122. SERVETİFÜNUN No.1875—190 | Çok sevdiğim bir arkadaş Yazan : REŞAT FEYZİ Ru Alişe ne iyi kız.. Aman, onu bir seviyorum, bir seviyorum ki.. Sormayın. Ne kadarda temiz kalp- Ki, iyilik yapmasını sever bir kızcağız! Başkalarına kargı bilmem, fakat bana karşı öyle fedakârlıkları var ki.. Runları hiç unutamam.. Yorgunluk nedir, bil mez.. Bir dediğimi iki yapmaz. Evlerimiz karşı karşıya. Bir şey lâzım oldu mu, pencvreden söylerim, hemen koşar, gelir. Söylediklerimi büyük bir ciddiyet ve se mimiyetle dinler, sonın hemetcecik gidip yapar. Ben Aliyeyi niçin çok seviyorum, biliyor musunuzf Bunu 8iz dünyada bilmezsiniz.. Ve bilmemeniz lâzım.. Eğer öğrenecek olursanız ben mahvolurum, ölürüm. Aliye o kadar sır saklayan bir kızcağızdır ki ağzından hiç bir şey alamazsınız. Nafile yorulmayın. Gidip kendisine sorsanız bile söylemez.. Aliye olmasa benim balim harap.. Bütün işlerimi o koluylaştırır.. O sanki, benim için bir hızırdır. Her müşkülüme yetişir. Aman unuttum. Sakın Aliyeyi aşıkane seviyorum, sannetmeyin.. Böyle bir şeyin olmasına imkân ve ihtimal yok.. Ben onu en sadık ve mahrem bir ar- kadaş olarak seviyorum. Zaten, başkn türlü bir şeyi re o, ne ben aklımıza getirmeyiz.. Ah.. siz bir kere o Aliyeyi tanısanız.. O kadar hoşunuza gidecek, oka- dar seveceksiniz ki... Aman ne cana yakın kızo... tatlı dilli, güler, söyler, oynar. Hiç kimseyi yabancı addetmez. Herkesle okadar çabuk arkadaş olurki. Zaten Aliyeyi herkes bunun için sevmiyor muf. Ama, Aliyenin benimle olan arkadaşlığı çok baş- ka; o kadar sıkı fıkı dostluk ki aramızdan su sızmaz.. Galiba merak ediyorsunuz.. Fakat nafile düşünüp zihninizi yormayınız. Benim Aliyeyi bu kadar fazla niçin sevdiğimi imkânı yok, bulamazsınız. Ben Ali- yeyi ne kadar seviyorum, biliyor musunuz. Bu dünya kadari... Ah Aliyeciğim.. O olmasa, belki ben de olmam.. Dünyada yaşamam bile onunla kâim.. Siz hiç Aliyeyi tanımıyor muşunuzf.. Tuhafl, Onu herkes tanır.. Hiç şahsen de görmediniz mif.. Bakın, 8ize onu biraz tarif edeyim.. Aliye on altı yaşında kadardır. Vakıa kızların yaşı söylenmez. Henı ayıptır, hem de onlar kızarlar ama, söz aramızda, kimse duymaz diye söylüyorum. Hem de Aliye bana darılmaz.. Geçen gün: — Danidım, artık seninle konuşmıyorum, dedi. Aklım başımdan gitti. Yalvardım, yakardım. Yine barıştık, Ona bir şez söylemiştim, darılıverdi. Daha doğrusn söylemedim, ağzımdan kaçtı. Dargınlığımız i ne kadar sürdü, biliyor musunuzf. Bir iki dakiks.. Zaten fazla dargın duramayız ki... Ha.. evet, size Aliye'yi tarif ediyordum. On altı yaşlarında, orta, boylu, siyah saçlı sevimli bir kızcağız.. Teninin esmer bir rengi var.. Ama, şirin esmer.. Hem de öyle çok esmer değil.. Aliye duymasın, esmer dediğim için şimdi bana yine kızacak.. Mamafih de- nize girdi, güneşte çok dolaştı da ondan biraz daha esmerleşti,, Yoksa esmer değildir. Bir gözleri var.. Öyle zeki, öyle kurnaz bakışlı ki. Siz konuşurken, daha ağzınızdan kelimeler çıkmadan, ne söyleyeceğinizi anlar.. Eğer kırk yılda bir defa anlayamazsa, utancından hemen avucunu ağzına kapar. Onun bu jesti benim o kadar hoşuma gider ki,, Bayılırım. Bazan karşısına geçer, tıpkı onun gibi yaparım. O zaman aklına gelir, hemen o da avucunu ağzına kapar ve başını önüne eğerek katıla katıla gülmeğe başlar. Aliye muhakkak ki artist bir kız. Onun öyle muvaffak pozları var ki, hayret edersiniz. Ben onu ilk tanıdığım zaman saf, çok zeki olmayan, biraz havai bir kız zannetmiştim. Meğer o ne cin Aliye imiş.. Her zaman öyle,ilk tanıştığı insanlarla konu- gurken masum, saf, her şeyi anlamıyan bir küçük çocuk rolü oynar,. Ve 8izi bu haline inandırır.. Ko- nuşması bile öyle çocukçadır ki, her söylediğine gayri ihtiyari gülersiniz.. Onu birçok kimseler böyle zanneder. Halbuki Aliyenin ruhunu anlamak için, onun hususiyetine girmek lâzım. Benim gibi, candan, çok samimi arkadaş olmak iâzım... Aliyenin kalbi, Tahu çabucak anlaşılmaz. Onu ilk önce bir sır olarak tanırsınız. Sanki o bir muamma- dır. Onu iyice ve yakından tanımadıkça bu sır devam eder. Ve Aliye, zeki kız, kendisini anlamıyan, yanlış tanıyan insanlara için için güler.. Fakat bu halinde de o kadar maharetlidir ki, hiç belli etmez.. Aliye kapalı bir kutudur.. Onu herkes iyice tanısa, şimâi- kinden bin kat fazla sever.. Ben onu niçin dünya kadar seviyorum f.. Yalnız bir şeye üzülüyorum. Aliye işaretlerle ko- nuşmasını biliyor, ben bilmiyorum. Bu işaretler nasıl biliyor musunuz? Hani dilsizlerin el ve parmakla yap- tıkları işaretler vardır, öyle.. İki eldeki on parmakla alfabedeki bütün harflerin şeklini yapıyor. Hemde e kadar çabuk çabuk yapiyor ki.. Bunu da öğrensem