> — Peki sofra 1. — Beni dinleyiniz; dedim, yü? Size hizmet etmek isterim; sizi sevdiğim için bü yüzüğe iki yiz biru verebilirim ... — (Hepsi bu kadar mı ? — Ne demek bu kalar mı? Dalin fazla kabil değil .. - Piyer dolapta hesap eyledi; İki yüz Ken dediği Dünü 0 zamanki Borsaya göre bin sekiz yüz frank tutuyordu; halbuki yüzüğün kiymetli ey uşağı sekiz bin #rank idi, Küba söylüyardu : — Madam, bu yakut halkasız olarık muharebe den evvel üç bin subleye alınmıştır.» — Halleanın zaten kıymeti yok ki. Hiç moda değil ! Satmak için halkayı değiştirmeli... Dedim ya, maksadım size hizmettir... Misafir kadın gitmek için bir hatekel gösterdi. Yuba israr eyledi : — Müdam, geele etmiyiniz.. Düşünümüz,. — Benim düşünücek bir şeyim yok « Bizi dö sıkıştırmak istemem. Siz düşününüz! Ben serra yin gelirim. Unbü kapının yanını kadar geldi : — Veriniz iki yüz lirayı. Yakut yüzük misifir Madam çantasına düstü, taşan; üzeriie iki yüzlük 'Türk külmesi konulmuş idi. Kadın diyordu ki : — Geldiğime bile nadim oldum ... İşim çok, yüzüğü rt sizin güzel hatırimz için aliyorum... Tani hizmet olsun diye ... Kadın gitti. Piyer dolaptan çıka; pek hiüldetli ğı — Çok neelecettiniz ! Yüzüğü kuyumenlara bile beş altı bin fratki satmak kabil idi... - nr Piyeri Ben şimdi sutmasaydım, şeytan kür bir hafta sonra gelir ve belki yiz elliden ziyade verrnoz idi: — Züğürt olduğuma bu dakikayı kadar önümde müteessil olmudım. Al Zengin olsuydım, derhal birlikte giderdik... — Nereye * — İtaliyaya. — İtalya'ya mı? Hayal | Haydi sen artık savuş! Yarın. görüşürüz... Bu göce huluşumıyacağız, malüm ya, balonuz vur. Güzel öğlen | Beni nnutma,.. Beni seviyorsun değil imi ? Piyer başı ile evet işareti yaptı, Delikanlı kadını mibabbetle öptü, kucıklamak istiyordu, Tuba, mukavemet gösterdi, olm kapıya kadar teşyi etti, kapı kapandı. 10 Piyer. balo gecesi için keyfine uyar bir kostüm henüz bulamamıştı. Jünyan ile urkadaşları İstanbulun Yeniçeri Mü- esi müdüründen eski Türk esvapları tedayik, etrhiş- Verdi. Bu Müzenin müdürü o Monihte in ayık fikirli bir genç Türk idi, Bundan Piyore vermek istediler, Piyer Yenigerielb ağır ve dansa elverişli olmadığıya yili UYANIŞ No .1808—123 — 296 ve 297 inci sahifeden mabet — Geven sene Riverside Drive'de 52 katlı bir bina ya- pilınıştı; fakat kiralamak için inip çıkmadı. Bundan güzellerine bile hergün tesadül edilir. Fakul Val Street P**J deli panikter sonra Butildingler.boşalmıya buşludı. Bu söylediğim biyaya da tlip çıkmadı, Penverelerinde çam yok, Reklâm afişlerile dolu bir talıtt, küpü vozilesini görüyor. Etrafına kaynıyan hayatla tam bir tezat teşkil eden bu bina masallar- daki esrarengiz satoları benziyor, Bazen Okyanustan eset Tüzgrür acık pencerelerden içeri giriyor, bomboş binayı Holuşiyor, kapıları boğuk sodalarla kapatıyor, dünyanın en serli niyetile yaplan osusöre doluyor, Bu binanm bodrumunda her dece yüzden fazla kimsesiz oyouk yalar. Bu hodrumda ayakkabınızı boyayan, yağmurda size bir taksi arıyan, tiyatrodan çıktığımız vakit hâli gazele müvezzikgi yaptın, kür num doyurmak için sizden hirkaç seni istiyen çocukları imulabilirsiniz. Hatta sizden birsey İstemiye ocaarel ödemiyip aç kalan zavallı da buradadır. Bu berberde lar hasta hayvanlar gibi birbirlerine sokulup yatarlar. İşlerinden birisi bazan meş'ni bir tesndülle bulabil diği ekmek parçasını isirirken karınları böğ biçüreler ona İnset ve bursla bakarlar, Bu bodruma çocuklar karanlık basinca nfak bir delikten girerler, Seyrüsefer metmiru onları hervakit görür, fakat sesini çıkarmaz. Evet, sesini çıkarmaz. Komşular da birgey söyliyemezler. Şehrin imarile uğrugunlar da bü gırammazlar. Çünkü hüklar yoktur. Çünkü birşey göylerlerse wv küçükleri barındıracak başka bir yer bulmaları İâzımdır. Onların karınlarını doyuracak bir tas sicak çorba bulmaları Kızımdır. Halbuki dünyar ünü ei büyük köprüsünü inga işin avuçla piru sarf eğildiği halde bu kimsesizleri doyuracak tahsisat bilanamaz. Birgün, talip çıkmadığını gören sahibi, bi çocuk- ların barındıkları binayı belediyeye, hastane yapıl mak şürtile, teberri etmek istedi. Fakat, belediye, bu Tütüfkârlığa teşekkürle beraber New-York'ür böyle bir Mhnstaneyi o dolduracak Okadar hasta bulunmu dığını ileri sürerek teklifi reddetti, Ve kimse çocuklar düşünmeli... Bir pazar akşamı (East Rirer) de gezinirken bir sürü çocuğun oradaki pastacılardan birinin camekünmi kırdıklarını ve vitrindeki pastaları yağına ettiklerini gördüm. Pazar günleri polisler köylere giderler, Dük- kümü sahibi de tatil münasebetile gezmeğe gitmişti. Komşular da bu vaziyeti görmemezlikten geldiler. Broadway'da 45inci ciddenin başında soluk çebreli iki çocuk dansediyorlardı. Bu eğlenceden hoşlananlar çocukların etrafına toplanmışlar, para atıyorlardı. Bu çokuklardan biri hastaydı. Havanın sıcak olmasına #iğmen tirlir titriyordu. Gözleri süzülmüştü. Firalındakiler bununla Kanaat etmediler. < Daha çabuk! daha çabuk diye alkışlamıya başladılı. Yarım saat sonra çocukçağız yere düştü, Arkadaşı onu kak dırmak istediği sırada seyirciler sanki hiç birşey olamamış gibi dağıldılar. Yalnız bir polis geldi. Bay- ğın çocuğu koltuğunun alna alıp yürüdü. Öteki çocuk, polisin caketine sarılip ağlamağa başladı : — Götürmeyin! Benim Kawleşim ! Götürmeyin. » Kimse onu işitmedi. Çünkü damsiug cazbantları, itamvaylar, tüksiye çağıran şöfürlerin sesleri, sineme- lira reklâm yapan çığırtkanların fwwyatları, bu, kardeşi ölmele üzere bulunan çocuğün şikâyet iniltilerini bastırıyorlardı. Mahmut Şerif (“*).Börsa, “AHMET İHSAN Matbaası Limited