14 Şubat 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

No. 1696—11 UYANIŞ 165 Kar altındaki İstanbuldan bir parça: Taksim meydanı. xn Bir filozof Bu adam kimdi? Bir deli mi? Bir ahmak mı? Bir serseri mi? Yoksa hir dahi mi? Bilmiyorum. Yalnız şu var,ki bu meçhul şahıs korkunçtu. oönedoğru takla atmağa hazır- lanan saçları, kıvrımlı kaşları, kafasının men- şurdan biçimi ve yüzünün keskin çizgilerile korkunçtu. Başı eğilmiş, gözleri yere dalmak- tan ziyade mıhlanmış ve kulakları yürüyen bir genişlikle açılmıştı. Bu bir deli miydi? Neden arasıra dalıyor, mış bir vücudun istirahatini andırır bir vaz'iyet- elleri mumyalan- te göğsünde çaprazlaniyordu ? Bu dalgın vaz' iyetten tarihten evvel yaşamış bir mahlükun şim- Milliyetden di uyanmasını hatırlatan bir ürküçlükle sıyrıl» | ması oluyordu. Ve nekadar korkünçtu Bu bir ahmak mıydı ? Sağa, sola koşan ve kaçan bakışlar atiyor, kaşlarını bir tahtırevan gibi oynatiyordu. Gören içinin istirabı yüzüne vuran ve kahkahası zehir- li bir şevkalan Palyaço yu hatırlardı. Ve nekadar korkunçtu! Bu bir serseri miydi ? tesellisiz bir Ellbisesinin omuzlarından kayması vardı. Burnunun kanatları heyecanla açılıyor, kapaniyordu. Dudaklarında kelimeler bir tünç kadar sert olarak ahenkleniyordu. 'Tebessümü ise yılan islığı gibi ürperticiydi. Sanki kafa tasının içine şeytan sığınarak dima- ğının dört parçasınıda kontorolsuz bir iblisliğe götürüyordu. O bundan çok memnun, çok ser- meştti. Ve nekadar da korkunçtu! ği İstanbulun uzak semtlerinde kar altında bir köşe. Milliyetden