No.1874—188 SERVETİFÜNUN 9I Kalemin Ucundan Derbederlik Bu hafta bu sütunda bahsedeceğim. Edebiyat gazetesinin neşri bugünkü vaziyeti ile, bana şu fikri verdi: toplanmak ve yazılanları bir yerde neşretmek.. Bu şekil, kafamızın içinde bir kül fikri doğurdu- ğu için, zahiren güzeldir. Fakat, hakiki bir sanat, İikir gazete veya mecmuasının manası, vazifesi nedirf. Biz acaba bu edebiyat gazetesi ile bu suale bir cevap alabiliyor muyuz. Dikkat ediniz: edebiyat gazetesinde çıkan bütün yazılar, birbirlerile katiyen münasebettar değildir. Biraz evvel de söylediğim gibi bu gazete, o yazıları sadece topluyor. Bu toplama o kadar barizdir ki sütunlar gözümüze, muhtelif gazetelerden kesilmiş parçalar halinde görünüyor. Bu edebiyat gazetesi çıkmasaydı ne olacaktı .. Evet bu sual varit olabilir, Ve ben kendi kendime şu cevabı verebiliyorum: Aynı yazı ve fikirleri, tek bir kâğıt üstünde değil, muhtelif gazete sütunlarında gene okuyacaktık. Demek ki bize yeniden verilmiş bir zevk, bir fikir, bir veçhe yok.. Çalışmak muhakkak müspet bir netice doğurur. Biz, asırlardanberi, zannedildiği kadar hiç çalış- mamış, tembel bir millet değiliz. Fakat çalışmak kâfi midir? Saye bir istikamet, bir program çizmek, bir gaye tayin etmek muvaffakıyet için başta gelen bir şarttır. Bütün faaliyetlerimizde derbederliktir ki, bizi gayeden uzaklaştırmıştır. Edebiyatımı meyhanedeh çıkmış, insan içine girmiştir. Ona bir çekidüzen vermek, dünyaya tak- dim etmek lâzımdır. Tanıtacağımız bu yeni şeyin eksiği, nok&anı nelerdir?.. Biz ne yapmak istiyoruz 1.. Bugünkü ihtiyaçlar, telâkkiler, zevkler karşısında hakiki «eser» yapmak için hangi yollardan gitmeliyiz., Yani o güzel hangi dağın arkasında bizi bekliyor#... Biz herşeyimizde olduğu gibi yeniden bir edebi- yat kurmak mecburiyetinde olan bir milletiz, Vözi- femiz çok geniş ve ağırdır. Bir noktayı hereket, bir gaye tespit etmeliyiz. Derbederlik devri maziye ka- rışmıştır. Sanatkâr yalnız kalbinin ilhamlarına uyan, etrafından bihaber olan insan değildir. Hakiki edebiyat gazete ve mecmualarına ihtiyaç vardır. Bu gazeteler, mecmualar yeni edebi kurtuluşta bir mürşit, bir kumandan rolünü yapacaklardır. Yoksa, gelişi güzel azmak, on, yirmi, yüz imzayı bir araya toplayıp yazdırmak hiç bir şey ifade etmez. Yolumuzu buluncaya kadar edebiyat bir askerlik olmalıdır; muntazam plânlar, mecburi hizmet, inzi- bat, disiplin; ve gay: edebiyat ülkesinin kurtuluşu! R. F. Edebiyat gazetesinden NOTLAR # Nurullah Ata Bey yazıları hakkında malümat eee m dostuna anlatıyordu: yazılarımı anlamak için ve o kitap hak- ire einen meydana koymak için yazarım. Kitabı yazan dostum ise, iyi; değilse, fena derim, Fakat hiç bir zaman kitapları okumam. # Ren Lolau bir yazısında edebiyatta münekkit. lerin hiç bir faydası olmadığını, herkesin yine eskisi gibi kendi zevk ve tarzında yazmakta devam ettiğini söylüyor, # İspanya başvekili M. Azana Tâç isimli üç per- delik bir piyes yazmıştır. İspanya'nın muhtelif tiyatrolarında oynanmakta olan bu piyes pek çok beyenilmektedir. # Mahmut Yesari Bey «Sevmiyen sevgililerr ve «Sevda, ihtikârı» isimli iki yeni romanını bitirmek üzeredir. * Romancı Reşat Nuri B, ilk eserinin İlmi mantik isimli üir kitap olduğunu söylüyor. «* Sadri Etem Bey, edebiyatların daima bir sınıfın edebiyatı olduğuna kanidir. Maksim Gorkinin sualinden çıkan münakaşa do- layısile yazdığı bir yazıda Aka Gündüz'ün, Ahmet Rasim'in, Mahmut Yesari'nin bir sınıfın muharrirleri olduğunu söylüyor. # A, Sırrı Bey dostumuz, bir roman hazırlamakta, fakat romanın mevzuu bakkında büyük bir ketu- miyet muhafaza etmektedir. Öğrendiğimize göre bu romanın ismi «Hepimiz> olacaktır. Neler Dediler -— 86 inci sayfadan mabaat — Bilmiyorum yeni nesil okuyor mu ? Fakat henüz yeni neslin çok okuduğuna dair misaller görmedik. Belki de görecek bir zamanda değiliz. Biraz daha © beklemek lâzım — Edebiyatımızın bugünkü şekli ve bugünkü şah siyetleri? — Edebiyatımızın bugünkü şekli ve şahsiyetleri dünkü şekil ve dünkü şahsiyetleridir. -- En gevç nesil hakkındaki fikriniz? — Bazı edebi şahsiyetlerini tanımadığım imza- lar var. Acaba bunları mı sormak istiyorsunuz! Sehap Nafiz Tercüme hakkı mahfuzdur.