ti iz No. 1817—132 Bir perde kapandi ki ömür koridorunda, Kaş vilim Hatırası ordu gömüldü, kaldı. Can versem de, dönmek yok, o yılların uğrunda; Çocukluk, 'bir göz gibi, uzak yolları dalılı.. İlk büyük günahımı işlediğim odada, Aşap duymadan gömdüm çocukluğu yılları... Bir acı, bir sevinç mi, İiç dürmadan vurmada : Gönlümün bir yerinde açıldı birkuğ yari.. Kir geçeyanamnda beyaz bir bar musası, Ne temiz karyolası bir sokak kadımmın; İelme haz vermiyor, artik Hinet olüsi... Büte saflığını çocuk olmak tadının... Reşat Feyzi İkincisi, ODivanyalu şubesindeki Okuzanç memurlarına yazdığım itiraz mekubu üzerine, “yanlışlık olmuş, iptal ediyoruz» dediler; benim itirayımı usülü dairesinde vergi Temviz Dairesine bile göndermediler. Peki, bütün mükellefler benim gibi kamun- Jarı bilmez; onlar benim gibi yüksek memurlara sökulamazlar ve nihayet ben de dahil oldönm hâlde mükellefler san'atlarım icra için dükkân açmış veya fabrika kurmuşlardır; işler ile uğra- şacik yerde taktukçuların saçına teklif varaka- larinı çürütmek ile zanianlarını Kaybedemezler vejimezler.Bu hâlde ne olur? 'Teklif varakalarının itiraz müddetleri dolar, tahakkuklar kat'i olur ve mükellef yanar ve balar!! İşte bütün dert bura- düdır. Ve bundan dolayıdır ki Cümhuriyetmizin başinda buhünnalar da, kanım vazederken ve halkı düşünürken kat'iyen onların nleyhinde hir fikir veya hareket yoktur; bütün fenalıklar tatbik memurlarında ve onların dar düşüncelerindedir. “Bunlara. karşı pratik çareler şimdi arâniyor; taktukçüların salâhiyetleri kısılacak ve mükelleflerle vergi memurlarının temasları asrariye inceektir, Vergilerde asıl itibarile yüksek olanlar dahi inmektedir. Umarım ki bündan sonra istihsâ| hayatında" olanların cesireti kırılacak değil, onlara şevk ve heves gelecektir, Ahmet İhsan ymm iş 5 çe A YE EE wreriririn z ———— <A A ——— mmm la TEETe EEE. ERER ari İDA RYERİE MY EZ EDİ RE A e REM üapelilssın lişkin si rar biir sh ieeşr ber — — m. e EE CETE EZ DEZERLEKLEREEA LEE EREA ELE Bre EEİrERTER ERİ LE. MEEEEEEEE SEE errezirre irrrrcelrrr iri er eşi EEEYİR. SERVETİFÜNUN a ak Gülen Adam! Hayır, hayır.. Sana bakmıyorum, senin /i önünde durmuyorum, sana tek bir şey söylemek. ji istemiyorum, zl Sen daima önümden; (i) akıp gideceksin, Benim kollarım dalma göğ- fn simür Üstünde bağl kalacak! fi Oh.. Elâ gözlü kadın 1 Sen kimsin ? Bunu: İf bilmiyorum ve bilmek İstemiyorum da ,, Se- /E nin için bildiklerime çünkü tek bir kelimenin fi ilövesine tek bir İdzum yok. i Elâ gözlü kadın | Sen müzafler bir nağ- |: mesin ki bunu henüz tek bir tel çalamamıştır.. (8 Sana bakmiyorum, senin önünde durmuyu- rum, sana tek bir şey söylemek istemiyorum. (8 Bununla beraber; elâ gözlü kadın, bir dağ başında ( boğucu bir kar fırtınasına; tutulmuş bir adam bir (5 avuç kızıl ateşi nasıl içi titriyerek ararsa seni öyle /i arıyorum ! n Bir avuç kızıl ateş ki... (E O; bütün bir sevingtir. Saadetin de se- | vinci, izlirabın da sevinci... Senin önünde durabilsem, sana söyliyebil. (£ sem... esasen #öyliyeteklerim bir şaheser olmıya- (8 cak, Sana milyonlarca insanların söylediklerini, | söyliyeceklerini söyliyeceğim. Bütün kelimelerimin içimden çıkmasına rağmen içimden gelen tek bir kelime duymıyacaksın. Sana bir sürü yalan söyli- yeceğim , doğru seyler diye söyliyeceğim.. Ve asıl hakikat daima olduğu gibi, bir düşman gibi. | son dakikayı bekliyecek | Bütün insanları kurumuş, çirkirleşmiş, harap olmuş birer yaprak halinde: sürükleyip götüren (8) o korkunç hakikat fırtmasını şimdi dudaklarımda bir tebessümle karşilayorum. | Oh. elâ gözlü kadın bu; belki tahammül edilmez-bir zahmetin mu Gİ kabilidir ve bu gülüş belki bir taş heykel |ğ gülüşüdür. Fakat bu bir kalıptır. Bu gülen başın içinde ebediyete kadar ayni muzaller nağme çalacak |. l