UYANIŞ No. 1808—123 İTİRAF" Muharriri: Gi Dö Mopasan Margerit ölmek üzere idi, Bili altı yağında olduğu halde en aşağı yetmiş beşinde görünüyordu. Renzi sapsarı, bütün vücüdu korkunç rüşelerle titreyor, gık sik goluyordu, Yüzü mühteliç, gözleri önine yaiihiş bir şey gıkmış gibi vulışi bir İnlde idi, Yatağının yanında, kendisinden altı yaş büyük olan ablası diz çökmüş hiçkira laçkıra ağlıyordu. Muhtezirin yatağının yammu yaklaştırılan bir küyük masanm üzerinde iki mum yumyordu. Çünkü gon dini merasimi ilâ etmek üzre papns beklenmekte Apartmanın ber tarabna ölü odularma has gus- salı bir hal çökmüş, her tarafa ebedi bir veda havası #inmişti. Eşyaların üstünde ilâç şişeleri, Köşede, “bacakta bir ayık veya süpürge darbesile itilmiş ça- maşırlar görünüyordu. Tertip ve intizamdan hali is kemleler korkmuş, önüne gelen istikamete kağışmış gibi idiler, Müthiş ölüm de orada, saklı, beklemekte idi. Şu iki kız kardeşin hayatı hazin bir şeydi, Bunun ta uzaklarda da bilirler, anlatırlardı, İu macera kimseleri müteessir etmişti. “Büyüğü «Süzan» 1 vaktile bir delikanlı delicesine sevmiş, kız onu sevmişti. Nişanlandılar, Her şey hazırlanmıştı. Artik belediyeye gidilip mukavele imzalanmak için günün tamam olması bekleniyordu. Bu sırada delikanlı apanszin öldü. Genç kızın yeis ve elemine payan yoktu, Evlenme- meğe yemin etti ve sözünü tuttu, Dul esvapları giyindi ve artk hep bu nevi esvapla kaldı. O siyada henüz on iki yaşlarında olan küçük kar deği Margerit bir sabalı geldi. Ablasının kolları ari- sına atıldı, Vel — — Ablacığun! senin bödbaht kalmanı istemem, ömrün oldukçu ağlamanı istemem, Ben senin Yürın- dan asla ayrılmayacağım, asla! ben de evlenmeye eğim ve dalma senin yanında kalacağım, daima, ii Ablası, bu sal çocük şefkat ve mahabbetinden müteessir olarak onu bağrına bastı, öptü ve inanmadı, Fakat küçük te sözünün sahibi cik ve ürmesinin babasinin, '«blanımın Ticalarına sanı ölmüdı; evlen mediş güzel, çok güzeldi. Kendini sever sürünen bir çok. delikanlıları reddetti, Hep ablasının Yanihda kaldi. ö Le Bütün ömürleri bir kere bile ayrılmaksımı bön ber geçti, Daima berâber yürüdüler, beraber dolaş tlar, beraber oturdular. Fakat Marperit daima mah- gan, ezgin, sanki ülvi fedakarlığı kendisini Karmış — Raziye Edip Hf. ye gibi ablasından daha gamlı görünürdü; netekim duha çabuk ihtiyarladı. Baylari otuzunda beyazlandı. Bir yak zamanları istirüp içinde geçer, köndini kemiren meğhul bir illete tutulmuş gibi yaşardı, İştero gece de kendisi ölüyordu, Yirmi dört sanitır konuşinayordu,. fecir sökerken, yalnız: — Vakit geldi, papas efendiyi cağırtınız! Demiş ve müteakiben urkası üstü yafukalmıştı. İspazmuzlarla saraliyor körkune bir şeyler söylemek istediği halde söyleyemiyormuş gibi dudakları telâyla titriyor. bakıslarında. korku mlâmetleri; belitiyodur. Kelerinden ici paralanan ablası, almmnı yatağını! ucuna dayama, mütemadiyen ağlıyordu. — Yüvrmm ! Karleşim ! dön baska bir şey söyliyemiyördu. O, ona date <Yavvums, öbürü de ona daim <Ablas demişti. Merdivende ayak gürültüsü duyuldu. Kapı saldı. Öküyuücu bir bir çook ve arkasinda vesmi cevubile papas göründü. Papazı “görür görmez İst sarsıldı; dudakları kımıldadı; iki üç söz söyledi; ve (ırnaklarile trmuk- larında birer delik ggrank izter gihi hareketler yaptı. / Püpas yaklaştı; haslenın elini eline aldı; alnından öptü ve tatlı bir sesle: - Allah gafırralhimdir, miştir, söyleyiniz! Deği. O gaman hast büştan uyuğu kadar bir ürperme geçirerek, sinirli hareketlerile bütün yatağını sürsürinle ? — Abin! Sende otur; dinle! Dali. Papas yatanın ayak ucuna baygın bir lialde yıkılmış olan Süzana efildi, kızı kuldinp bir kol tuğa oturttu, ve bir eline bir kızın, öbür eline öbür kızım elini alarık : — Yarabbi! Ya erhamürrallinin | Bu kızlara kuv- vet ver! mağfiret buyur! Dedi, Şimdi hasta söylemeğe başlamıştı. ler buğazından teker teker çikiyordu. Kınık, kesik, dermansız bir halde devam etti: — AnraAffet! attet, abla! beni affet! Bilsen, bütün ömrümce korktağum bu dnkika idi, Bütün ömrümeet, Ablası söz yağları içinde: — Senin neni #fledeceğini yavrum, sen bann her şeyini verdin! sen bir meleksin). Hasta onun sözünü kesti; — Suns! ane', Birakta menlur, piş geyler vok Sonuna kadar, kımıldamaya musun, son bir zaman nişanlı yorsun, yal sizi nfleder, vakit göl. Kelime :Bözümü kesme, Birak hepsini söyleyini,,. «dor, dinle. Hafırlayo hn? nişanlım hatırlar