— Gününüzden merınun #ünüz ya * — Fevkalide ! Kadin, elik Piyerin kolunu dokundurdu; ilâve etti : © — Moskof kâdınlarile konuşmaktan daha tatlı “değil mi ? Piyer telüşla “ordu : — Bu sunal nedoü icap elti ? — Hiç, çocuğum .... Hem siz de niçin başka delikanlıları. benzemiyeceksiniz ! İrensos şirket vapıruna girdi, —D Bu gezmeden sonra Piyer Lubaya İstanbulu göslermek istedi; bu teklif tehlikeli idi, Duba, delikanlı ile gezmek istemezdi, Kapah arabada gezmek veya sinemada kapanmaktan başka türlü, kendisini onunla aokakta gösteriyordu. Delikanlı kadının bu ingdinü alışinış ve onun odasındaki hasbihali daha tatli © İamssan gelmiştir. Genç Türk Prensile Piyer bir akşam İstanbula geçmiş, bir Türk öpereli seyret- miş ve iftarda bulunmuştur. Şimdi Luba ile Ayr solyanmu Kadir gecesi şenliğini görmek istiyordu. Ö kabul etmedi ; — Lâkin çok kalabalık olar... — Zannelerim .. o Hatta bütün başkomiserler xe cenehi erkin orada... — Ben kalabulığı sevmem... —- Ayasolyunın Kadir gecesi #on derece ulvi bir manzaradır; senenin en büyük Müslüman duası oruda olur... Bivx ederim beraber gidelim, Unbacığını ... Bi de yanyana uyanmıylardı. — Demek benimle berber gezmek ve dolaşmak genin hoşunu gidecek öyle mi Piyerim? .. Pek âlâ gelirim. Fakat daima benim yanımdan ayrılmamağa meçbur değilsii; orada ahbaplarını görürsen gider konuşursun, ben bir köşede uslu uslu seni beklerim. — Hayır, ben yalnız seninle beraber bulunmak istiyorum... Caminin duhuliye yarakasım almak bile gok zor. Uğraşıp bulacağım.. Biz şimdi Türkiyedeyiz, #en hâl& bir cami görmedin ve daima Moskovada yaşiyorsun ,.. İstanbul, Ramazan gecelerinde kâmilen değişir. Şafaktan evvel başlayıp guruba kadar ağızlarına bir şey koyımyan Müslümaülar yemek için akşam gurup topunu beklerler, Yemekten evvel ve sonra sükak- larda dolaşırlar; onun için İstanbulun her tarafı kalabahktır. Ramaşana mmabens tiyalrolar açılır. Camilerin hepsi doyanır, minaeden minareye kan- dillerle yaylar yahut resimler asarlar. Ru yazılar ayel yahut hadistir, Ramazanın önbeşinden sonra sarif şekiller yaparlar. Caddeleri o dolduran kahvehanelerde ta şafak zamanına kadar otururlar, kabve içerler, cigara ve nergile savururlar, oturanlar dalma konuşur, sohbet eder. si — Bürsin WEE -— UYANIŞ No. 1813—127 — 355 inci sahifeden mahat — emretiikte (enfim hafalen ve sâkalen ve cahidü bisinvalihiküm, ve enföseküm) ayeti çelilesi hükmü wünifince kaflei müsilnine cihat dariolup genç ve ihtiyar piyade ve suvari olarak bilcümle aklardaki müsliminin malei ve bedencu cihada müsaraat eylemeleri farzı ayın olür mu Elcevip: oliir. ” Bu sirette elyevm makat; hilileti islâmiye ve memaliki mtali- fusai galtaneye sefaini liarbiye ve asakiri be hucum sirele suretile hilkleti islimiyeye tecavüz ve memzibillâhi kenlâ suru ali #slAmiyetin lila ve İmhasına sai bulundukları muhakkak olanRusya ve İngiltere ve Fransa ile anlara muin ve zahir olar hükümetlerin taha idarelerinde bulunan kâlfel müstiminin dahi mezkör hükümet lerin aleyhine İlân cihat ederek bili gazaya müsaraat eylemeleri farzolur mu ? Eİcevap; Olur, ." Bu Süretie maksudın. İtususu semi müslimidi cihada müsavi eimelerine, mütevakkıf iken bayıları nenzibillâhi ieala tehmllüt etseler tehâllülleri masiyeli azime olup gazabı İlâhiye ve bu masiyeti şenianin cazasida müstahak olurlar Mi? Elcevap; Olurlar. Bu surecte hükümeti işlâmiye İle sruharebe eden hikmeti wezküre ahali islimiyenin kendilerini katil ve hatta cemi ailelerini meki İle“ İkral ve icbar edilmiş olsalar bile hükümeti blimiye asakirile muharebe etmeleri şer'an İraramı kati ile haram olup katil olmalarile narı cahime müstahak olurlar m ? Elsevap: Olurlar. Bu suretle harbi hazırda İngiltere ve Fratsa ve Rusya ve Sirbiya ve Karadağ hikümetlerile zattirlerinde olan müslümanlarin kükü- eti seniyei İslâmiyeye muin bulunan Almanya ve Avusturya aleyhine Harbetmeleri hiliteti islâmiyenin mazarcatıni mücip olacağından esemmü azim olmakla azabi elime müstahak olur- Jar mi ? Elcevap: Olurlar, — 361 inei sahifeden mnbat — jere sevkolumur. Bundan sona ağaçların enn Ginsin- den olanları tefrik olunup yakılmak üzere ocaklara, diğerleri de ezilip kâğıt hamuru haline ifrağ edilmek üzere bu husus işin mürettep olan yirmi dört büyük wakinenin bulunduğu mahalle gönderilir. Bu ameliye, dakikada 200 devir yapan değirmen taşları vasıtasle dera olunur. Bu ameliyeden sonra kâğıt hamuru yulaf çorbası kıvamında ve renginde bir mâcnu şeklini alır, müteaddit delikli saç livhnlardan geçirilerek odunun elyafi mayi haline gelmiş olan aksamından ayrılır. Daha birtakım eleklerden geçerek tasliye Olunur. Nihayet tasfiye makinelerine getirilir ve bu maki- riöler de iki betavnne arasından geçerek mayiiyetini kaybeder ve kaba bir sünger kâğıdı şeklini alır. Ve takriben iki metro arzında bir şerit gibi uzanır, İstenilen talda kesilerek bir kumaş topu gibi sarıl diktan sonra su cenderesi altında büsbütün sudan tecrit olunur, sikil ve ihraen kabil bir hale getirilir. Fabrikanın tam ortasına kadar giren şömendiler katarlarına tahmil olunarak « Botvot > limanına gevkolunur. Buradan da şirketin malı olan ve bu işe inhejs edilen iki vapıra yükletilerek, İngilterede gene «Lort Tornaklayfı tarafından tesis edilmiz olan küğnt fabrikasına naklediler. Bu fabrikada her hafta 1,000 tonilata kâğıt hamuru gazete kâğıdına tahvil edilmektedir. “ÜARMET İHSAN Matbaası Limited