Liberalizm nedir Muharriri: Emile Faguet On üçüncü fasıl Adli hürriyet Krallık zamanında olduğu gi bi, maliyenin: fena vaziyeti ha- sebile devletin hâkimlik mevki- “lerini satılığa (çıkarması müm- kündür. Şimdiki vaziyete nis- betle bu mühim bir terakki olur. İkinci bir sureti hal, hâkim- letin umumi intihapla | iraesidir. Amerikada vaziyet böyledir ve bu sistem orada pek te fena ne- ticeler vermiyor. Millet tarafın- dan intihap hâkimlerin bir ci- hetinden teşrii kuvvete, | diğer taraftan icrai kuvvete de karşı tamamen o müstekil. olduğu ve her liberalin hülyası olan Mon- teskiyonun. hülyasını tahakkuk ettirdiği muhakkaktı. Amerika- da olduğu gibi burada da, mil- let tarafından. intihap edilen hâkimler teşrii heyetin haşme- tinden, müteessir olmıyacak a- dam ve vatandaş haklarına bir tecavüz telâkki .edeceği her hangi bir kanunu mahküm etmek için hiç bir şeyden çekinmiye- cektir. Millet © tarafından © intihap edilen hâkimler, hükümete tabi olmıyacaklardır. Zira ondan ne bir terfih bekliyecek, nede göz- den düşmekten korkacaktır. Mil- let tarafından - intihap © edilen hâkim, hâkim Manyoya benzi- yecektir. Bu zat Şatotiyeri hâ- kimidir ve Şatotiyeride kalmak istiyor. Adli istiklâlin timsalidir. Niçin timsalidir? Zira Şatotiyeri hâkimi olduğu - halde © oradan başka bir yere gitmek emelini takip”etmiyor,'Bu “şerait dahi linde, Fransada bile, bir hâkim mümkün olduğu kadar musta- kıldir. Bir hâkim terfi etmek istemediği ozaman (© temamen mustakıldir. Yani Fransada mus- takıl olan hâkimler pek azdır. Amerikan sistemi (lehinde bunlar kuvvetli sebeplerdir. O- rada bile bu sistemin oldukça vahim kusurları vardır ve Fran- sada bu kusurlar, zannederim, dahâ vahim olur. Evvelâ, intihap edilmiş bir hâkim, görüldüğü kadar müsta- kil değildir. Teşrii kuvvete' kar- şı müstakildir. Kabul. İcrai kuv- vete karşı, göstereceğimiz mik- yâs dahilinde müstakildir. Fakat imüntahiplerine “karşı müstakil değildir. Eğer hâkim- liği meslek edilmişse-ki, bu pek tabiidir ve pek güzel bir. şey- dir. Zira: bir .hâkim ihtiyarla- dıkça daha eyi hâkim olur - şu takdirde dort senede bir, Ya hut beş senede bir, yani bir meb'us gibi, müntehipleriyle he- saplaşmağa mecburdur. Bu su- retle, tabii bir meb'us gibi, onla- rın tâbiiyeti altına girecektir. Nasıl, meb'usun meclisteki reyleri tekrar intihap edilmek (emeline ve icabatına tabi ise, hâkimin hükümleri de hâkim tekrar in- tihap edilmesi için menfaattar olduğu mülâhazalara tabi ola- caktır. Hâkim, nüfuz sahibi mün- tehipleri koruyacaktır ve gele cek intikabatta hükümet namze- di olmak için, bizzat hükümeti- de. koruyacaktır. Bu hâkim, zan- nedildiği kadar müstakil değil- dir. Mesele şöyle olacaktır: Bida «yet kararları iltimascılığa uğrı- yacaktır. İstinaf hükümlerinde daha az iltimas olacaktır. Fakat ; yine olduça çok. Temyiz hü- kümleri ise hemen hemen şüp- henin fevkinde olacaktır. Zi “ mahalli bir hâkim, tabii olarak| bulunduğu mahallin müntahip- —leri'tarafından tekrar intihabını ha bir dairei intihabiyede intihap olunan istinaf hâkimi biraz daha müstakil olacaktır. Bütün memleketin intihap edeceği temyiz hâkimi ise hiçbir. suretle mahalli menafiin tesiri altında bulunmıyacaktır. Binaen- aleyh, bütün meseleler, hakiki hâkimleri oböylere (haddinden fazla iş altında kalacak ve eyi iş göremiyeceklerdir. Şunu da kaydetmeli ki, hâ- kimin rolü, daha doğrusu rolle- rinden birisi, şahsi hükümete karşı sıyanet olduğuna göre, umumi intihapla idare olunan bir memleketin hükümet vatan- daşların ekseriyetin fikirlerine ve kanaatlerine tercüman olur. Hakimler de umumi intihap- le tayin edildiklerinden, onlar da ekseriyetin fikirlerine ve ar- zularına tercüman olacaklardır. Hükümet gibi: onlar da ayni ih- tirasların tesiriyle intihap edile- ceklerdir. Ayni ihtiraslara işti- rak edeceklerdir. Halbuki, tef- rik .kuvanın hakiki olmasıiçin, hü- kümetin, . teşrii meclisin ve hâ- kimlerin aynı kimseler tarafın- dan, ayni hırsların tesiri altın da intihap edilmemeleri lâzım- dır. Monteskiyö diyor ki: Eğer aynı adam, veya aynı heyet üç kuvveti nefsinde (o cemederse, hürriyet yoktur. , Bürada vaziyet bu değildir, fakat buna müşa- bihtir. Yanı, aynı adam üç kuv- veti de nefsinde cemetmiş ol- mıyacaktır. Aymı heyet te üç kuvveti cemetmiyecektir. Fakat aynı fırka bu vaziyette olacak- tir. Aynı fırka, yani memleketin ekseriyeti haiz olan fırka, teş- rii mecliste kanunları yapacak, icrai mevkide onları tatbik ede- cek ve mahkemelerde adalet da- gıtacaktır. Fransanın bir çok havalisinde, muzaffer fırkanın adamları tarafından muhakeme edilmiş olacaksınız. : Meselâ bu- gün hâkim olarak karşınıza par- lemento ekseriyetinin çıkdığını tasavvur ediniz. Bu, bitaraflık için, para. kâfi bir teminat ol- masa gerektir. Yukarıdaki | izahatla tezat teşkil “etmemekle * beraber. me- selenin hiç te daha olmıyan baş- ka bir safahası 'da. vardır: Frah- sanın ekseri vilâyetlerinde mu- zaffer fırkanın adamları tara- fından muhakeme edileceksiniz. Fakat diğer bazı havalide, mağ- lâp fırka mahalli ekseriyeti haiz olduğundan, mağlup fırkanın “a- damları tarafından - muhakeme edileceksiniz. Haddi zatinde bu daha iyi bir şey değildir ve netice olarak Fransa. adliyesi muhtelif renkte, muhtelif şekilde ve muhtelif rolde olacaktır. Ce- Bretanyada papas dostu bir ada- let, Pariste milli olacak. Ben, yeknesaklığın mütaassıplarından değilim. Fakat adâlet fikri hür- metle muhat olmak “ve ahalinin fikrinde yer etmek ve vaktile yapıldığı gibi zorba hakem çıkar- mak derecesine düşürmek için adliyede yeknesaklık şarttır. Jüri sebebile Pariste 20 neye mahküm olan bir kadının, istinaf edince, Versayda idama mahküm olduğu görülmüş ve heyecan * oyandırmıştır. o Yirmi kilo metre mesafe .içinde hük- mü değişen adalet, ne tuhaf bir adalettir. Umumi intihaple tayin edilen hâkimler olsa; 'ci- nai olmıyan işlerde bile, bunun temin etmeyi düşünecektir. D; daha ne envai görülebilir? mupta papas aleyhtari bir adalet, | Kadriye H. İstanbulda Şişli de tevkif edildi Bir iki ay evvel evli" olduğu halde bir kaç musevi gencile İncir altına * eğlentiye ( giden Kadriye hanım Yalvaçlı Ahmet ve İbrahim efendiler tarafından musevi gençlerinin elinden alın- mış ve kendisine cebren teca- vüzde bulunulmuştu. Ahmet ve İbrahim mevkuf oldukları halde Kadriye hanımın İstanbula firar etmesinden dolayı | tahkikata devam edilemiyordu. Dün şehrimiz adliyesine ge- len bir telgrafta Kadriye hanr- mın Şişlide bir randevü evinde tevkif olunduğu ve © Gülcemal vapürüle İzmire © gönderileceği bildirilmiştir. Binaenaleyh “ancak mevkuf kadın şehrimize geldik- ten sonra adli tahkikat yeniden başlıyacaktır. Zavallı kadın Mahkeme -salo- nunda bayılmış Bugün birinci hukuk mahke- mesinde bir karar tefhim olu- nufkeh* bir kadın bayılmış ve koridorlarda dolaşan halk telaş- İla bu mahkeme salonuna koş- muştur. o Yaptığımız tahkikata göre Cemil bey namındaki bir şahıs Lütfullah müstear namile iki defa evlenmeğe muvaffak olmuştur. Mumaileyh evvelâ Mersinde Ülfet hanım namında bir kadın- la teehhül ediyor. Bir müddet geçindikten sonra refikasını Mer- sinde bırakarak şehrimize gel- imiştir. Burada Naciye. hanım namında bir. kızla teehhül: et- miştir. Banu. haber alan Mersindeki Ülfet hanım derhal; şehrimize gelmiş ve zevci aleyhine dava ikame eylemiştir. Bir müddet- tenberi rüyet edilen bu dava dün hitama ermiş. İkinci nikâhın yani Naciye © hanımla olan teehhülün feshine karar vermiştir. İşte bu karar. tefhim olunurken Naciye hanım bayılmış derhal tabibi adli -Şakir bey davet ödilerek muayene edilmiştir. Bunun üze- rine kararın | tefhimine imkân kalmamış ve muhakemenin de- vamı * yirmi beş Kânunücyüele bırakılmıştır. İntikam hâlâ o Polis karakollarında dayak meselesi bir türlü halledilmez bir iş halini aldı. Dahiliye vekâ- leti tamim yapıyor. Vatandaşlara hürmetkâr olunuz diyor. Dinli- yen ve alındıran bulunmıyor. Kanün vatandaşa dayak atıla- maz diyor, yine vatandaş dövü- yorlar. Bu sabah matbaamıza yüzün: de hâlâ dayak eserleri bulu: liman amelesinden Kadri ağa geldi, Çok meyüs derdini dök- tü. diyordu ki: “ “Cumartesi günü” akşamı yamazımı kıldım ve Eşrefpaşada camiin altındaki kaheeye otur- dum. Bu sirada Çukürçeşme ko- miseri Hidayet efendi kahveye geldi. Burada ' esrar kokuyor dedi. Üzerlerimizi aradı, bir şey bu- lamadı. Beni bütün: Eşrefpaşa tanır. İşimden ve; namazımdan başka bir şey düşünmem. Hida- yet kahveciyi aldı. Karakola gö- türdü. Sonra yine kahvede. bu- lunan Recep efendiyi ve / beni aldırttı. Müthiş-bir küfür yağ- murunu kırbaç takip eyledi. Hi- dayet bey bağırıyordu: (Fethi bey geldiği za- man yaşasın Serbes fırka diye bağırıyordunuz. Ge- lin bakalım şimdi Serbes fırka sizi kurtarsın!) Bu sırada tevkif edilen Re- cebin babası geldi, Eğer oğlum geve' karakolda kalacaksa yatak getirelim dedi. Komiser bey buna da hiddetle * “ Yünanlılar sizi yakaladıkları zaman kara- kola gelip © aramadıniz şimdi Türk hükümeti “olduğu - için geliyorsunuz . değilmi? . diye çıkıştı, Bu da kâfi gelmedi galiba tekrar bana sordu. Sen Trab- Hayret Halk fırkrsı eskil harflerle teklif varakası iSerbesGumhur'iye . Telefön nümlaralı - 269715 | Telgraf adresi - İzmir Serb: Abone şeraiti Senelik: . 10'li X Alte aylık: 6 Ecnebi memleketler! için: Senelik: 25 lira İlânat Birinci sayfa: Satır 100 kuru; İkinci 'sayfa:' ; 50 , Üçüncüsayf: 2 Dördüncü sa: ;, “10 İmi teshilât gösterilir. İHTAR: Abone ve ilân üç İretleri bilâistisna. peşindir. müstakil Münte- olmıyacaktır. hiplerine karşı müstakil olmıya- cağı gibi, o Hükümete karşı ve kanuna karşı da müstakil olmi- yacaktır. Her ne kadar fikrimce hâkimin kanuna karşı bile bir derece istiklâli olması ve onu kanunu esasinin ihlâl edilmez haklarile mukayeseye salâhiyeti olması lâzım gelirse de adaleti tevzi edeceği kimselere çok ta- bi, hükümete oldukça tabi ve yalnız kanuna karşı müstakil bir hâkimin pek garip olacağı da tasdik edilir. müntehip” “- hâkim!, — Bitmedi Z dağıtıyor Yeni Adana refikimiz : yazı Di Düha düne kadar muhalif) fırkalara mürteci ve muhafaza kâr diyo hücumlar yapan balık- çilar, Adanada teşkilâtı yapar kön halkı fırkaya kaydolmaları için eski harflerle teklif varaka- ları dağıtmıya başlamıştır. Biz bunu işittiğimiz zaman inanmamıştık. Fakat dün bazı kimselerin * ellerinde | bu teklif varakalarından gördüğümüz” za- man hayret ederek meşhur. İz- mir mutemedi Salih efendiyi ha- tarladık. Haber aldığımıza göre şeh rimiz Halk fırkası ayni zaman da halkı fırka binasına dâvet ederek Halk firkasına merbut olup sadık kalacaklarını temin etmekte ve o şekilde imza almak: ta imiş, Doğrusuya'eski harflerin tamimine çalışılırken Halk. fır- kasının busiki. yüzlü teceddüt- perverliğine diyecek söz yok! Musahhih arı- yoruz Gazetemiz tashih işlerinde istihdam edilmek üzere imlâı çok 'düzgün bir efendiye ihtiya- .cımız vardır. Taliplerin idarehanemize mü- Ali kıran, baş koparan! Komiser efendi vatandaşları döv dükten sonra birde üzerine şikâ- yetiçin yol parası vermek istemiş ustan Giride ve oradan da bu- raya geldin değil mi? Türkiyedir. her üçümüzü de intikam hissi!... Burası Burada ( Türkten başkasını yaşatmıyacağız. Komiser efendinin nedemek istediğini anlayamadık: “Nihayet güzelce “döv- dükten © sonra cebinden yirmi beş kuruş çıkarıp bize uzattı: Bunu'alınız pul par yavar istida yazarsınız İsterseniz valiye, isterseni polis müdürüne verirsiniz defolunüz, dedi. Zavallı tafandağ; bunları an- İatırken gözlerinde binbir tees- sürün elemleri okunuyordu. Ka- bahatinin ne olduğunu anlaya- madığını ifade ediyordu. Acaba komiser beye kahveye girdiği zaman el pençe divan durmak için ayağa kalkmadık ondan mı? Demek isteyotdü. Bu vaziyet karşısında ne di- yeceğimizi bizde bilemiyoruz. Komiser Hidayet efendi fırkacı- İlk intilkamı mı alıyor. Vatanda: lar arasına kundak mı sokuyor anlamadık. Buda yetmiyormuş gibi validen ve polis müdürün- den pervası, korkusu olmadığını ifade ve şikâyet istidasına pul parası vermek istemek suretile bunu da izhar eyliyor.Acaba Hi- dayet efendi bu memlekette bir kanun mevcut olduğunu her ne olursa olsun kendisinden hesap soracak bır makam bulunmadığı nı.mı zanneyleyor, Ve “ Ali ki- ran baş' koparan ,, gibi fermâti- ferma olmak sevdasına düşüyor. Dikkat efendiler dikka. Kırba- cınız altında inletti; yatan- daş sayesinde cicili elbiseleri- hizi giyiyor ve ondan daha eyi karnınızı doyuruyorsunuz. Ka- undan pervaniz yoksa vicdanı- nizdan hicap duyumuz, sıkılınız. s1 Ticaret odası Mühim bir rapor hazırlayor Gazı Hazretlerine | takdim edilecek olan mıntaka iktısadi- yatına ait mufassal rapor teşkil olunan hususi komisyon tarafın- dan ihzar edilmekte, Bu raporda buhranın mem- leketimize, bilhassa mintakamı- Kontrol edilecek Gıdai maddelerin satışlarında halkın safvetinden fade eden- ler hakkında takibat yapılmak üzere muhtelif mahallere il memurlar gönderilerek tahkikat yapılması ve mütecasirlerin isim- leri teşhir edilmekle beraber nakdi cezalarla mahküm edilmesi kararlaşmıştır. Cüretkâr hırsız Mahkeme salonunda saat çalıyordu Bu sabah asliyeceza mahke- mesinde cüretkârane bir hırsız- lık vakası olmuştur. Mahkemeyi dinlemekle meşgul Cemal oğlu Yaşar bey namında bir | zatın yanına sabıkalılardan on . yedi yaşlarında Sivaslı Amet oturmuş ve Yaşar beyin dalgınlığından istifade ederek cebinden saatini aşırmağa teşebbüs etmiştir. Ah- firkasi teferrüat Fikir ve kanaat farkları (, kalârı doğurursa, her memlek; te olduğu gibi, bizde de bir fırkaya ihtiyaç olduğunu. kin, inkâr edemez. Bir milletin bi tün meseleler üzerinde hüküy, ferma olması imkânsızdır. Naçl ki bütün. sınıfların menfaati; de müşterek olamaz. eyi bir idarede bunların hiçbi; feda edilmeksizin telifine Galış, ır. Yalınız bu telifi her sınıf, her zümre ayni şekilde etmez her biri için, kendi me, faatleri diğerlerininkine zar; olarak takaddüm eder. Fırkalır yapan bu farklarıdır. Şüphesi; telâkki menfaat ve | telaki; 5.C, F. çıktığı zaman, Hak roğramda | ihtilâf gi madığı iddia edilmişti. Tefer rüatta ayrildikları söyleniyord, Bunu iddia edenler, Siyaset, esas ve teferruatı birbirinde ayıramıyanlardır. Hakikatta, 4 Fırkasının tatbik . edilmiş prog ramı ile, Serbes fırkanın tatbi; edilmiyen.. proğramı arasındaki inbisarları müfrit taraftarıdır. Olmıyacık, memleketin iktısadiyatına uym; yacak sahalarda bile inhisarlı! tesis etmiştir. Liman işleri ink Sarı dünyanın hanği tarafınd vardır ? Şeker inhisarı görülnü; ve işidilmiş şeymidir ? Pet) inhisarına ne dersiniz? Rus ile ticari münasebatımıza bik) inhisar şekli verilmedimi? İş pirto ve müskirat inhisarnd zerre kadar zaruret varmıdır?) Bütün bu inhisarlardan meme ket ön pas İşte halk ramı, sistematik bir şekilde nı sirrane tatbik edilen program budur. Bunu istemiyenlerin Halk fırka) sından olmasına imkân tasavvur edilemez. Bu müfrit inhisarcılık/ tan sonra Halk fırkasının der letçiliği, - vergi siyasetinde of Kendini “göstermiştir. Zaten ir hisarlar, devletçi vergi Sistenil nin: bir neticesinden ibaretti Müamele vergisi, ondân evveli istihlâk. vergisi ayni“ zihniyette doğmuştur. Bu vergi sistemi & Halk -fırkasınin “en canlı prog! ramıdır. Tatbik edilen progr mıdır. Ne netice verdiğini bii yoruz. Bu sistemi istemiyen vw tandaşlar, nasıl Halk fırkasındar olabilirler. İşte teferruat denilen esad farklar bunlardır. Hiç bir mer lekette fırkalar arasında bu d: rece derin telâkki * farkların) tesadüf edilemez. İngilteref! asırlarca karşılaşan e Muhafar! kâr ve Liberal fırkaları, asr larca birbirinden ayıran prensi farkı gümrüklerde birinin hin) ye, diğerinin serbesti taraftır olmasidi. Bizdeki farklar bune belki yüz mislidir. Şimdi Halk fırkası teşkili çıları diyorlar ki: Evet; ini #arcı idik. Şimdi inhisarcı olm Bize itimat ediniz! cılığın . en (e) are inhisarcılığını gir tatbik edilen siyasetin neticelei eyi olmazsa ve memleket o rt ticeleri beğenmezse, © fırkanı başka bir siyaset takip edecek! lere yerini © vermesi icap edt Halk fırkası ise, en mubalif siyasetleri dain! etmek iddissir — Bu siyaseti beğenmi") misiniz? Pek âlâ, bunun aksi “) yaset tatbik edilsin. Fakat # şartla: Biz tatbik edelim! Mesele: şundan ibarettir. 5İ Fırkanın ortaya sttığı serbö| plerine ve inhisar alet) tarlığına Halk fırkası şimdi di sek çeviremiyor. Zira biliyor !İ hâdisat ta, millet te 5. fırkan) tatbikine o müsaade ( edilmiy) proğramının: tatbikini emretmek tedir. Yalnız, Halk fırkası S.F © rafından ortaya atılmasını bi çok gördüğü prensipleri, mecbi' kalırsa, kendisi tatbik edecek tir. ondan başka fırka olam” İşte inhisarcılığın zübdesil met cürmü meşhut halinde ya- 'racaatları, kayı ele vermişti Beğeniyorsanız — buyurunu Halk fırkasından olunuz! N B.