21 Şubat 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

21 Şubat 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

178 UYANIŞ No. 1697—12 Almanyada Türk talebe âlemi Alman profesörler Talebemizle iftihar ediyor ! Ziraat işleri umumi müdürü Naki Bey. Berlinde Türk kulübunda tertip edilen bir müsamerede, Avrupadaki talebemizi teftişe me- mur Ziraat işleri umumi Müdürü Naki “Bey şü beyanatta bulundular: < Talebemizin ekserisini iyi bir halde buldum. Bir takımları fevkalade denebilecek derecede iyidir. Alman Profesörler: bunlarla iftihar etmektedir. 'Talebeye lâzım gelen direktifi verdim. Lâ- zım gelen müessesata yerleştirdim. Meselâ Mün- ihte çalışmakta olan efendilerin, Almanyada çok uzun süren tatil esnasında da istifadelerini temin zımnında lâzım gelen müesseselerde çalı- şmalarını temin ettim. Bu efendiler kış tatilinde pancar tohuniu islah, teksir va münavebesile meşhur Kleinme- isleben de, yazın da Münihte Freisinde kâin Landrsaatzuchtanstaltta çalışacaklardı. Bu ıslahı büzur müessesesine şimdiye kadar ecnebiler ka- bul edilmiyordu. Biz hariciye vasıtasile teşebbüs yaptık. Viyana âli ziraat mektebini ziyaretim esnasında Profesör Sederbanerin kurak Ziraatte mühim olan osmor imes'eleleri ile uğraştığını görmüştüm. Profesörden talebemizden üç efendinin yan- ında çalışmalarına müsaade etınesi recasında bu- lundum. *Tatil esnasında üç talebemiz Viyanada bu zatin yanında çalışacaktir. Kimyayi zirai tahsil eden bu efendiler memleketimiz için çok mühim olan tecrübeleri memleketten getirttiği- miz tohumlara yapacaklar ve bu suretle elde edeckleri' netice 'aynı: zainanda Türkiye ziraati için de faydalı olacaktır. 'Talebemizin parası kâfidi. Bahusus beş dolar da ilâve edilmiştir. Bulun- dukları muhitleri, yerleri, odaları tetkik ettim. Ben kendim de Almanyada tahsil ettiğim için Avrupada talebenin vaziyetini çok iyi anlarım. 'Talebenin vaziyeti iyidir. Yalnız kitap çok pa- halıder. Talebenin hakkı vardır. Bilhassa bizim talebenin memlekete bir çok kitapla dönmesi lâzımdır. 'Tedrisata gleince: İlk gelen talebeye Vekâlet altı ay lisan müddeti verdi. Altı ay sonra talebe laburatuvara devama başlar, bir taraftan da dersleri dinler. Talebemizin müşkulat çektiği nokta latince bilmemeleridir. Fenni tabirat kâ- en ziyade milen latincedir. Her mektepte latince mecbu- ridir. Fenebi talebeden bilhassa bizimkiler bu hususta müşkulat çekiyor. Latinceyi bir an evel liselerimize ithal et- mek lâzımdır. Bizde latince bilen yoktur. nebi mütehassıslar celpedüp darülfünunda şu- beler açmalı ve lisanı sür'atle tamim etmelidir. Talebemiz burada ayrıca latince öğrenmiye mecbur oluyor. Bu me'selenin halli zamanı her halde çoktan gelmiştir. İlk resimler Berlin talebemizin bir kaç hatır- asıdır, talebe henı çalışıyor, hem sıhhi bir Bununiçin ec- tenezzih yapiyor. İşte spor merakını bu tarzda anlarız. Şiir : Nıkap Balkonda yanımdasın bütün hararetinle, Bunu hissediyorum bu tatlı temasından. Diyorsun ki: —« Bu gece bari sözümü dinle, Düşünceyi bırak ta seyret ne güzel cihan!,, Ne cihanı görüyor gözlerim; ne mehtabi.. Bu tılsımlı geceden bana bahsetme, kuzum! Kenarına çizgiler çektiğim bir kitabı Niçin kirlettim diye çocuk gibi meyusum. İki üç çizgi için duyduğum bu ıstırap İhtimal şuurumun haricinde bir duygu! Arada bir bahane hiç şuphesiz bu kitap, Belli değil yüzünde bir nikabı olduğu! Eminim,bu kitabın yüzünden hissettiğim Istırap ta ruhümun başka bir hüsranıdır. Bırak, biraz ağlayım, bırak beni, sevdiğim, Asıl cihan, ruhların muamma cihanıdır. Halit Fahri

Bu sayıdan diğer sayfalar: