zl 37 SERVETİFÜNUN sahilin kumları üstünde ileri yürüyemeden #teşle karşılanınışlardı. Ve böyle pek çokları fedu edildik- ten sonra nihayet askerin bir kısmı tepelerin dibine yetişip tatünabilmişlerdi, Sonra su yök; güneş kaynar... Birkaç yüz metre yer İkazanmak için sürülerle adam feda ötmek ve nihayetinde © yerleri tahliye ediy) çekilmek !... İşte Çanakkale harbinin hüldene ! Akla sığmaz bir aökeri teşebbüs ! Böyle delice bis hareketin mucip olduğu hespaz ölüleri düşün dükçe Piyerin tüyleri ürperiyordu. Şimdi bu çılgın bbüsün verdiği kürbanlirim kuru kemiklerini Beddülbahirde ş#iyarete eelmişlerdi. — Devami var — Tecrübe — 80 uncu sahifleden mabani — değil. Bizim kadının owaltın olan hiddetli araya girmişti, — Canını, hiddet demi, beni kapı dişan ett. — Fakat bunun sebebi neidi, balü da bilmemi.., Hiçten hiç bir şey! Bir münakaşada kendizile hen: fikir düşmemekten ibaret bir kabahat! — Kakal meye dair bir münakası 7 — Belki ismen Karış olacağımız bir hanım hakkında, Dostlarından Madam Buten bukkında. — Ya 1 Fakat artik her sey geç- miştir. Ortalık süt limanlıktır. Arlık aleyhinizde değil, Dah bu sabalı sizden pek dostane behsetti... Adamoadız titvedi ve o klar gaşıydı ki bhirkne güniye bir söz bülümudı. Mütegiibeli sordu: bönden... Dostane bir halde mi bahsetti 7 — Evet, evetl — Eml misiniz * — Canım riya görmedim yi.) — Ey... Sonm 1 — Sonun, Parise geliyordum, bunu size söyleyip memnu Gimeği düsündüm. — Evet, çok, pek çok menmun oldum, — İlatfâ bir gey düşündün. — Evet ! Bizi alip bu akim yemeğe götürmek | İhtiyatkür adam bu teklif karşında düşündü : — Kabil mi 7 Başımıza yeniden bir dert çıkmasın... — Yök canim... İbtimali var mı i — Bilirsiniz ki kindardır... — Temin ederim ki, arbk size karşi hiç iddet ve şiddeti yoktur. Hültâ &izi böyle nagihan ipe mennun les Men eminim, — erke mi- Giniz Evet, evet ! *okülü ielim. Ben bu hesibıma de yem öğa mii Kolkola girdiler ve yola düzüldüler... Şimendifer o yolculujm rüküt ile geçti, İkisi de, derin derin hülyalara dalmış gibi idiler. Yasonda karşı karya oturdular. Ağızlanm açmıyorlardı. İkisi de birbirinin yüzünün sarılığını farketmişlerdi. renden indiler, Gene kolkola girdiler, müşterek bir tehlikeye karşı birbirine sığımyor gibiydiler. e dakika sörire evin kapısını geldikleri zamani İkisi de sıkıntı ile nefes alıyordu. Misafirini evvelce soktu, Salon« girdiler; efendi hizmetçiyi çağırıp hanımın evde olüp olmadığını sordu : — Evet, efendim. — bütten hemen gelmesini söyleyiniz. ki koltuğa yığılmış bekliyorlardı, İkisi, şu anda, — Bize ber de No. 1517—132 şimdi kapının önüne selin dikilmesi hayali önünde içlerinden tittiyorlardı. Malüm bit yürüyüş duyuldu, Bu bermutabr İemv vetli bir yürüyüştü. Merdivenlerden todi. bir e! kapının tolmağım tatin, İki adamın dört gözü tokmağın dönüşünü tek bir göz gördüler. Kapi arkasının kadar açıldı. den evvel, şöyle bir haklı, Baktı, bitrediz hareketsiz durdu. Yanıklarını kan vurdu, kapın iki taralını Gabi, Şimdi misafir sapsarı, düşüp bâyılacnk bir hülde kalktı ve kökeliyerek : — Albaynrunus, çok ozi duyuyordum. Artık mfteğdeceğiniyi tahmin etim; CURHTE görürmüş gibi Mann girne kazandı, yarım adım çekildi. ve iki elile ettim... Cevap alamıyarak iâve elti : yurursunuz, değil imi? — Siharet albu- bü öndü altnda Dontları Kadin kuvvetli bir insiyakın hükim iki ellerini açamk ök gihi fırladı. bu elleri ahp mkürak muhalaza ettiği bir sıradiı. ö zehhar, Korkatiç, sub, kindar denilen kadın tam bir teslimiyel halinde hafil, müteossir, münkesir, baygin kocamnuln hiç tanımadığı nuşin bir sesle; — Ah bilsen, nekadar memnuüüm ! Dedi, Zavallı kocüa üzerine buzlu sular dökülmüş gibi büşndan ayağına kadar donmuytu. tesiri «Guy de Maupassant» dun Haydar Rifat PARAVAN Halit Fahri B. Matbaamız abone memurluğundan arayınız. gan” Fiati 50 kuruş “a in Şiirleri Taşraya posta ücretile beraber - 65 - kuruşa gönderilir. AHMET İHSAN Matbazsi Limjid