Kan kardeşlik İstanbuldan uzak, çok nak bir küy vardır. Bu köy, silsilelerile dnire teşkil elen dağların ortasında koyu yeşil samların içinde kaybolmuş gibidir, Uzak- lan görenler, oranın bir köy değil; nfak bir çiflik olduğu zehabında bulunurlar. İşte küçüklüğüm, bm köyün celik çomak oynıyan yaramaz, fakat cok saf çocuklarının arasında geçti, Her sabah çıngıraklı koyunlurmı, #ıçrıyan şeytan gibi keçilerini zaptedemiyen bu köylü çocukları bana uğrarlar ve sabalın seher .belirirken biz, koşuşan hayvanların arasında dağa doğr ilerlerdik... Talan kirmizi geflal tengri çiçeklerdeki çiyleri penbeleştirir.. Dağların tabii güzelliklerini kırmızı poiltalarile yaldir lardi,, Güneş yükselirken koyunlar dağılır, köpekler ağır. hayeketlerle o homürdanır.. Kuşların civiltisi, hazin hüzin inliyen kaval bir perdesini teşkil ederdi. Tepemizde kayyıyan güneş yakıcı sıcaklığını her tamıfa serptiği anıman; kaval durur, kuşlar susar, köpek- ler öyniyan kuyruklürile yanımıza gelir, sarı meşin İkinci vak'a çok yenidir. Saidin Alinin vefatını bana haber vermeğe gelen oğulları Sait ve Ömer bana dediler ki : — Bey âmen. Bizim ev sizin üstünüze rehin imiş, babamızın borcunu ödeyelim, Halbuki Saidin Aliden ben ev rehinile alacaklı değildim ve bu rehinden haberim bile yoktu. Sonradan hatırıma geldi; evvelki sene Ali benim delâletimle İzmitte bir bankadan istikraz etmek istemişti ve baska karşılık reliin aramıştı, Ali de bana: ben bankalara filan evimi vehin edemem, size reliin edeyim demişti, ben gülmüştüm.. Meğer İm saf adam gidip evini bana bir meblağ mukabilinde rehin ettirmiş ve ve sonra paraya ihtiyacı kalmadığından istikrazdan vaz geçmiş; fakat evin ne bana merhun olduğunu söylemiş ne de velinin oçözülmesini ara mıştı ve ben mes'eleyi Alinin vefatından sonra çocuklarından öğrenivordum: İşte hakiki bir köy ağası olarak uzun seneler yaşayıp ömrünün aherinde sıkıntılar çeken ve buna rağmen sallığından ve hayırhahlığından ayrılmıyan Saidin Ali böyle saf ve eski nesilden bir köylü idi. Ahmet İhsan dağ çikan siyah köy ekmeklerin açılan tarhı gözlerile bakarlar ve homurdamırlar, Atılan koca parça ekmekler, onların fırın kapaklarına benziyeh) ağızlarında kaybolurdu. Bayan gurubu, eze bitmiyen kumızı top taklı yollarda seyrederdik. Bazan semada pırldayan iinleres yıldız, sanınn Ya bize rehberlik ederdi, Göle bir gün koyunlarımızla bu kırmısı yiılankavi yollarda köye doğru iniyorduk. Uzaktan görünen marmaramın enginleinde güneşin göz nl kızıllığı kaybolurken Kaval inliyor, koyunlar. meleyordü.. “Elimde oynadığım biçakin ilerlerken, bu İrüvvefin karşısında dalmışım, «lim kesilmiş haberim yok... Gözlerim bu tabii güzellikte, ayaklarım bana, hükim ilerliyordum. Elimden, gurubun kızılığına benziyen kan akiyor, yolda damla damla İeke bırakarak gene ilerliyorum, Elimi kesilmiş parmaklarımın üzerine bastırırken arkadaşım koşarak yanıma geldi, Kolumu çekti ve akan kanı emdi. emdi, Sonru kalın adeleli kolutu. bana uzattı. Ondan da kan sızıyonlu. Titriyen sevimli sesile: Em! deği, Onun yaptığı gibi ben de yaptım. O kıyi kani emdim, EBmdim. Sonra boynumu sarıldı. Mavi, gü meribalam gibi kaynasın gözlerini gözlerime dikti. Ve... Ahi, Ben bu gözlerde ne saf, ne nezih mh görüyorum, . Her balaşında damliyan Oyaşlar yanaklarından yuvarlanıp düşüyordu. Banu şöyle dedi: «İstanbul çocuğüs 1. Öteki sözler dudaklarının arüsından işitilmedi, Yoranu halile ellerimi birakti göz yaşları çoğaldı, açkı nyordu.Güneşin son kalan pomboliği, elâtun dağların üzerinden kaybolurken eve gelmiştik... Anneme bu vak'ayı anlattım, O müşfik kadın du tatlı sesile buna her şeyi unlaltı.. pimdiş o eski kesik, banu hayal autulmmaz hatırasını yadetiiriy Ole. m— ea m Ölen aşk Bir avuç toprağını sana çok görmüşler ah ! Baltyorum üstünde ne bir tas var, me diken Sen bir şasıs kabrinde hapamp uyuyorken Örümcekler bağrıma bir yura örmüşler ah ! Ne bir çelenk koydular seni defnettiğim yün, Ve hür gösyam düştü örtülen kabre doğru, Bilmediler ki onlar en hazin ölümdü bu, Bir ölüm hi ruhumda açıldı ölgün ölgün... Sen gittin, fakel hâlâ titriyor bende yadım 1... Artık sessiz akşamlar sana yanmıyor gimdiz Ve rüzgâr uzaklarda şeni aminiyor sindi, Yalnız, yalnız betimein, bende gmülü adın. yi ni LİN