202 SERVETİFÜNUN No.—1854 169 ON ALELNR MISE A Yaşar Nabi - Şiirler * Yaşar Nabiyi me olduğu teşekkülün en veludu olatak tanıdık. Edebiyata şürle girdi. vesirle devam etti. Hikâye ve romah yazdı. Edebi tetkikler ve tenkitler yaptı. Bütün bu yaptıgı işlerde muvaffak olup olmadığı mevzuumuz haricindedir. Biz bu yazımızda onun yeni kitabını titkik etmek istiyoruz. Onar mısrâ, in 93ide yazmış olduğu yirmi dört şiirden ibarettir. İsminden de anlaşılacağı veç- hile hepsi onar mara. Ve bu yirmi dört şiirin isim- leri de birden yirmi dörde kadar olan adetlerdir. Kitap şu güzel şiirle başlıyor: Berin bir el okşamış gibi sıcak yüzünü Tatlı bir haz dağıldı bütün çizgilerinden; Sanki kalbin usulca kımıldadı yerinden. Bana nasl çevirdin gülerek bak yüzünü. Nasıl elâ gözlerin baktı öyle derinden! Artık eser kalmadı yavrucum kederinden. Nemli dudaklarımla ıslaterak yüzünü, Anlattım senden uzak nagıl, nasıl yalmzım Dinledin ellerinle kapatarak yüzünü Benim en cici kızım, benim en güzel kızım. İkinci yazı birinciden aşağı kalmıyacnk derecede. Şair: Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam Diye başlıyor. Zira akşam sevgilisinin gözletin- edir: Gözlerine yavaşça, yavaşça doldu akşam air gözlerdeki bu akşamı o kadar seviyor ki; Akşamı seyredeyim gözlerinde bırak. diyor. Üçüncü yazı kitabın en güzel yazılarından biri: Böyle dur kımıldnma, böyle dur biraz daha Bu senin yavrucuğum, senin en güzel pozun Başın böşle daha dik ve boyun daha uzun Böyle yüzün benziyor mukaddes bir ilâha Mavi bir tül döküyor saçlarına abajur. Beşinci yazıda da güzel mısralar var; Bir kedi sırtı kadar cilâlı ve yumuşak Tertemiz ve bembeyaz ve upuzun ellerin Bu gece ah ne kadar, bilsen ne kadar gerin Ve benim damarlarım bilsen ne kadar sıcak. Güzel bir sevgili elinin beyaz ve yumuşak bir kedi sırtına benzetilmesi hakikaten güzel. Yanılma- yorsaam bir kere de Ziya Osman dağları bir kedi sırtına benzetmişti. Sekizinçi yazıda güzel buluşlar var; Karanlıklar ıçime dolan bir nur gibidir. gine Ahmet Halit kitaphanesi 1932 Gözlerin yanan yeşil bir abajur gibidir. Önunen yazı En tatlı uykunda sen, ten hala yataktasın diye güzel bir tarzda başladıktan sonra: Ne yüksek kayaların üstünde uçmaktasın Ki beyaz bulutların yüzünde gölgesi var. diye hoş olmayan tarzda devam ediyot. Yaşar Nabi tekrarlarile bizim nesirde yaptığımızı başka bir tarzda şiirde yapıyor. Anlattım senden uzak nasal, nasıl yalmzım. Gözlerine yavaşça, yavaşça doldu akşam. Bn tatlı uykunda sen, sen hala yataktasın. Nilmyet dün ağladın, nihayet dün gözlerin, Kayarah bir taş gibi derine, en derine. Bu tekrarlar hem ahengi temin ediyor, hem ya- zıya kuvvet veriyor, hem de şairin hususiyetini teşkil ediyor. Mamafi kitapta bazı şeyler de lüzumundan fazla tekrar edilmiş. Meselâ muhayyile kelimesi bun- larin en başında gelir: Geniş ve sonsuz ve yeşil dezizler muhâyyilem. Her çirkin yeri örter ve gizler muhayyilem. Yeşil bir denizdir ki temizler muheyyilem, Yine genin peşinden geziyor muhayyilem. Ancak mubayyilemde hatların tamamlanır. O kadar doldurmuş ki şeklin muhayyilemi. Bazan da bir fikrin muhtelif yerlerde ve muh- telif tarzda ifadelerini görüyoruz: 1—Seyredeyim yüzünü böyle bir lahza emi. 2—Bu pürüzaüz tabloyu bâna biran daha sun. 1—Ve divarda yaklaşan iki gölge iki baş.