No. 1886201 Tarih: Bir Osmanlı İmparatoru | Almanyada “ hatıralar , (17 Almanyayı topu topu bir tane Osmanl: İmparatoru ziyaretetmiştir. Bu, son Halife Abdülmecidin babası ve zamanında yaptığı büyük Avrupa siyahatiyle şöh- ret bulan “Abdülaziz, dir. Sultan Aziz 1867 Paris sergisini görmek için de- niz yolu ile Fransaya gidiyor, ordan da Prusya kıralı birinci Wilhelm'in şerefine büyük merasim yaptırdığı “Koblenz,, şehrine geçiyor. Bu seyahattan ufak bir kaç hatıra kalmıştır: Sultan Aziz bir gün Wilhelme gözleri önünde bir şerit gibi uzanan güzel “eğlencekanatı, nın masarifi kaça mal oldu diye sorar. Tabii bununla (Rhelin) nehrini kasettiği anlarlar. Büyük israflar yaparak herşeyi (eğlence) gözile gören ve bugünün türk alemine sayısız borçlar bıra- kan bir Sultanın böyle bir sual sorması çok ta aykırı görülmemelidir. Yirmi sene kadar evvel bana bir kaç enteresan hikâyeler anlatan Sultanın (serkarini) (2) bundan hiç .bahis bile etmemişti. Buna mukabil başka şeyler anlattı. Ben onları bu- güne kadar sakladım. Çünkü o adam bana hatırala- rını neşredeceğini söylemişti. Bugün Fahri Bey iste- diğini yapamadan ölmüş bulunuyor. Benim için de artık bunları saklamakta mana kalmamıştır : Sultan Aziz Paristen bir çok sebeplerden dolayı hoşlanmamışlı. Koblenz ise çok hoşuna gitmişti. As- keri talim ve manevreleri tam istediğine uygun bul- duğu için çok beğenmişti, İhtiyar Prusya Kıralı da Osmanlı Padişahında bir hörmet ve itimat hissi uyan- dırmıştı. Sultan Aziz bir gün kıral Wilhelm'e Fıransa impa- ratoru 3 cü Napolyon'dan şikâyet ediyor. Pariste bu- lunduğu sırada Napolyon'un Girit adasının terki hak- kında rica ve israrda bulunduğundan bahsederek ver- diği cevapı söyliyor. — “Ben memleketimden bir karış yer bile veremem, onu Allah verir,,. Wilhelm Sultanı teskin ediyor diyor ki: — Bu Fransız İmparatoru nasıl oluyor da misa- firini izaz ve ikram edeceği yerde böyle meselelerden bahsediyor. Başka bir zaman bulamamış mı? # ** Abdülaziz Prusyanın sonraları Kaiser olan Veli ahtı Friedrich'i çok beğenmiş. Almanları etrafındaki- lere (Kahramanlar) diye tavsif ederken ona “Arslan, (1) (Or. Wilhelm Feldmana) ın yazılarından alınmıştır. (a) Fahri Bey .SERVETİBUNÜN Ceneral Mac Arthur ulen — 293 üncü sayfadan mabaat — etmiş ve kendilerine iadei ziyarette bulunulmuştur. Öğle vakti Ceneral şerefine Büyük Erkânı Harbiye reisi Müşir Fevzi paşs hazretleri tarafından bir öğle yemeği verilmiştir. Ziyafette Milli müdafaa ve Hari- ciye vekâletleri erkânı bulunmuşlardır. Ziyafet esnasında Müşir Fevzi paşa hazretleri bir nutuk irat ederek ceneral cenaplarına beyanı hoşö medi eylemiş ve iki memleket arasındaki muhabbet duygularından ve iki ordunun karşılıklı dostluklar rndan bahsetmiştir. Ceneral Mac Arthur; cevaben söylediği nutukta iki memleketin ve orduların mu- hadenetkârâne tahassüslerini pek samimi olarak ifade eylemiştir. Büyük misafir şerefine askeri geçit resmi yapıl- mıştır. © Geçit resmi çok güzel olmuş ceneral cenapları kıtalarımızı takdirle selamlamış ve halk ceneralı alkışlamıştır. Geçit resmine iştirak eden yirmi tay- aremiz muvafiakıyetli uçuşlar yapmıştır Geçit resminden sonra ceneral pzpiği Müşir Fevzi verdi Hz, lerile Çankaya'ya kadar bir gezinti mr Arthur Marmara köşkünde Milli Müdaleğ Vekili Zekâi bey tarafından verilen ziya- fette hazır bulunduktan sonra sast 18,50 de Gazi istasyonunda trene binerek İstanbula gelmiştir. Haber alındığına göre Hükümetimiz cenerale Gazi hazretlerinin Tarihi nutuklarınının ingilizce bir nüshasını fevkalâde güzel bir şekilde ciltlettirerek hediye etmiştir. —ğ—-— —— —— — —— ————— gibidir dermiş. Fransanın Almanyaya 1870 te ilânı harbi üzerine Sultan Aziz birinci Wilhelm'e kendi el yazisiyle bir mektup gönderir. ağ Kıralın bu harple hakikaten meşgalesi olduğundan bahsettikten sonra hem Fransız hem de Ari ordularını 1867 de gör- düğünü, Prusyanın “Harp ordusu, nun Fransa'nın “Resmigeçit,, Va ka tepeleyeceği kanaatinde oldu- gunu ilâve ediy Wilhelm yandi bir mektupla bu teveccühe teşek- kür ediyor. Hatta Fahri bey iki Hükümdar arasında epice alâkalı mektuplar taati edildiğini söylemişti. Bütün maiyyeti ve etrafındakileri Fransanın galip geleceğine inandıkları sualarda Sultan Aziz Prusyayı müdafaa ederek onun mutlaka galip geleceğini söy- lemişti. Hatta Paris telgraflarının haber verdikleri 2 ele 1870 teki Fransız zaferne şayialara da inan- madı. Bir gün Serkarın Fahri bey Sultan Azizin Sarayın penceresinden bahçeye doğru şöyle bağırdığını duyar: — Be adam, damarlarında bir damla kanda mi yoktu ? Sultan Napolyonun isaretini işitmiş ve bir imp&- ratorun böyle bir hale nasıl tahammül ettiğine hayret etmişti. Altı sene sonra kendisini şiryan damarlarını kese- Belki o haledilmenin güçlüğünü kabul edeme- mişti, Halil Şaban