182 i UYANIŞ “ i ö No. 1801 — 116 Türk edebiyatının bugünkü vaziyeti — — Namık Kemal zade Ali Ekrem B.in 31 Könunusani tarihli fransızca LES HOUVELLEŞ LİTTERAİRES gazetesinde intişar eden makalesinin tercümesi. — Bu vaziyete <ıslıfni heyecan denilebilir. Genç etahhuyiyetimizin gençliği edebi ve bisani bir inkala- ba doğru gidiyor. Türkiyede her şey değiştiği halde, edebiyatta bir değişiklik olmaması gayri kabildi. Bundan başka, Türk edebiyatı, "Türkiyede bütüm iwrikkinin, bütün medeni tomayüllerin hurüket nokta st olan İransz ihtilali kobirindenberi terakki etinekte dir, Böylece bilvük Küsiklerdenibugünün muharrirleri- ye kadar, hemen bemeti bütün fansız şa ii ve odipleri tire muhartirleri o tarafından yaman zaman tetkik, takip olun du, kopyu, mlapte edildi. Bir asırdanberi inlişar etmiş her hangibir eserde, en küçük bir şiir mecmuasında bile şu veya bu İransız edibinin tesiri kolaylıkla anlaşılabilir. Fukat Yununistanla yapılan harp, istiklâlimizle. oymuyan bit herpti ve türk yocükların ne tedakârlik ve mahrumiyetlere kutlandığını. ne nüsil bir İcalirae manhi ve islihkarınefs ile galibi- yerlerini ispata mecbur kaldık- Tarım, herkes bilir. Lozan ola hedesi bu zaferin bir neticesi oldu ve istiklilimiz bu amuahe- depin esasıdır. Büyük Osrtmelı İmparatorluğu katiyen müstakil değildi, fakak kücük Türk. Cumhuriyeti bina pile müstakildir. Fransız İhtilili kebiri Türklere selâ- meti gösteren sİlüriyet» kelimesini telkin etmiş ve türk edebiyatı onu bu yolda tekâmül ettirmişti. hozan nunhedesi onlara, istiklâli getirdi ve bugünkü türk edebiyatı da müstakil ve binnetice tamamile milli olmak için bütün ecnebi bağlarından kurtulmak istiyar, Bu küçük etüdün başlangıcında tavsif ettiğim ssiiai heyecan» İşte bundandır. Simdi, bu teheyyücün hal ve neticelerini İyice kavramak için bizzürüre maziye dönmek icap edevek- tir. Bu satırlarla vazih bir surette bütün Türk edebiyatın ancak bir hülâsasını vöreceğim, Vüzile- inin nekadar güç olduğunu anliyorum; bununla böras ber firansiz karilerimi memnun edeceğimi zavnediyo- Di. Osmanlı İmparatorluğunun teessüsünden, yani on asırdan fazla bir zamandanberi, türk edebiyatı arap medeniyetinin büyük tesiri altında tekâ- mül OGimiş ola acem edebiyatımn İremen hemen bir kopyası idi. Böylece, eski edebiyat, şekil Namık Kemal zade ve üslüp. İtibarile nesirde np ve geem kelimelerile doldü ve halka anlaşılmayacak bir sesle gelerek nihayet buldu; bu edebiyat münbasırın az bir ümre uralından takdir cdilir ve okunur. Şile, Arapların vezni olan ve Acemlerin kabul ve islah ettikleri arız ew büyük sairlerin. ifadesi haline geliyor. Uzu ve sait hecelerin birleşmesinden basil ölün aruz, yalmız sait hecelere malik olun türk lisanını tahrif etmeğe ve lisan. bü ki eski ve yeni vrüzel siirleri pek ahenktar olan bü arap veznine göre yazılmıştı. Eeki edebiyat, aslında dimi ve daha ziyade mistiktir. Valuledi pürüt, edebi eserlerin büyük hir bozmuya başlarız. fnaf üyda, olam #nomuın gh vezne öksöriyetinde mutlak bir üstel alarak hükmeder, Bütün bu şiirin lirizmi Allah aşlkann mütevak kifür. Din veya daha doğrüsu dine hizmet eden mutlak emirler, ekok kadın ayıvdığından ve kadını kapah bulundurduğundan, üsleri Alak aşkından başka aşk bulunmazdı, âeki edebiyatımızın edebi nevileri arasında bazıları tamü- men eksik, diğerleri de rabıtasız ve zayıltırlar, Şairlerin en büyük şairleri için Ali Ekrem Bey meşgalesi Sultan ve nedimele- rine ondan ihsan elde etmek iin methiyeler yazmakir Bu tarz, bu botbüht nazımlar için yegâne maişet vaslas İdi ve onları gir masynaları mefhedilen kimseyi basi defa Allah derecesine kadar çıkaran ve onu bütün imanlardın yüksek olarak gösteren methiyelerle doludur. « Savdil adehiyatı » demnilğlii oOYe bununla beraber memleketimizin hakiki (klâsik edebiyatı olan eski lürk edebiyatı, hiçbir zaman milli olmayan bu güzide bir sınılın edehiyatı, Osmun- hk İmparatorluğunu temelindeti sarsıldığı zamana kadar hüküm sürdü, sonra gözler Avrapn medeni yeti- ne doğru çevrildi. Bu, tamamen Fransiz İhtilili kebi- rinden birkaç sene sonra idi. ve WAN dan 18086 kadar sultana süren ücüncü Selinin oNapolöon Bonnparte'la olan münasebetleri Türkiyede o İransız medeniyetinin ilk alâmetleri oldu, Fakat daha ilerde 1845 Kırım harbinden sonradır ki İstanbulda yeni bir ödebi mektep teşekkül etti, Bu mektebe Şinasi mek- bebi denildi. Şinasi yeni mektebi kuran büyük üstatlardan biridir. Vahdeti vücut yerine tedricen milli İşte, bugün k ii” İNME üzme di a mi pe