98 UYANIŞ No. 1699—7 Avrupada sigaralarımız neden satılmıyor ? BİR TÜRK RESSAMININ MUVAFFAKIYETLERİ Berlinde bir ecnebinin değii bir Almanın bile zorlukla elde ettiği muvatfakiyeti kazanan Türk genci Moniro, 2 Kânunusani ( Mü'liyet ) Berlinin çok kalabalık, çok çalışkan ve gü- rültülü muhitini bırakıp (Anhatter ) istasyo- nundan kalkan trene kadar, otelin ışıklı tüne- linden tekrar geçerek gelmiştik. Otelin ““hare- ket,, kişesine akşam treniyle Münihe gideceği- imi söylemiştim ve sair şehirlerin otellerinde ol- duğu gibi eşyanın nasıl getirileceğine dair ten- bihler yapmak istitiyordum. Onlar şimendöfer biletine baktılar ve bana dedilerki : — 17 numeralı hadememizi vagonunuZun anızı 'yataklı kamaranızda bulursu- yanında, €ş nuz. — Fakat benim furguna verilecek bir de sandığım var. — Aynı hademe sandığı da kaydettirir, eşya biletini de 2ize teslim eder. Artık benim için yapılacak bir şey kalma- mıştı . Berlindeki sevimli Türk arkadaşlarla gezdik, yemek yedik, tekrar otele dönüp Halın bir tarafındaki güzel muzıkayı dinleyerek tatlı tatlı konuştuk. Saatler çabuk geçemiş ve biz de o dediğim Zarif yeraltı yolunun içinden geçerek istasyona varmıştık. Biz hep vagonun kapısı önünde toplanmış- tik, bahsediyorduk. Gelenlerin arasında çok kıymetli bir Türk san'atkârı vardı. “Kenan, , ismindeki bu genç fıtratın kendisine verdiği kabiliyeti bu muhitte çok inkişaf ettirmiş, Ber- linde ressam ve san'atkâr olarak şöhret almıştı. Kenan resim mektebinde altmıştan ziyade tale- besi olan sınıfta muallimdir. Berlinin en Zi- netli ve güzel moda gazetesinin ressamıdır. “Elite,, ünvanlı bu mükemmel moda gastesinin en mutena renkli resimlerinin, tablolarının al- tnda “Kenan,, imzasını görürsünüz... Kendisi buna rağmen çok mahviyetli ve sade ruhlu ve çalışkandır. Eçnebi muhitinde kendini san'atkâr olarak tanıtmak, bir büyük ve meşhur Alman gazetesi- ne imza etmek selahiyetile ressamlığa kabul olunmak, resim mektebine hoca olarak dahil olmak... Bunlar öyle zor merhalelerdir ki bir ecnebi için değil, bir Alman icin çok zorluk- lar atlatabilir. Parlak ve zekâlı gözleriyle ya- nımda duran bu genci tebrik eylediğim zaman orada bulunanlardan diğer arkadaşım dedi ki: — Bizim Berlinde bir de genç Hanımımız var; güzel bir dikiş ve moda mağazası açtı, keşki vakit bulsaydınız da Sadiye Hanımın mağzasını görseydiniz; şimdi orası hergün daha ziyade şöhret alıyor, terakki ediyor. Berlinde başka hususi bir türk müteşebbi- si vardı; genç bir türk, cigara fabrikası yap- miştiz onun fabrikası bundan üç sene eveline gelinceye kadar ufak mikyasta fakat çok güzel işliyordu. Bu müteşebbis Türk, son senelerin açtığı müthiş ve kuvvetli cıgaracılık rakabeti karşısında ezilmemek için «Türk Reji Cigaracı- ları» ünvanını kullanmak hevesine düşmüştür. Ve bu hevesle bizim Tütün inhisari idaresine müracaat ederek bir çare aramıştır. İşin ne gibi safhalardan geçtiğini bilmiyorum; yalnız birkaç tecrübeden sonra inhisar idaresi müte- şebbis Türkün cigara fabrikasını mübayaa etmiş ve kendi hesabına işletmeğe karar vermiş, fabrikanın ilk sahibi ile İstanbuldan gönderdi- gi bir mürakibe «Berlin Türk Reji Crgaraları» LİP. müessesi» nin idaresini tevdi etmiş Simdi bu nim resmi ve müşterek idarenin neticesi çok elim bir safha gösteriyor. Berlinde ve Almanyada hangi tütüncüye Türk reji cıga- rasından sordum ise menfi cevap aldım. Hiç bir yerde bizim cıgaralardan eser yok! Buna mukabil Almanyanın hususi cigara fabrikaları mahsulleri yanında Yunan cıgaraları ortalığı doldurmuştur. Merak ettim, Türk inhisarına ait fabrikaya gittim; büyük ve güzel makineler, yazıhaneler, müdüriyet odaları... Fakat hepsi durgun... Makinelerin üzerleri örtülü; şurada burada tek tük kadın ve erkek işçi ve memur gördüm. Düşüne düşüne sokakta yürürken parlak bir sinema önüne geldim. Reklamların arasında tütüncülük resimleri vardı, ve hepsi Garbi 'Trak- yaya, Yunan faailiyetine ait idi. Neler göster- miyorlardı ? Bu mes'ele ile, tütün ticaretiyle meşgul bir zata sordum, şu cevabı aldım: — Berlin Türk Reji fabrikası bütün Al- manyada çok iş görebilirdi. Fakat burada mev- cut ticari yolları bilmiyorlar, yahut o yollara giremediler ve cıgara satıcılarını ele alamadı- lar. ürk tütün Rejisinin ismi okadar maruf- >