258 UYANIŞ No. 1702—17 Muhterem okuyucularımıza Mecmuamız sahibi ve başmuharriri Ahmet İhsan Bey, bu hafta ani surette Avrupaya azimete mecbur kaldıkları ve ancak 15 güne kadar avdet edecekleri cihetle, geçen nushamızda vadetmiş bulunduğumuz tadilât ve islâhatı şimdilik tamamile tatbika imkân bulamadık ve bu nushamızda ancak resimler ve tertip itibarıle diğer nushalarımızdan farklı bir hususivet gösterebildik. Her halde «Uyanış» yakında münderecat itibarile de teken— mül göstermekten geri kalmıyacaktır. Sevgili okuyucularımızın tevec- cühleri bize bu volda en kuvvetli bir müşevviktir. FENNİ MÜSAHABE: Tabiala mücadele, hayatla mücadele, kış sporları ve terbiyeye tesiri İlk insanlar ve ilk medeniyetler .— İnsanlar, vahşet içinde çobanlık ve göçebe hayatı, ziraat ve san'at devri .— Tabiatla mücadelönin safahatı .— Içtimai hayatta cidal .— Darvinin tabiat kanunu, hem de ictimai bir kanuudur .— Kış sporları, merkezi Avrupada alpinistler .— Ski, Avrupada istimalinin taammümü .— Berlin civarında, Grünwald ormanında tirendaz kızlar .— Kış sporları ve terbiye. İlk medeniyet, insanlarda ilk temeddün hatveleri tabiatla mücadeleden başlamıştır. Bu mücadele hem doğrudan doğruya tabiatın insan- larına, kuvvetlerine, hem de insanların müsterih ve emin hayatına engel olan vahşi ve muzur hayvanlara karşı mecburi olmuştur. İnsan, yavaş yavaşinkişaliyle bütün dünya- kudreti haizdi, ancak ya hakim olabilecek bir hayvanlar gibi, iptidai devirlerinde, diğer yalnzı bedeninin kuvvetine güvenmek iztirarında kalınca pek acizdi. hayvanların müdafaa ve mücadele pençelerine, filin hortu- Diğer kuvvetlerine, kurtun dişlerine, atın muna, dişine bedel insanın müdafaa ve mücadele aslanın, kaplanın tekmesine, âleti aklı ve zekâsı idi, dünyaya hakim olacak kudret te bunda idi. Aklı ve zekâsı sayesinde, sert taşları sivrilt- miş, kendini müdafaa için diş ve pençe yapmış, öldürebildiği kürklü hayvanların kendi sırtına tutabildiği, derilerini yüzmüş, suretle havanın tahavvülatına karşi siperlenmiş; diğer buriyetine zirhlanmıştır. İnsanlar, tabiat sahasında hayvanlara karşı mücadelelerini biribirlerine karşı tatbik ederek geçirmiş, bu hayvanlarla boğazboğaza gelmek mec- düştüğü zamanlarda bir derece ilk ımuharebelere başlamışlardır. Da Iptidaları tabiatın yağmurundan, fırtınasın- dan, vahşi hayvanların tecavüzünden koruna- bilmek için mağaralara, kovuklara iltica etmiş olan insanlar, akılları ve zekâları sayesinde medeniyetin seyrini takip ede ede bugünkü dereceyi bulmuşlardır. İnsanlar binlerce sene vahşet devirlerinde yaşamışlardır. Biz bu devirlere « kablettarih » diyorduk ( La pröhistoire ).Tarih devri, insan- ların yazıyı icatla mahkükât, mukarrerat bırak- mağa başladıkları zamandan bededer. bulunan âlimle- zuhuru, ilmi arz İnsanların arz üzerinde kemik ve sair enkaza göre, rinin devri râbi ismini verdikleri zamandadır.Bu zamanlarda arz, Şimali nisıf kürede Avrupa or- talarına, Almanyanın Stuttgard şehri civarına, 'Tayımis nelıri cenuplarına, Amerikada Kanada gallerine kadar cümudiyelerle kaplı, yani buz- lar altında idi ki bunlar iklimin yavaş yavaş değişmesiyle tedricen erimiştir. Bu sıralarda Avrupada yaşamış olan insan- lara, Stuttgard yakınında Kanustadtta bulunan en eski insan kemiklerine ve nişanelerine atfen Kanustadt ırkı derler. Vadilerin yamaçlarında müdafaası oldukça kolay, menba sularına, nehir ve ırmak kenar- larına yakın valışi hayvanlara melce olan ormanlardan uzak, ruzgârlardan, yağmurlardan, kardan masun, mağaraların oyuklarına, kovuk"