54 UYANIŞ Temaşa tanklı Barüihbedayi'de « Hayvan fikri yedi » isen Darülbedayi bu hafta Vedat Nedim B.in «Hay- van fikri yedi » isimli (ne tuhaf isim!) telif bir piyesini oynadı. İşsizler, Kör, bilhassa Uç Kişi Arasında namındaki çok güzel teliflerin muharriri olan Vedat Nedim B.in bu son eseri maalesef daha isminden başlıyan garabeti örtemiyecek derecede bir manasızlık olduğu ancak temsilini gördükten sonra anlaşıldı. Önce piyesin mevzuunu anlatalım : Bir âlim çocuk tevellüdatını tesadüfün eseri ol maktan çıkararak doğrudan doğruya iradenin mah- sulü yapmak istiyor. Bu gayeye vusul için laburü- tuvarında senelerdenberi çalışmaktadır. Kendi parası tükenmiş, karısının ufak serveti bitmiş, fakat bu muhayyel büyük keşif henüz müyesser olmamıştır. Ne yapsın? İnsaniyete büyük bir faidesi dokuna- &ak bir keşif, bir yüksek mefküre uğruna her fedakâr- hk yapılabilir. Hatta şeref ve namus bile ayak altı- na alınabilir! İşte böyle düşünen âlim; karısını kendi. elile fuhşa teşvik eder, kendi israrile onu başka bir erkeğin evine ve yatağına yollar, Bu, muhavririn ta- birince tabiatin inkârıdır. Fakat ikinci perdede kadın, artık geceyarıları eve gelmeğe başlıyan ve değiştirdiği erkeklerden kazandığı parayı kocasına getiren adi bir fahişe haline inmiştir. Âlim kocaya gelince kıskanç- hk hissi duymağa başlamıştır. Yani evvelee inkâr ettiği tabiat artık onda uyanmıştır, Üçüncü perdede âlim çalışamaz bir haldedir. Bir aydır her gece evine karısı gibi sarhoş gelmektedir. Kadın ise kim bilir hangi bucaklarda kimlerin zev- kine oyuncak olmaktadır. Netice anlaşıyor değil mi? Alimin kıskançlığı son haddine gelir ve kadını boğar. Bu da tabiatin zaferidir. İşte «Hayvan fikiri yedi» piyesinin esası budur, Ben bu piyeste ne yeni bir fikir şulesi, ne de yeni bir temaşa şekli gördüm. Hatta eserin bir kıskanç kocanın karısını boğması ile nihayetlenmesi bile (Otello) dan sonra tekrara değmez bir temaşastrük»ü değil midir? Shakespeare'den sonra boyle bir piyes neticesi yazmak aşağı yukarı Amerika'yı yeniden keş- fetmek gibi bir yenilik! iz gelince, üç ecnebi eserden ilham almışa benz ve İlmin çocuk doğuşlarını iradeye bağlıyacak olan muhayyel bir keşif için çalışmaşı... Darülbeda- yi'de geçen sene oynanan « Yapma Adamlar » daki âlimin cevheri hayatı keştetmesine benziyor. 2—Mefküre uğruna karısını başka erkeklerin kuca- ğına atan koca... bu çetin fikrin de geçen sene Darül- bedayi'de oynanan «<Deyyus» piyesinin bir taslağı... Hiç değilse şekil o şekil... 3— İnkâr edilen tabiatin galebesi... bakın bu henüz Dariülbedayi'de oynanmamış olan bir fransız piyesinin)*) tezidir. O piyeste yirmi g&enesini ilmi bir tetkike ve Mısırda keşfettiği. eski: bir metnin tefsirine feda eden bir âlimin husranı vardır. Gençliği bir şahıs halinde eserin sonunda bu adamın karşısına çıkar, itapta Zİ) Marcel Pagnol'un « Jazz » Piyesi,, No, 1741—76 bire tefrikası: BEYAZ. ELLİ ARAP Sebebi gayet basitti: Aynaya baktığım zaman, tahayyül ettiğim beyaz çehreyi görmek istiyordum. bu hülya ile uykusuz kaldığım ve sabahladığım ge- celer çokoldu... p İlymair, bizi şu hareketile bir daha hayrete düşürmek istedi: Boynundaki ipekli atkıyı çözüp çıkardı, meydana çikan kisim, beyaz- likla siyahlık arasında gülünç bir vasil hattı teşkil ediyordu, Tıpkı söylediği gibi ensesine kadar bembeyazdı, fakat suratını görenler kara bir maske geçirilmiş sanırlardı.| Ballymair bir kahkaha salıverdi ve hikâyesine devam etti: bulunur ve onu zevke, kadına çağırır. Bir mücadele neticesinde bu hayal, yani adamın mazisi olan Zenç- lik, zavallı âlimi öldürür. Neticede tabiat galebe çal- mıştır. Demek «Hayvan fikri yedi» piyesinin bu cihetteki fikir cephesi de yabancı malıdır. Bu telif piyesin üçüncü ve son perdesi heyecan itibârile en kuvvetli olanıdır. Ancak bu perdenin de bitişi yukarıda söylediğimiz gibi Shakespeare'den son- ra artık pek eskimiş bir facia, hatta bir melodram tarzıdır. Bilhassa her eserinde yeni teknik iddiasında olan ve bundan evvelki diğer üç telifinde bu iddiaya azçok yaklaşan Vedet Nedim B, in bu defaki usulü- nü dögrusu biraz hayretle karşıladım. Muharririn dostu olduğum kadar onun samimi bayranlarından biri de benim. Fakat bize «Üç kişi arasında» gibi en nefis bir eser ihda edebilen özlü bir müellif ile«Hay- van fikri yedi» müellifini ayni safta göremezsem ha- kikati alkıştan üstün tutan bitaraf bir münekkit sıfatile elbette teessür duyarım. İddialarmda biraz itidal sahibi olmak ve halkın şimdiye kadar pek haklı akseden alkışları karşısında daima en iyiyi yapmağa gayret etmek çok kıymetli “temaşacımıza rehber ol- malıdır kanaatindeyim. «Hayvan fikri yedi» in temsil için hiç söyliye- eek sözüm yok. Âlim rölünde Emin Beliğ, âlimin karısı rolünde Bedia Hm. sawatlarının adeta şahika- sına yükselmiştiler, Âile dostu rolünde Behzat Hâki, kibar bir zendost rolünde Galip Beyler de çok muvaffak oldular. : Bu piyesten sonra oynananaKadın polis olursa:..» groteskinde ( İstanbulun gece uzaktan görünüşünü tasvir eden dekor fevkalâde güzeldi. Grotesk'e ge- lince pek değersiz bir şey... Bir nevi orta .oyunu... Hatta bu eserin—eğer eser demek caizse — Darülbe- dayi'e yanlışlıkla girdiğine zahip oldum. Birkaç tuluatçı tutularak bu oyunu Darülbedayi «yanındaki Garden-Bar'da oynatmak ve oyunun arasına da bar artistleri tarafından birkaç şarkı ile birkaç dans ilâve etmek daha doğru olurdu. Yazık ki Darülbeda- yi elan bize taklitli bir mahalle bekçisi muhaveresi dinletmek için böyle KM göstermek Gel MERE. HE