8 Ocak 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

— No. 1795 —116 çabuk aldanır ve aldatılır. Çünkü bizde ananalı bir köylü rühu vardır; devriş ve şeyh ağsile söz söylenince daha candan dinlerler, inanırlar. Köylü ruhunda yine ananalı bir çapulenluk, ganimet- çilik ve soygunculuk meyli vardır. Her karı- şıklıktan istifade ederek bir şey vuracağını umar, dervişi ve şeyhi dinlemeğe daha ziyade meyl eder. Va nihayet en son bir köylu ananasını söyliyeyim: o da yalniz hükümet kuvvetinden ve cezadan korkmasıdır; hükümet Okuvveti olmadığı yerde dere beyine ve yahut köylülerin en azilısının tahakhümüne boyun eğerler; makul ve ilmi nasihatları dinlemek şanlarından değil- dir. Cihaletleri buna manidir, Kuvvet mevkiinde olanlar, hükümet ricali olsun, yahut köy ağaları bulunsun, onların nazarında emriferman Sahi- bidir ve ona itaat olunur. Eğer bir başkası çıkıp emredenin hareketini aleni tenkide kal karsa köylü ona bir türlü mana verir: emri- ferman sahibinin kuvveti kalmamıştır ;'artık ona karşı yürünebilir der ve öyle yapmağa başlar. Bu ibtidai ruldan dolayı Gazetelerin ictihat tenkitleri bizde fena izler hirakır, Köylülerin umumi ve hemen istisnasız olan bu halini göz önünde tutarsak müneyverlete bir tek vazife düşer: bütün münevverlerin tek “ kütle halinde durmasıdır. Çünkü omünevverler © cumhuriyet rejiminin biricik muhafızıdır. Ve © okumalıyız “bütün münevverlerin talii Cumhusiyet rejimine bağlıdır. Kara cehlin baş kaldırdığı ve galebe eylediği dakikada münevverlerin başları tehli- keye girer, İşte Menemendeki şehidin akibeti! Biz iki tarafız: adedce azlık olan fakat ilim sayesinde çok kuvvet sahibi bulunan münevver- ler zümresi; ve büyük kütle olduğu halde şeyh- “ler elinde uyutulmuş cahiller güruhu. Çok dikkat edeceğiz: imenfaatları bözülmüş, kârları kesilmiş olduğu için eski zamanın aleni “ mürailiğinden şimdi gizli fesalçılığa kalkan “sarıklı ve kavuklulara hiç göz açtırmamalıyız Ve sonra büyük kütle olan zavallı cahil köylüyü şonları Müpmolk yıkıcı tesirden “kurtarmalıyın; işte düğüm noktası. Türkiye cumhuriyeti münevverlerin rejimi- milleti haraca kesen Satiklı ve kavuklu Mazir yiyicilerin hükümran oldukları arkada kaldı, onların nesilleri tükeninceye kadat zaman “milletin büyük kütlesinden cehli azaltalım daha “ziyade münevverler yetiştirelim. Ahmet İhsan SERVETİFÜNUN Gece gelmeden Uzak kiliselerin çanı gelen sürüleri haber verdi, Uzak kiliselerin çanı şehirin gürültüsüylekarıştı An- ladık ki yangın var. Fakat değilmiş! Onu ancak aç Kalanlar bilir... Üzüm zaman üç kalanlar. kokladım: rüzgür çiğ bir et kokusüdur, Ve öpmek o kadar kuvvetli bir şey ki biltün zin- virleri kırar. Küş tüyünden bir yatak bu kadar eöğmemiştir. Hiç bir hallaç pamuklar bu kadar çok dağıtamaz, Göremezsiniz; o Kadar dikkatle bakmak naliledir. Çünkü göklerde birinin yeri boşalmıştır. Çünkü gör- lerde hirine yer hazırlanıyor. Bu yolun en geniş yeri kapısıdır, Girerken kendi. ayaklarımız fps tıpış izler, çıkarken nübetleğeti sö- kiz ayak götürür. Temiz, tertemiz bölçilarda bu kadar kirli çamaşınar saklayan kiradir bilinmez. Yalnız ara sim açılan bir dolup vardır. Yolun neresindeyken. bü dolap sçılscak; kim bilir?, Fakat açilacak. Herkeste bir bekleyiş vardır. Tırmandığınız mer diven yarı yolda çekilecek te siz boşlukta aslım kü lacaksınız ?. Çok kimselerin bekledikleri gelmiyvcek- miş, İşte ta karpdu biri daha gözlerini yumdu. Bel li bi bekledikleri dalin golmedi.. Denizlerin üstünde kim bilir kimin flört yaptığı bir kadın dolaşıyor: Menekşeli esansnı İssedersiniz. Uzak kiliselerin çam gelen sürüleri haber verdi, Şimdi adimin o kadar kuvvetli bir şey ki bütün gineirleri karıyor. Bilemezsiniz bü temiz o tertemiz bolışalarda bu kadar kirli çamurlar saklamikia mar nedir! Fakat vanhakkak ki var,.. Saklanıyor. Ve tırmasdığınız merdiven yarı yerde çekiliveye eekte siz boşlukta aslı rm Kalacaksınız? Acaba *. 2 L