204 UYANIŞ Tiyatro ve öper. inlitallan men teknik terakki. yatın say'at torukkiyübile miivazi bir yol takip etme- sile kurlulabilirdi. Fennin yeni göcuğu sinema, fiya teoyu mağlup etti. « Nasıl nrtist oldüm?» Bu sani, bana vaktile Nevyorkla bir gazeteci tarafından na sorulmuştu. Ona, « Üstadım, Şekspirdir» demiştim. Hakikaten, o tuganni duygunun yüksek o bir ifadesi olduğuna göre, uncnk his menbalarriıdan ilham: almalıdır. Bir muganni, iyi tahall görmüş veya hic olmazsk mülalen meraklı olmalıdır. Doğduğum ve büyüdüğüm kalın. ve sönük muhitte, babamın at elk yesinde, daha pek küçükken mütuleaya başlanıp, bu suretle beni sıkan bit muhifen uzaklaşmak çaresini bulmuştum. Sesimin güzelliği ilk defa farkınn vardi: İnn zaman, beni hayrele ve adeta dindarane bir İves süre düşürdü. O zamandanberi kenlimden başka hiç bir üstadım oluradı, Filvaki birçok üstatlardan ders aldım. Fakat hiç bir. zaman kendimi bir «Mekteb» e tabi addetmedim. Rüfla, burada san'at hayatını başlangıcındaki bir hutarasımı anlatıyor, « Verdi » nin dostu ve eserlerinin mümessili büyük Fransız baritonu «Maurels, «Küffon- ya dinliyor. Ruffo, 6 sırada 26 yaşındadır. Ve Misita İlk turnesini yapmağa hazırlanmaktadır. Maurel, «<İüflos yâ fevkalâde cazip tekliflerde bulunuyor. Onu, Parise gelmesini, beraber çalışacakları birsenes nin #ün'nt kabiliyetinin tekermmülü noktusından çok faydalı olacağım söylüyor. Kufio, reddediyor. Hemiiz tamamile istikrar bulmamış olan sanatkâr şahsiyeti. vin «Meireles in nüfuzu altında boğulmasından kor- kuyor. Ve, yedi sene sonra Maürel «Rulto» vu Nev- yorkta tekrar dinlediği zaman bu. hareketi, müstakil kalmak arzusunu hararetle takdir ve tebrik ediyor. — Temsil tarzımın çök (erdi ve şahsi olmanı Şiil- üetli tenkitleri davet etti. Çok defa, bir nagımeyi tah, rif ettiğim, güzel yapılmış, fakat saol bir musiki cüne esini tagamni ederken daha beşeri ve hakiki bir itadle vermek için parçaladığım oltmuştur. Münekkitler © yaman kıyameti koparıyorlardı. Fakat halk beni anlıyor ye takdir ediyordu. Ben yalnız taganni etmek ve konser vermekten pek hoşlanmam, İsterim ki bir piyesi temsil ederken, o rolün hakiki şâhsiyetini tamamen tebarüz ettirecek bir şekilde, sahne izerinde taganni edeyim, Zaten eğer muganni olmasaydım, uktör olmak isterdim. Ta- ganni ve temsilin asıl tiyatro Tısmı birbirinden ay- rılamaz. Ancak bu iki kısmın mütevazin olmasiledir ki ifadenin şiddet ve kuvveti temin edilebilir, Sağ olan Aartistlerden beğendiklerim?.. İtalyada Pertile, Gieli, Martinelli gibi tevorlar; Franci, De Luca, Slabile, Monte Santo, Önletti gibi barltonlar ve Toti Dal Monte, Ponselle, Tetrazrini gibi sopranolar... Almanlar ve Fransızlardan da büyük müganniler var, Fakat hiç bir ses, genç yaşta ölen «Üğrüğor Gi) e sine yakın bir güzellikte değil. » — Yasavvurlarınız..? Film yapmak msinız? — Teeriibe İçin bir iki Tilmde tagatni ettim. Fakat, hiç birisini beğenmediğim halde ticarete çe kardılar ve sinemalarda gösterdiler, Eönsen sesli filmin ve plâkın bir artisti tamamile tatmin etmesi şimdiki vesiitle bile tamamile kabil . “ye “i. Silikleşen çizgilerden i Dalın gölgesi! Kar, sowuk, Saçaklar. kol kal buz tutmuş. Duruldu çi mavi akşam odamda, Bir hareket oldu ansızın camda., İrkildim ve seçilim; Cwrpnan İrir İir. Düşük kanatları iki yapraktı, Üstünde. durduğu çırçıplak dalın. Gözde kapak gibi buzları Kalın Camdaki ciçekten tek bir yas aktı. Ben, cama değerken kus düğüverdi, Ru, bir an, bü bir his,, Ruhum ürperdi: Ne karda lekesi, ne kanat sesi! Karşı pencerede bir lamba yandı. Vurdu, benim camam da aydınlandı; Sallandı, büyüdü dalın gölgesi! 1920 Mehmet Selim değil, Filhakika son Zamanlarda bu sahadu büyük terakkiler var.Fevkulide güzel alınmış plâklar mevcut, Fakat sesin öyle #Nuancesları varki henüz plâk ve flmde zabtetmek kabil olmudu. Mamafih <Rirvle- tfto» nun üçüncü peydesini filmde oynamak iatiyo- rum, Bu suretle kendimden bir parçayı gelecek. nesil lere biraktüiş olacağım. Saate bakiyorum. Vakit,. ben biç farkında olma- dun sür'atle ilerlemiş... « Rulo » dan, müsasde istiyo rum. Oda, bir yere davetlidir. Beraber çıkıyoruz, Çıkarken Ruffe bir defa daha pöncereden Halise baki yoran. Fethi Mustafa