310 SERVETİFÜNUN No, 1887—202 Türk Dili Kurultayı Destanı Osmanlı türkçesi artık elverdi, Öz türkçe «Ulusun içine erdi, Gazimiz bu yolda bize elverdi, Gelin başaralım bu savaşı da. Yurdunu kurtaran o yüce kişi Yarattı yeniden ünlü geçmişi; Parlıyan güneştir onun her işi, Gözü gönlü gibi güne karşı da. Türk dili bozulup azman olmuştu, «Engin> araplaşmış «umman» olmuştu, İşimiz bu yüzden duman olmuştu, Bir pul etmemişti bu mal çarşıda. Elinde nargile, sırtında burnuz, Ağzını açtı mı İâkırdısı buz, Osmanlı türkçesi denen uğursuz Türkü görememiş gözü şaşı da. Göğe <fârem>» demiş güneşe «hurgit>, «Mihir, şems, afitap» ayrı çeşit, «Çeşmi cadüo»ları sen ondan işit, «Ebru>ya çevirmiş canım kaşı da. İşte bu yapma dil, bu yabancı dil, Bir türbe üstünde yanan bu kandil, Kardeşler bu bizim dilimiz değil, Sönsün yerde tüten son talaşı da. Ün doğsun bu yılın kutlu ayından, Budur beklenen Dil Kurultayından, Altın ok fırlasın artık yayından, Kuş gibi aşarak dağı, taşı da. Arabın, acemin İügati solsun, Dilimiz kendi öz sesile dolsun, Nerenin malise oranın olsun Günneli tecvidin Karabaşı da. Artık ne Şam işi şekerlemeler(*), Ne Şiraz kırması boş kelimeler, "Türk dili böğürmez, şakırdar, meler, Çünkü özüm giki,bu dil yahşı da. Her kelimesinde var başka bir tat, İster sertçe oku, ister yumuşat, Sözümüz bir kere açınca kanat Yere indiriniz varsa arşı da. 3(-9-932 Halit Fahri (*) Tekerlemenin ağdalısı. Acıklı bir haber Tokadizade Şekip öldü. * o İzmirin meşhur şairi Tokadizade Şekip B. in, hastanedeki oğlunun vefatı haberinden müteetsiren ayni günde ölümü, gerek İzmit'de, gerek memleke- tin diğer münevver muhitlerinde derin bir esefle karşılandı, Servetifünun namına merhumun silesine ve dostlarına taziyetler ederiz, Bu münasebetle gazetemize gönilerilen ajans tel- grafile aşağıdaki mektubu ayrıca neşrediyoruz « İzmir 6 Tegrinievrel ( 4.4 ) — Emlak bankası memurlarından bulunan oğlunun üfodan vefatından büyük bir tecesür duyan eski gairlerimizden Tokadizde Şekip Bey bu sabah ölmüşlür.» " Mektup f Bkkiyağa meşgul olanlar arasında Tokadizade Ga ; Şekip,i tanıyanlar pek çoktur. Tokadizade Şekip bey eski bir aile dostumuzdu. Kendisi bir leşrinievvel tari- hiyle yazdım bir mektupla oğlunun hastalığından do- layt duyduğu tesssürü şu satırlarla anlahıyordu: Nâsır şiddetli bir #foya tutuldu, beni bir kat daha deliye döndürdü. Doktorların kati tavsiyesi ve kendi- sinin göslerdigi arzu üzerine beğ gündür Alsancakta Doktor Sadık Beyin « Sıhhatevis namını taşıya tedavihanesinde bulunmuyor, Bugün. hastalığının onak ano günüdür. Fakat hâlâ başına, kalbinin üzerine sık sık buz koymak meoburiyelinden kurtulamadık. Külbei âhzanımız bugün küçük bir amarhaneye ne kadar benziyor bilseniz.., Şu satırları okurken ümdi ederim Ki manalı bir tebeşsümle «zaten ne idi? » diyeceksiniz Üç günlük hayat bin türlü iziirap. İşte varlığımızın hülasası. Her hezeyan hikmeti hafiyye kaşesiyle yuta- bilse idim ne kadar müslerih yaşardım. Fakat, ah fakat... » Ne garip bir tesadüftür ki bundan çok evool bir oğlunu daha gene tifodan kaybetmişti. Bu defaki ölüme tahammül edemedi ve o da oğlunun arkasından gili. Allah rahmet öylesin, Naci Vasfi