9 vmm a il KE No. 1601—116 SERVETİFÜNUN 183 , hissiyata terkettirmek OOicin itidal ile iklğh edildi, miliilestirildi. Ter sinsten şaheserler yazıldı. Bu, İraosiz edebiyatının mutlak tesiri alündü kalan devirdir. Reisleri Şinasi başta olmak üzere, bü yeni (mektebin azhları Pürise gittiler ve orada senelörec edebi ve felsefi fikirlerini topladılar. Şirmisi- min anektebi iamamile romantiktir.. Dala solire Abdülhak İamidin idaresi altında İstanbulda yeni bir mektep tecessüs etti. Bu mektebe, yeni «debi ögeler geğreden mMecmmmu isminden iktbasen, Bervelilümun. denildi. Servetifünun Oo Türkiyenin «arms, Sorvatilününda natiralisiler, sonbalist- ber gibi bütün yeni mektepler görülür. Bütüm yeni mektebin büyük üstatlar oServetilinunda o intişar elmiş eserlerin sahipleridir. Halbuki simdi ne bir mektep, nede bir edebiyat eemiyeti tesis olunmugtur; fakat «ifrata vardırılmış bir tevcddüt. gençlerin arasınla vâlüm bir vaziyette. tir. Bugünkü gençlik iki kısma ayrılmıştır. I — Mutediller. Bunlar, türkçede kullanılan bilümum arapça ve geemee kaidelere fabirlerin kaldırılmasını; lisanda arapca, aceomce veya İranszca olarak en az ecnebi kelimeler istimalile mümkün olduğu kadar fazla bir satlelik temin olunmasını; arap aruzunun. tdnamen terkedilmesini ve yerine halk girlerinde daima mey- cüt olan ve İransiız şiirinde istimal edilen vezinden başka. birşev olmıyan milli türk vezninin ikamn edilmesini istiyorlar. Bilhassa istiklâli, kalıramanlığı, valdnperverliği terenmim etmekledirler. Pek derin milliyetperverdirler ve ecnebi olan herşeyi İkir görmektedirler, Mamafih bunlann milliyetperverliği, sufi, tit ahirle daha ziyade yaşamı. Ve heyecansızdır. 2, ÜUeariler, Bunlur müthiştirler: lisandan yanlız şekillerin ve eonebi tabirlerin değil, fakat bu fisumın müstekil ve mill olması isteniyorsa ayni zamandı arapça, ac v& ve İransızdca kelimelerin kat'iyen ılracımı istiyor. lar. Kanaatlerine göre, lisandan teb'it edilecek olan bütün bu kelimelerin yerlerine diğerlerini ikime ötmek pek basit bir iştir: bunu temin için, sâli membalar»s a gidilecektir; türk lisan, Çağatay, Yaküt, Uygur Jehçesinden. teşekkül etmiş olan bu membalardan inşiap etmektedir. İşte bu suretle bu hazinelerden kelimeler ve tabirler alınacak ve bun larla Tisan, sanki bukudar mücevherlerle sürlenir gibi teğyin olunacaktır, Bn vezriler, bugüne küdar müs- trel olar eciebi, lenni, edebi, içtimai, ilâ... tabir- lerin fümamen hazlini istiyorlar. Bu kelimeleri, yine ayni © söli membalars a mürumcaatle diğer kelime lerle değiştirmek arzusundadırlar. Ziru 0 «âli mem- bülars da bunların mukabillerini kolüuycn bülacakları- na zahiptirler. Diğer meseleler için, mutedillerle müttefiktirler, Bunlar şimdiye kadar eser neşretmerniş- lerdir ve şiradilik meçhul şöhretlerden başka birşey değillerdir. Hasılı bunlar ilmi iukür eden ve atinin üstatları olacaklarına inanan obayalperesilerdirler, Çok şükür ki ehemmiyetsiz pek kalil bir zümre teşkil etmektedirler. On ikinci mezmur: Telehhüf Bülbüller yerlerini kargalara terketti, eskiden kırlar gıçların yava kurduğu saçağında leylekler ötlüşüyer. Bük, vüzünde “eskiden gördüğüm şen çizgileri artık göremiyorum, Ağlama yavrım!. bu, ezeli bir hikâye; İm üyle bir çember ki başladızı yerde biter, Ücemlen gonra gündüz olmuyor mu 1 Bahr de since kışı, siyah deyince böyüzi, nur diyince gulmeli hatırlamıyor muyuz! Mademki yoktuk, gene yok olacağız. On üçüncü mezmur: kalbim Allih beni hülkederketi fazla bir külfete katlan» madı. Bana kalp diye verdiği şey asırlardan dalin yaşlı; fakat gene ben hayret ediyarum: böyle bir kalbin mede cok yaram varlı, Hüseyin Necmettin Türk lisam ve edebiyatı nereye gidiyor? Bu mu dil male cevap vermek kolay değildir ve buu Kati bir şekilde yapmak istiyen kimse büyük lntayt düşebilir. Maamafih, kaydı ilitiyat ile denebilir ki, eskiler ve yeniler, iddialarından mütekabil fedakarlık lir yaparak birbirlerine günden güne yaklaşıyorlar. İki kısım arasında, bir kalem müendelesi başlamıştır. Ankarada, bütün mekteplerindeki lisan ve edebiyat bedrisatında tadilat yapmak üzere bir lise mualinle- ri kongrası toplanmıştır. Bu kongranın kararları henüz tathamen malin değildir. Fakit bu kararlar malüm da olsalar, ancak bunların tatbilandan İssıl olacak netiecleri müşahede ettikten sonra tenkidatta bulunulabilir. Şimdi fikirlerimi hülüsa edebilirim: Türk lisanı ve edebiyatı şimdiki halde tem bir keşmekeş içindedir. Hali bazır ne zamana kadar sürebilir? Bu, tahin olünamaz, Maamalih, yeni stfamn menzillerini adın adım takip. etmek pek alâka ve meraklı bir şey olurdu. İşte benim de yazifeton yapmam lâzım gelen budur. Elerne zaman mühim hadiseler müşahade edersem, fransız karilerimi bundan habernlar etmekte gecikmiyeceğim. İstanbul Darülfünunu Edebiyat Şubesinde prolüsür