23 Nisan 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

23 Nisan 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| UYANIŞ No.1810—125 m inceliklerini, Türkçeye çevrildikten' sonra dn muhafaza “edebilecek mi | * suüline, bn süne göslerilen tereddüde verilecek cevabı, vaktile kon e b bu sahada mütehassıs bir zat ulan Konser yatuvar şan muallimi M, Aşil Tülarikoyun bana söylediklerini yazarak, onun ağzından vermiş olu- im, ki ilk müsahabemde de buna işret etmiştim. © “Türkçenin opera ve operet için ne dereceye kadar ni olduğu suali üzerine, ML, Dalariko, şu izahatı — Opera için muhtelif Jisanlar arasında en mü- “said, İtalyancadır. «A, O,İ» nihayetlerinin çok olması, #ekerrürü, bu arada faikiyet temin eder, spanyolea da hemen hemen İtalyanca ile ayni derecededir. Sonra Rusça gelir. Rusça ......, VE Yrnnsizça, Daha sonra Almanes. İngilizce ame İÜ lisan, en sonuncu olarak zikredilmelidir. Operet için de ayni şey söylenilebilir. Türkçeye gelince, İtal yanca ile ayni derecede olduğunu iddi edebilirim. Ben, bü künaatteyim. Talebelerimden Avni B. buna « Rigoletto » yu taganni etti. İtalyanondan hiç de farkh bulmadım, Mükenimeldi. Zaten, doğrusunu lisanin elverişli ölmüsi elbette daha iyi ölmakla beraber, asıl mesele, ses ve nanl meselesidir. e bl terbiye ile olur, Usul meselesi, . . . bn asıl “Eter, Feridun B. EL. nin tereddüdü, lisnnın elve- risliiğine matufsa, bu, kâfi bir izahtr. Metnit muvaffalkıyetle Tercümesile ve besteye tatbikine ntufsa,, onun için de « Hem her iki fisanın ince liklerine vakıl, hem musikiye aşina bir mütehassısn elinden, geçerse, ba du mesele değildir » Odetim. Yahut,“ her iki Tisamın inceliklerine vakıt bir zatın tercüme edeceği metne, vukullu bir omusikişinie, besteye en uygun tarzi verir, Yu, billase opera için ve öperelin de yalnız musikili ve tazannili Kısımları için böyle... Öperetin musikisiz konuşma kısımlar ise, İdalettayin bir sahne eserini iyice terciime eden kinse, Hiğinnniza çevirebilir. Bu kısımların tercümesi dala basit bir iş, Hüldma, esasi seste, musikide olün üpeti ve... operet, nasil muhtelif memleketlerin liktinile - tereihine olürak da - muvaffakıyetle temsil olunabiliyorsa, bizde de temsil olunur. Başlangıç için, evyeloe de söylediğim gibi, ancak resmi bir temel atma ile ve Garp eserlerinin temsili ile bu iş, böyle pek nlâ yürür. Garp umsikisi zevki iannımüm eder, yayılır. Opem ve operetin teşekkülü ile, bu gibi şeylere teşne olan ve tanıyınon teşne deşecek olan rüllar, yüksek san 'at zevki ihtiyaçlarımı, gittikçe daha muvaffak, daha mütekâmil ifadelerle buluşarak tatmin etmek yolunu bulurlar, Diğer #araftan, ruüstakbel "Türk uyusikisini kurmak için, Feridun B. BE. nin bütün sayıp dökdükleri çarelere büş vurulmasını da toptan kabul ediyorum, Musiki şeviyemizin yükselmesi için, her sey yapılan, hiç bir y eksik kalmasını. Yalnız, müstakbel 'Türk musikisini özlerken, Feridun B, Emin « Bunun tubakkukunu belki ben göremeni, Belki benden sonraki, nesil, bu husüsta hayırı adimliur atarak müsbet neticeler almağa başlar ve belki Je daha uzuu zamau bek- lemek icip eder, » cümleleri üzerinde de bir an durarak, Feridun li. ği güyrendiş gok saburlu, a ç ; © derim Öşleeek neslin ve ya nesillerin zevki uğurunn köüdi zevkalmmalarında mahtümiyete - kismen - Yazi, Halbuki, ben kendimizi, yabul istemeniz kendimi, de düşünüyorum. Gayret edilirse, bizde de kurulabilecek olum öpera ve öpereiten nlacağımız, #lacağım zevki, bunun kuralımasını müstakbel Türk musikisinin - gayri inayyen olan - kurulmasi zamanından sonrayı atarak, fedaya razı olamıyorum. Bahusus ki bunlar, önü mani olmıyacak ve bilâkis... tekrar etmiyeyim, yuküruda sarahalle fikrimi söyledim. Zârnederim, esas mevguda cevap vermediğim cihet kardı, Bunun teferriatından olan bir de «Fer keste ayni tesiri yapabilecek sihirli nağmeler» faslı var ki, bu bahiste de Feridun B.Rİye şu «Herkeste tabirini hiç olmazsa «fikseriyetter şeklinde tahdit etmeği teklif ediyorum. Bilmem, teklifini kabul ederler mi? Sonra, opera Ye operet tesisine dair olan «sa$ mevzi bariinde gördüğüm ve Feridun Kk. Bi,ilk cevaplarında temas ettikleri için kisaca bu husustaki duyguma işaret ettiğim alaturka musiki belle buna kendileri ikici cevaplarında da temas ediyorlar ve şiddetli hücumlarda bulunuyorlar. Ben, Şark ve Garp mnsikisi bubsinde «Şalki duygum itibarile, banu Garp musikisinin. verdiği zevk, Şark musiki siniikinden kat kat fazin ve aldığım zevke göre, Güarbinki daha yüksek, daha kudretli, daha canlı, muliteşüm ve zengritdir. Buna mukabil, Şark musiki- sinin de Feridun B. Rİ. nin dediği gibi uyuştaman, müsekkin, ikin raha tatlı bir rehavet veren ye hoş. bazin, sıcak, seyyal alıp giden, arada hufit heye ile fışkıran nağmelerle dolu, suda bir telâtımi, havadi, bir yumuşak rüzgür gibi okuyan hüviyeti limiz balunduğu bhissindeyim. Dinlediğim birçok bes tele, geliş, ice birer san'at izi seziyorum. Şark tüusikisinde de mutedil bir heyecan veren sihirli nağmeler gizli. demiş, biri, memleketimizde: kuvvet” lendirilirken, diğerinin <Tepilmesisne taraftar ola dığımı söylemiştim. Buna karsı, Veridüh B.EL, «Olabilir. Fakat, ben kendi hüsabıma tâtH bir rehavet içinde guşyolmnk, kendini hazin bir «Bercenses dn nağmelerine terk ölerek rüyalar Alemine yükselmek, bir «Nocturnesiti müphem nağmelerinde, gecenin sırların köğletmek, şemşeklerin velvelelerile ürpermek, kaşırgaların ıslık çalan mütehevvir uğultularıle heyecanlanmak ve bir ani içinde âlemden âleme sürüklenmek için alafrangayı daha çök yüksek buluyor ve kendi musikimizi de buna muktedir görmek istiyorum.» diyorlar. İşte ikimizin de fikirlerimiz bu satırlarla meydanda. Alafranga bülsinde , Oürada o mutabekat OoOvar Yalnız , alatırkada Obir zevk aymığı, Feridun BEİ, «Alaturka musikinin ilgasıle yerine alafranganın ika mesi İddinsnde bulunmadığım için bu iki saran witekabil vaziyetleri hakkında yüpdacak bütün münü kaşuları lüzumsuz görüy oruru> dömelerine rağınel, «Deşkili çok münasip ve faydalı old ak olan bir inu siki inüyzesi, alaturka denilen musiki için en lüyake makamdır» fikrini ortaya atmalarle,«Bence tamamen köhnemiz olan» dedikleri aluburkau müsikiye karşı olan bu şiddetli bücumlerile bir münakaşaya vesile — Devamı 336 cı ashileade —

Bu sayıdan diğer sayfalar: