15 Eylül 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

No.1883—198 Plâj ve banyo SERVETİFÜNUN 233 mevsimi bitti Bu sene plâjlara iktisadi buhran dolayisile çok az rağbet edildi. Plâjlar adeta bomboştu. Bu gene de yaz, deniz, plâj ve açık hava mevsimi bitti, Artık havalar serinledi, Hafif rüzgârlar esmiye başladı. Vakın sonbahara giren günlerin de kendine göre güzelliği vardır, Fakat yazın sıcak günlerinde deniz ve kumsal eğlencelerini daha şimdiden hasretle anıyoruz. Banyolara iştihamızı gelecek senelere saklıyalım. Bu sene, umumi buhran ve sair sebepler dolayısile “İstanbul Mlaştamma çok rağbet, olmadı. Her yaz dolup taşan, adeta insan kalabalığile kum gibi kaynayan plâjlar bu sene tenha idi. Hele cuma günlerinden magda günlerde plâjlarda tek tük banyo yapan in» sanları görüyorduk. Plâj sahipleri bu yaz çok ziyan ettiler. Plâjlara rağbetsizlik ve iktisadi buhran yalnız bizde değil, büyük Avrupa plâjlarında da bariz bir şekilde hissedilmiştir. Geniş tesisat yapan, çok mas- raflı büyük Avrupa plâjları daha çok ziyan ettiler. Her sene plâjı meşhur Avrupa sahillerine başka mem- Jeketlerden de akın akın seyyah ve zenginler gelirken bu sene bütün bunlar durdu. Büyük trans atlantik vapurları bu sene kızaklarında bekliyorlar. Bunları tutup seyahate çıkacak çok az zengin ver. Plaj mevsiminin sonunda Sahil perileri İstanbul plâjları belki haddi zatında çok pahalı değilse bile plâjların şehre uzak olması ve halkın oralara gidebilmesi için mühim bir para ve vakit sarfetmiye mecbur olması, herkesi denize girmekten mahrum etmektedir. İşi gücü şehrin göbeğinde olan ve mutavassıt bir şekilde yaşayan ailelerin banyo ihtiyacını temin cdecek yakın ve masrafsız plâjlar İstanbulda yoktur. Ne gariptir ki İs- tanbulun dört bir etrafı su ile çevrilmiş- tir. Bu kadar deniz boliuğunda banyo yapmak hususunda müşkülât çekilmesi hem acınacak ve hem de gülünecek bir haldir. Bu vaziyet bize şu mısraı hatır- latıyor: Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler, «4 > Denizde mevsim sonu : yüzen iki kadın aşı <s>