400 SERVETİFÜNUN Bir kış faciası — 398 inci sayfadan mabant — Üç gün sonra kar dindiğinden ve muallimlerinden biçbir haber alamadıklarından «Acaba ne oldular 1» diye büyük bir merikla öksüz yuvuya koşan köylü- der burada yalmz sütanneyle mes'ut çiftten kendile- rine vedia kalan bir yayru bulabildiler, Mesele tavazzuh ediyordu. Genç karı koca köye gelmemişlerdi.. Köylü böyle söyliyordu. Sütanneye gelince o da onların değirmen istikametinden fazla bilmiyordu. O halde ? O halde onlar değirmende arıyacaklardı.. Vakit öyleye yaklaşır ve karlar güneşin hararetile yumuşarken mes'ut havarilerini ziyarele gelen kafile ellerinde kalın sopalarla genç kadınla genç erkeğin gittikleri tarafa yollanmış bulunuyorlardı. Facia anlaşılmış, 42 sona değirmene doğru ilerli- yen köylüler korkunç bir hakikatle karşılamışlar ve #aalete doyamıyan bu güzel çifti değirmenle ev ara- #inda, vaktile göç kadınla genç erkeğin bahar ak- şamları seviştikleri, şarkı söyledikleri büyük salkım söğüt altında, genç kadının kolları kocasının boynüna sarılmış, dudakları yüzüne yapışmış bir yaziyette ve her ikisinide donmuş olarak görmüşlerdi.. Zavallı kadın bin müşkülâtla ilerliyerek yarı yol- dn kalan kocasının donduğundan kim bilir nekadar şaman sonra onu bulmuş, kendi vücudunun hararetile ona can vermiye çalışmış ve lâkin heyhat gaddar, hain soğuk birbirini çılgın gibi seven bu temiz ruhlu karı kocayı birbirine sımsıkı sardıktan sonra üzerle- rinde erimiye başlayn bir kar tabakasiyle birlikte dohdurme, Onları canli bir aşk ve sadakat heykeli habine kablederek yeminlerini yerine getirmiştir. Şimdi yaz olduğu vakit tarlalarından, bostanlar rından dönen köylüler kendisine şanmet attettikleri evin ez aşağısında büyük salkım söğüdün altında, ek- geriya san on ikiden sonr mehtap dere üzerine sec- de wler gibi eğilen söğüt dallarının yapraklarına ve derin hafif akıntılı yüzüne gümüş satıhlar perçinler- ken sevişen iki hüyalere tesadüf ediliyorlar. Bazı geceler de koruluktu ateşböcekleri gecenin geç vakitlerine kadar pırıldaşırken uzaklardan keman çalarak hazin hazin şarkı söyliyen bir kadımn güzel #esini duyuluyor... Ankara, 20 Temmuz, 1931 Cebecizade Mehmet rauf FİKİRLER İzmirde intişar etmekte olan bu kiymetli ilmi mecmüdmn 72 inci yumarası intişar etmiştir. Karile- rimize tavsiye ederiz. No. 1840—155 Şiir Sevgiliye mektuplar ? Bir yaz günü meltem gibi gittikten sonra Benden kalan hatıralar kırık oyuncak. Malizun mahzun, melül melül sade onlara Bakan kalbim çocuk gibi, ah! ağlıyacak! Günlerimi eritiyor hir ilâhi kor, Düakikalar yükseliyor hep birer birer; Mer swat bir su damlası gibi düşüyor, Yaklaşıyor uzaklarda görünen günler... Hayatım -Yıldönümüm. münanebetiyle- Hayatım bir helezon. bir belezon ki orda Gittikçe dönüyorum, döndükçe gidiyorum. Adımlarımı uzun bir çizgi çekiyor da Gittikçe ilerlevor, yine dönüyor yolum... Vedat Gültekin Mülkiye Mecmuası Burün Sinci sayısı ivtişar sahasına çıkan mülkiye mektebi mecmnası günün yegüne ciddi meslek mee- rnasıdır. En kıymettar ve salâhiyettar kalemlerin egeri olan makaleler yalnız meslekdaşların değil mir nevverlerimiziu hakiki ilim ihtiyacını tatmin edecek mahiyettedir. Günün eti mühim meselelerinden olan «Balkan İttifakıs ineselesi Dr. Pr, Ahmet Şükrü Bey taralından tetkik ve tahlil edilmiştir. «Alman - Fran- sız. mesai iştiraki, «İnsani Vatanperverlik», «Verem meselesi» gibi çok alâkabalıs makalelerle beraber Dr. Pr. Menemenlizade Tahir Beyin «Devletin mesuliyetiz ve Pr, Sıddik Sami Beyin «Mer'alar emlâki ümmeden mıdır » yazıları en şayanı dikkat yazılardandır. Bunlardan manada birçok kronik hadiseler vakıfane surettte 48 sayfanin içine sığdırılmıştır. Fiatı 25 ku- ruştur. Bütün münevverlerimize. hararetle tavsiye ederiz. H.R. AHMET İHSAN Matbaası Limited.