UYANIŞ No 1819—127 MATBUAT HATIRALARIM — Dördüncü Kısım — Cihadiekber oyunu — Fetva — Panislimizim politikasının teblikesi — Alman İngiliz düellosu — İstihbarat odaları — Alman gazete ajanları, Büyük muharebenin saltanat ve baş kuman- danlık beyannameleri çıktıktan sonra birde Gihadıekber fetvaları neşrolundu. o Fetvaların etrafinda Osmanlı İmperatorluğundan ziyade Alman propaganda makineleri çalıştılar; Senki dünya bin sene evvelki kulada yaşıyormuş gibi bütün Müslüman dünyasını Hilâfet küvyetile Cihadiekbere davet ederek düşmanların o Müs- İman otabaşını ayaklandıracağız zanneyidiler. Gihadıekber işi tam manasile acıklı bir komedya oldu. Hilâfet makamına karşı yürüyen İngiliz- lçre, Fransızlara, Ruslara ve onun yardımcıla- rma bütün İslim dünyasının İliç çekmesi < eniz midir » diye İetvahaneye sorulan suvale Şeyhislâm Efendi <Elcevap esizdir» o cevabını verdi. Kemilik Hilâfet makamına yardım eden ve'dost olan müttefik Almanya ve Avusturyaya karşı ayaklanan müşlerek düşmanlar hakkında dahi eyni fetva verildi. Bu kuru hayale Kapi- lanlar bir aralık ümütlere düştüler; Cihadtekber İslâmlara duyurulunca Hindistan, Mısır, Cezair Müslümanları onları idarelerine alan İmperyalist devletlere sanki isyan eyliyeceklerdi; düşman- İarimız can yerinden vurulacaktıı Fakat hiçte öyle olmadı; Müslüman 'Hintiler, oİrak'ta bize Karşi, Cezairliler Almati hüdütlarini sevk olunmuşlardı; zavalhlar oralarda ilk top aleş- İerine göğüs veriyorlar, Hıriliyorlar ve esir düöşüyorlardı. Müslüman esirler için Almanyada bir büyük propagandı kuruldu; Müslüman esirler htsusi kanıplara dolduruldu; küsusi müti- amele gördü, Berlin civarında birde cami inşa eylediler. Alman Kayseri Gellanme muharebeden bir kaç sene evvel Fas meselesi çıktığı zaman ben yüz milyon Müslümanın dostayım demişti; harpte göya bu önlü gösteriyordu. Bizim taraftan dahi propagandaya çalişiyor. Jardı. İttihaterların o Babıali işgalinden sonra teşkil eyledikleri * Mudafai Milliye > cemiyeti arapça ve farisi lisınlarında tam bir milyon fetva surefi bastırdı. Bu Cihad fetvalarinin basilmesini benim matbanm derihte oeylemişti. Beher dilden yarımşar milyon basılan Cihat beyannamelerini İslâm diyarını dağıtacaklardı; ne faydaki yalnız yüz bin kadarını Sevk eyli- yebildiler. Üst tarafı Müdafai Milliye cemiyeti anbarlarında ve hatta bir azıda bizim matbanda kaldı küflendi. Benim çok eski ve aziz bir arkadaşım dahi Almanlar ve ittihatçılar tara- fından propaganda vazifesile İrak ve oradan Afgana doğru yola çıkarıldı. Bu arkadaşımın eyi Farisi ve Arabi bilmesi bu belayı başına getirmişti. Koca Ubeydullah efendi ayni zemanda Algan sefiri olacaktı. Pan islâmizim politikası tesiri Omeçhul ve tehlikeli bir oyundu. Hilâfet 'denilen mevhum Küvvetin heyula tesirini tecrübeye çekmek hiç caiy değildi, “Onun içindirki sön Padişahlar hilâfetin mevlhttm hayalini uzaktan gösterirler, fakat Cıhtadıekber oyununa çıkmazlar idi. Hele dünyanın bilgileri ve mefküreleri gittikçe deği- şerek bütün #miharebe ve cehalet kaynaklarının menfaat ve hırstan ve mezhebi işlerin burada bir aletten ibaret olduğu anlaşıldıktan sonra bu. hususta daha #iyade çekingen Oolumuşlardı. Tarihin ve tatakki dünyasının bu tecrübeleri ortada iken İstanbulda oturan Kavuklu ve Sari pabuçlu Şeyhislâmin <Elcevap caizdir» demesile Hint ve Cezâir Müslümanlarının onları, kendi- lerme “köle etmiş olan tanklı ve miteryozlu imperyalist devletlere karşı koymalarını düşün- mek çok tuahaf idi. Oo Fakat muharebelerde mantıklar durur, düşmana karşı koymak için her çareye baş vurmak, hayalleri hakikat gös- termek, dünyayı yalana boğmak adettir. Bu yalancılığı büyük muharebeye tutuşan Avrupa devletleri son cürette yapiyorlardi. fakat ne oluyorşa bize oluyordu. Büyük muhabeye girdiğimiz ilk gündenberi içim titreyordu; çünkü bu harp Germain ve Anğgılo Sakson, ırklarının rekabet muharehesi idi; bu iki büyük haris İmperatorluğunün mu harebesi dünyanın müstemlekelerine sahip olmak