21 Şubat 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20

21 Şubat 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

192 UYANIŞ Fransız şiirlerinden: MADEMKİ... « VİKTOR HÜGO» dan Mademki tutuşmuş dudaklarım şarapla dolu olan kadehine temas etti, mademki hazanda bir yaprak gibi sararmış olan alnım narin el- lerinin arasında bulunuyor; mademki zaman, zaman ruhunun tatlı soluğunu; o mukaddes rayıhayı gölgeler arasında teneffüs ettim... Mademki senin esrarengiz kalbinin teren- nüm ettiği şeyleri yine senden işitmek bahti- yarlığına nail oldum.. Mademki dudakların dudaklarımda; gözlerin gözlerimde olduğu halde senin ağladığını gördüm... Mademki senin her- kese bulutlu olan aşk yildizımın bir şu ainın sevdalı başımın üzerinde parladığını, hayatindan koparılmış bir gül yaprağının benin fani ha- yatıma sükut ettiğini gördum... O halde şimdi mütemadiyen akan ve saçla- rımda aklar hasıl eden senelere bağıracağını ve diyeceğim ki: — Geçiniz.. Daima geçiniz... Artık benim saçlarımda aklar akları kovalamıyacak, artık ben ihtiyarlamıyacağım.. Gidiniz.. Hazanda sol- muş çiçeklerinizi de beraber götürünüz... Çünkü benim ruhumda öyle bir çiçek var ki onu hiç- bir hazan solduramıyacak, onu hiç bir el ko- paramıyacak... Seneler... o Kanatlarınız hararetimi teskin eden bu şarap dolu kadehe çarparken bile yine ona dokunamayacak... Oh.. Emin olunuz seneler... Sizdeki kül kadar benim kalbimde ateş... sizdeki nisyan kadar benim kalbimde aşk var... ŞEHAP NAFİZ 1929/2/1 —e.s— Şiir: Do I ER e Köv hasreti Kırlara, ormanlara, sulara hasret kalan Bu şair o süküna birgün kavuşacak mr? Yeşil yamaçlarında çobanlar kaval çalan “Tepelerde türküler çağırıp koşacak mr? No.1697—12 Ne çıkacak şehirde bu uzun didinmeden, Zincir gibi sürüyüp ıstırabı peşinde. İşte sonu!.. bu azap bir gün bile dinmeden Yandı, yandı, küloldu gençliğin ateşinde. Belki mes'ut olacak çekilirse köylere, Belki yine bulacak kaybolan neşesini, 'Taştan taşa sekerek akıp giden bir dere Kenarında dinlerse kurbağ'ların sesini. Ah o sesler.. kırların hıçkıran dudakları! Sonra.. bülbül konseri, gece, ay ışığında! Rüzgârlar öpüyorken dalları, yaprakları, Gümüş bir yola dalmak ayın kırışığında! Sazlar tutuşup yanar bu gümüş çıralardan.. Bazan kırlar, vadiler ürperir derin derin, Mehtaba yükselince üzak mandıralardan Acıklı havlaması çoban köpeklerinin... Ah o durgun geceler.. ah o kır geceleri! Yarabbi, o süküna ruhun kavuşacak mı? Ayaklarını kırarak bu demir külçeleri Ay ışıklı, rüyalı kırlarda koşacak mr?... Halit Fahri Akşamı çay tuvaleti: krep jorjetten. Mes'ul müdür : MAHMU i

Bu sayıdan diğer sayfalar: