size yapılacak şeyleri öğretiyorum. -——- Devamı var —