No.1885—200 Kalemin eynika Ölüm Geçen haftaki mecmuamızı elimize aldığımız da- kikalarda Türk gazeteciliği ve sanat âleminin en emektar ve kıymetli siması gözlerini hayrta ebedi- yen kapamış bulunuyordu: Ahmet Rasim bey geçen çarşamba gecesi öldü. Bu alelâde bir ölüm değildir. 67 yaşında ölen bir insanın arkasından dökülen göz- yaşı, ölümün bizatihi acı olmasından ileri gelir. Fakat Ahmet Rasimin arkasından biz ağlarken, bir ölüm vak'ası karşısında olduğumuz için ağlamıyoruz çünkü aramızda ölen bir vücut yoktur. Ahmet Rasimin eserleri, hizmeti ve onun ölçüle- miyecek kıymeti gün geçtikçe daha çok canlana- caktır. Biz ondaki kudret ve zindeğiyi bugünlerden uzaklaştıkça daha mehip göreceğiz. Ahmet Rasim 40 seneden fazla bu memlekette kalem yürütmüş, mü- rekkep sarfetmiş bir insandır. Biz Agmet Rasimin arkasından bir kalem öldü diye ağlıyoruz. Türk yazıcılığında kendi başına bir âlem, bir varlık olan bu üstat hakiki manasile bir Türk camiasının bütün yaşayışı, bütün hususiyetleri Ahmet Ragim 40 sene evvel bugün yazdığımız, bugün konuştuğumuz gibi söylüyordu. Onun dili Osmanlıca değil, Türkçe idi. Edebiyatı Cedidenin sahte şövalye haşmeti ve asaleti yanında Ahmet Rasim bizim içimizden olan bir türk evladı olarak çalışıyer, yazıyordu. met Rasim yalnız yazı yazan bir gazeteci,/öl- mez eserler veren bir edip değildir. O iyi gören bir içtimaiyatçı, iyi düşüden bir filozoftur. Yazılarında bütün İstanbulu insanları, âdetleri, ahlâkı, ananeleri ıstarapları, meşesi ile canlandırılmış, tasnif edilmiş bulursunuz. Ahmet Rasim kadar halkı anlamış, tet- kik ve tahlil etmiş bir türk içtimaiyatçısı yoktur. Halk felsefesinin en olgun ve âçık görüş ve düs turlarını onun eserlerinde buluyoruz, Ahmet Rasim nasıl ölür ki, o birçok seylere can vermiş, yaşaf- mIŞtIT. Türk edebiyat âlemi Ahmet Raşimi unutmıya- caktır. Çünkü ölmiyecek, daima yaşıyacaktır. Matbasların mürekep ve yağ kokan boş odaları, koridorları, Ahmet Rasimin ölen vücudu için matem tutuyorlar... © matbaaların içinde canlı bir matbaa idi. R..F —— —— — — — b « halâskârı Mustafa Kemal bu millete, milletin diline âşık sıfatile bulunuyor. Büyük Gazi dört sene evvel harf inkılâbını burada kurmuşlardır. Bu hafta dahi dil inkılâbının büyük Kurultayı açıldı, artık Türklüğün istikbali çok parlamıştır. Türk dili anadır, zengindir, güzeldir. Fakat bütün bu hakikatlerin kendiliğinden parlayıp gözlere çarp- masını beklemek, yani vakit kaybetmek hata idi. Asırlardanberi sürüklenen bu bekleyişten ve yabancı dillerin öz dilimizin başına belâ olmasından kurtulma- yız, Bu kurtulaşta yavaş ve sabır yollarında yürüne- mezdi. Temizleme ve açılma haraketinde gözlerin açılması, milletin kımıldanması şimdi bu olmuştur, çalışalım. li Ahmet İhsan lâzımdı : SERVETİFÜNUN 273 Kont Leon Ostrorog Kont Ostrorog Meşrutiyet zamanında adli ye ıslahatına memur edilmiş, ecnebi mütehassıs olarak Türkiyede uzun müddet buluumuştu. Geçenlerde Notlarda Kont Leon Ostrorog'un vefat ettiğini kısaca haber vermiştik. Aradan epi bir müddet geçmiş olmasına rağmen —o kısa Notu ta- mamlamak üzere — Kontun şahsından biraz daha etraflı bir surette bahsetmek istiyoruz. hükümeti zamanında uzun bir müddet muhtelif dairelerde müşavirlik vazilesini ifa etmiş olan Kont Leon Ostrorog 1867 senesinde Varşova'da doğmuştur. Binenaleyh öldüğü zaman tam 65 yaşında idi. Pederi Staniolas Ostrorog, Kırım muharebesinde Türkiyede teşkil edilmiş olan Leh mızraklı alayında gönüllü yüzbaşı olarak bulunmuş, Ruslara karşı bizimle ayni safta harbetmiş, yararlık göstermiş ve bu yüz- den de nefyedilmiştir. Bu zat bilâhara Osmanlı hükümeti hizmetine gir- miştir. Kont Leon Ostrorog tam manasile ve çok hararetli bir Türk dostu idi. Kapitülasyonların başımızda bir belâ olduğu feci günlerde Türkiyeyi ve türk milletini bu belâdan kur- tarmak için hararetli ve devamlı surette çalışmıştı. Sade politika sahasında değil, edebiyat, felsefe de de sahibi salahiyetti. İslâm hukukunu ve hukuku düveli pek iyi bilirdi. İslâm hukukunda doktor unvanını haizdi. Türkçe, acemce, arapça ve ibranice bilirdi. bir insandı — Devamı 788 ıncı şahifede —