Hiheralizm nedir Muharriri: Emile Faguet Devletin hakları Evet, anlıyorum; aplatmak lâzımdır: bizden olan bir'adam; kral olacak “doğduğu veya reis, hazır intihap edildiği için nasıl bir -kerametle bende, sizde, şu başkasında, belki, mev- cut olan, fakat müphem, karışık şuursuz, dilsiz ve sefil bir halde bulunan şeyi kendi nefsine “cezp ve orada | teksif ediyor da onu kendi nefsinde © tasf- iye ediyor, inceltiyor;' tasrih ediyor. Bana anlatılması lâzım- gelen bu keramettir. Görülüyor- ki hareket ettiğimiz noktaya dö- nüyoruz. Bu keramet bir adama yapılmış bir mucize olan dir ve bu mucize ister semalardan doğ- rudan doğruya nur. olmak şek- linde olsun, ister bütün bir mil- let efradına dağınık bulunan nuru şahsında teksif eylemek suretinde | tecelli etsin, daima aynı şeydir. Maalesef, ben mucizelere inan- mam ve bu dini nazariye benim kafama girmez. Hakikat te, bü, hükümdarlık nazariyesinin başka bir şeklinden ibarettir, “Milletin ruhu devlettedir., Bu formül dığı zaman, manası şudur: yalnız kral zekidir, zira o Alla- hın müntehap kuludur ve hima- yesi altındadır. Kral eksik oldu- ğu vakit, devletin şu dini şekli icat edi Devletin düşündüğü ve ferdin düşünmediği farzedil halbuki bu müphemdir,ispat edi: lemez, ve manasızdır. Bundan filen şu netice çıkarılır ki hükü- met Jâyuhtidir. Monarşistin, kral- la Allah arasınde doğrudan doğ- ruya bir temasa atfettiği şey, Dewletçi tarafından yalnız hükü- mete esrarını faşeden ve size bana sadece kaçici manzaralar ve aldatıcı gölgeler halinde gö- züken “milletin ruhu, kaziyesi üzerine bina ederler. Bu ruh, müntahabı üzerine nurlarını yağ- dıran muasır ilâhtır. Müsbet bir fikrin tereddiye uğramış bir . monatşiden © başka bir şey “olmıyan bu telâkki üze- rinde uzun * uzadıya duracağını zannetmiyorum. * İrsiyet ve ilahi hakka istinat hakkını haiz olmı yan, veya: kuvvet ; ellerine oldu- Zu için müstebidane* hükümet sürdüklerini itiraf cesaretine ma- lik bulunmıyan bütün hükümet- ler bu: nazariyeyi çok beğehecek- lerdir. Daha az mahevi olan, ayhi zaman- dadaka çök eğlenceli olan di- ger bir nazariye 'daha' vardır ki fikrimce bu da, felsefi fikirlerin: bir hulyasından' ibarettir. Buna hayvani “ siyaset * adini vermek mümkündür. Evvelki nazariye de, gördük, biraz bu mahiyette idi, fakat yenisi daha ziyade öyledir. Bu nazariye cemiyeti, milleti bir arı kuvanı veya bir karıncalık farzetmez, fakat bir hayvante- lâkki eder. Siz, ben , yaşayan hucreleriz. Sadece Devlet bir vuziyettir ve binaenaleyh yalnız * Devletin bir (ben) liği vardır. İstiklâl ve hürriyet iddiasında olan, hatta bir şey olmak iddiasında bulu- nan fert bir şahsiyet olmak id- diasını serdedecek bir. sinire; kendini ağaç zanneden | bir damla usareye kıyas edilebilir; bu delilik olur. Biz zeki bir mal nanın kör çarhlarından ibaretiz. Makina aksamının hiç birisinde değil, ancak umumi heyetinde, kül halinde zeki ve anlayışlıdır. Hayatdar bir maddenin parça- ları olan bizler, bizi idare eden ve'yalız başına hisseden, düşü- nen ve istiyen, ve duymak, dü- şünmek, istemek hakkına yal- nizca malik olan bir beyine ita- at bana)le: . Bu vücudun dimağı, Dev- ettir. Şu hale göre cemiyeti ta- bii vaziyeti esarettir. Fakat eski zamanlarda ve Amerikada oldu- gu gibi ictimai esaret değil, uzvi, fizyolojik esaret, Biz, efen- disine itaat eden köle gibi değil, fakat beynin idaresi altında olan kol, el, bacak, ayak gibi itaate mecburuz." Siz kendinizi bir adam zannediyorsunuz, halbuki sadece bir ayaksınız. Eğer is- terseniz, teselli makamında ken- dinize şunu söyliyebilirsiniz ki siz olmasanız beyin bir şey ya- pamaz. Bu sebeple eyi bir alet nasıl sevilirse, ayni suretle size şük- ran borcu vardır. İstiklâle ge“ lince ona malikiyet iddiasında olmak ve onu istemek bir ma- nasızlık olur. İsyan eden bir damla usarci hayatiye, muazzam bir soytarılık olmaz mı? Bu hay- vani nazariye, 19 uncu asrın he- men bütün sosyoloğlarını taraf- tarları arasında sayabilir. Bence bu biraz indidir ve bir teşpihe bir ayniyet şekli verilmiştir. “İç. timai vücut olan birinci timsalci, bir s0syo- loji tesis ettiğini zannetmiyordu. Bununla beraber o, haberi ol- madan, sosyoloğdu. Felsefi sis- temler de, dinler gibi, devam eden ve ciddi telâkki edilen teş ihlerdir. Fakat “ içtimai vücut, ibaresinde, isabeti ştipheli bir teşpihiten başka bir şey yoktur. Oemiyette, bir hayvan vücudün- da bütün kisımlar afasındâ mev- cut olan intibak hiç bir suretle mevcut değildir. Bir hayvanın vücudunda her şey mütenazırdır. Halbüki “ içti- mal vücut ,, ta hiç bir tenazur yoktur. Hayvanlar “yavrularlar. Milletler ise, ya yavru yapmazlar; yahut yaparlarsa, aristoratik İn- gilterenin demokratik Amerikayı doğurması gibi, kendilerine hiç benzemiyen “yavrular. yaparlar. Hayvani bir vücudun hucreleri kendi. hüviyetlerini müdrik de- gile buna mukabil bir cem- iyetin efradı kendilerini o kadar müdriktirler ki hatta serbes Ol- duklarını farzederler. Bu hürriyet bir - hayal ola- bilir; bu şuur ve idrak te bir hayal'olabilir. Fakat bu hayal'de bir adamı, bir budaktan tefrike medar olacak “bir. farktır. Bir sarf ve hahiv mütehassısı “teş- pih bakidir; diyebilir, Evet, fa- kat ekser teşpihlerde olduğu gi- bi, buradada benzeyişten ziya- de fark vardir. Bu nazariye pek az fennidir. Şuna dikkat edelim ki, bunu kullânatiların en meşhuru Her- bert Spencer, yine bu razariye- yi en üstadane şekilde cerheden filosoftur. | Uzun uzadıya, em- salsiz bir sarahat ve parlaklıkla bunu izah ettikten sonra, sükü- netle bizi şunu söylemek neti- cesine varıyor “Siyasi vücutla zihayat vücut arasında (Omüşabehet (yoktur; Sadece aksamın omütekabilen yekdiğerine tâbi olmasından iba- ret bir benzeyiş var. İçtimai uz- viyet, maddi olacağına manevi, mütenazır olacağına, gayri mü- tenazır; tek bir hassasiyet mer- kezine: malik” olacağıua, bütün eczasinda hassas olmakla, ferdi hayvani veya nebati biç bir tip uzviyete kıyas edilemez.. Ben güçlükle tesis edilmiş müşabe- hetlerden, münhasıran / içtimai mazariyelerden © mütecanis bir vücut teşkil etmek için istifade ettim. Bu müşabehet iskelele- rini yıkalım: Kurduğumuz na- at ediyoruz. Bu teşkilâtlı vücudun! heyeti umumiyesine devlet der- zariyeler şimdi yalnız başına ayakta durabilecektir.,, Türk - Yunan münasebatinin aldığı dostane şekil, Yunanistan- da muhalif gazeter tarafından pek te hararetle karşılanmamış- tır. “Fos,, gazetesinden hakletti- ğimiz aşağıdaki makale bu hu- snstâ bir fikir. verecektir. “Türk - Yunan münasebatın- da çoktanberi çizilen şimdi tat- k mevkiine konulan yeni siya“ setin esas mahiyetindeki. itilâf- nameler Ankarada imza edildi. Altı asırdan beri aralarında har beden, nihayetsiz ve. karanlık bir muharebe, tazyik ve kan devresinden geçen Yunanictan ve "Türkiye, daha doğrusu Yu- nanlılar ve Türkler ilk defa ola- rak barışmağa teşebbüs ediyor- lar, Muharebe artık bu iki dev- let arasında “Kanun harici, olu yor ve Türk . diplomalarının Şarka mahsus mübalâgalarile ilân ediliyor ki iki memleket arasında hudut kalmamıştır “ve bundan böyle - Meriç ; sadece çoğrafi, bir unvan olacaktır. Bu itilğflarla, Akdenizde İn- giliz - İtalyan siyaseti. tefevvuk ediyor. Fransız siyasetinin teş- vikile hazırlanmış olan. Balkan konferansı hiç “bir netice 'ver- medikten. başka “bi An- kara hâdiselerini hazırlamak için sadece bir mukaddeme oldu. Vazifelerine sadık “olan hü- kümet gazeteleri bu. hayret ve- rici teşebbüsünden dolayı Mösyü Venizelosa. methiyeler yazıyorlar. Fakat bu işte M. Venizelos da- ha umumi bir siyasetin ancak bir saleti'olmuş. ve * Ankara iti- lâfnameleri M. Mosolininin em rile “birkaç ay: Ankarada M. nin raporunda bey. tetkikatını ikmal raporunu Sılhiye Vekili doktor Refik beye vermiştir. Bu rapor mühleviyatına nazaran seylâpze- deler ihtiyaçlarına göre derece- bulunarak Hilâliahmerin muave- neti katedilecektir. ayırmıştır. “1 Beşi bir yerde 10 Altınllira 15. Altın yarim lira Biz ve Yunanlılar Yunanistanda muhalifler, bizimle dostlukta memnun görünmiyor lere ayrılmıştır. Evleri yıkılma-| devam. ediyşr, Yıp ta eşyaları kısmen zıyaa uğ-|şiflerini ramış olanlara nakti muavenette| ceklerdir. Müfettişi umumi bey. seylâp-| beyefendi, Dr. Mustafa beyin ri zedeleri bir hafta, 15 gün, bir) porunu tetkik etmektedir. Yarın) ay.ve daha ziyade yardıma muh | Hilâliahmerde Dr. Refik beyin taç olanlar süretinde kısımlara riyasetinde yeni bir içtima akde- Evleri cüzi tamirata|dilerek nihai mukarreratın tes- muhtaç olanlara da bu tamiratı|biti muhtemeldir, Dikkat! Aylık Zengin Altın Piyangomuz 30. Altın çeyrek lira £ Bu hediyemizin: birini veya bir kaçını kazanmak için muh: erem okuyucularımız hiç bir külfete sokulmıyacaklardır. Sadece her gün neşredilecek kuponlarımızı . saklayınız. ler25 kopun ; piyanğomuza birdefa uponla iki 75 kuponla üç defaV;s. iştirak edilir. rardım ederse bir kaç hediyeyi birden kazanmak mümkündür. Piyangonun: keşide tarihi: ayrıca ilân: edil ktir, Keşide noter huzurunda yapılacaktır. Ku: n numaralarının teselsülü şarttır. Kuponları saklayınız! Grandi. tarafından başlanılan uzun ve yorucu müzakeratın ne- ticesini teşkil eylemiştir. Bu yeni siyasete göre, yeni bir devletler zümresine şimdi- den teşekkül etmiş nazarile ba- kılabilir. Bu zümre İtalya, Ar- navutluk, Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan, Macaristan ve -Al- manyayı ihtiva ediyor. Karşı ta- rafta 'da Fransa, Lehistan, Yo- guslavya, Çekoslavakya ve Roman yadan mürekkep diğer bir züm- re vardır. Yeni harp için hazır- lanan ittifaklar bunlardır. Yunanistanın bu itilâflardan nasıl “bir kâr elde © edeceğini imiyoruz. Hiç şüphesiz Türki- yede yerleşmek daha kolây ola- cak ve bir kaç sene geçtikten sonra Türkiyedeki * Rum' ahali miktarı artacaktır. Fakat yeni Türkiyenin takip ettiği temsili siyaseti ile Anadolü Rumları (?) eskiden sultanlık zamanında ol* duğu gibi “cemaat ve mektep istiklâline nail ölamiyacaklardır. Hristiyanların iktisadi istilâsl ol- sa bile, yeni şerait altında bü hıristiyanlar dillerini ve taasüp- lerini kaybedeceklerdir. Bu ye- ni şerait dahilinde, Türkiyedeki Rumların Yunanistanla hissi ve mefkürevi o temasları kalmıya- caktır. Görüliyor ki O Yunanistanda Türkiye ile mukarenet mes'elesi etrafında çok garip mütalealar yürütülmekte, olmıyacak fikirler ortaya atılmaktadır. . Ankarayı ziyaret etmiş olau Yunan gaze- tecilerinin, efkârı umumiyelerine daha salim bir mecra verecek- lerini ümit edelim... amm ame Yardım dereceleri Hilâliahmer “müfettişi umumisi- neler verdir ? Hilâliahmer müfettişi umumisi | yapmaları. için yardım edilecek Çorum meh'usu doktor Mustafa |tir. Bu suretle Hilâliahmerin is- ederek |kân hamulesi hafifletilecekti: Yeniden yapılacak evler Sellerin enkazını bile sürük- lemek suretile yıktığı evlerin yeniden yapilması için tetkikat Mühendisler ke- Hilâliahmere bildire- Vekli B. raporu tetkik ediyor Sıhhiye “Vekili Doktor Refi Hepsi birden 30 Altın lira Bir cinayet Ağırcezada mu- hakeme ediliyor Kuşadesiiin Şirince” karye sinden Filorinalı Şevkinin; ayni köyden Nuriddin namındaki bir şahıs tarafından kasap bıçağile karnından cerh ve ölümile neti- celenen, . . hâdisenin ağıfceza mahkemesinde dün cereyan eden muhakeme safahatını yazıyoruz: Vak'anın sebe! Şirince * karyesinde Filorina mubüdillerinden: olup koyüntu- lukla iştigal eden Süleyman oğ- lu: O Şevkinin: koyun © sürüleri arasında “hastalık .zuhur* etmiş, bunu haber alan Hayriddin oğlu 'Nurettin, kardeşi İbrahimi baytara haber" vermek üzere göndermiş; baytar gelerek hayvanatı mua yeneden sonra; Şevkinin hayva“ natında - hastalık olduğunu gö- rerek've bunların koyuncu olma- ları itibarile hastalıksız olan hay- vanata * sirayet “etmemesi: için bunlara bir mıntaka tahdit ede- rek gitmiştir. Fakat Baytar bey vazifesini. yapıp gittikten sönraj -maznunlardan Nurettinih kardeği İbrahim; mak- tul Şevkiye hitaben - | Bu inte ka bize azdir, tecavüz edece; diyor. “Fi Şevkide (bunu hü- kümet ayırmıştır. Müdahele ede- mezsiniz | diyor Ve münazaa başlıyor. Maznun Nurettin; daha bay- tar gitmezden evvel; komşuları bulunan Kerimin ölen ineğinin karnını yarmış ve yardığı bıçak- la; Şevkinin karnına hemen sa lamış ve Şevki kırk adım gide- rek yere düşüp ölmüştür. Bundau başka Maktul Şevki “can çekişirken, kargaşalık esnasında, Nürettinin kardeşleri “İbrahim “ ve' İsmailde boş durmayıp, maktulüti kardeş- leri. olân Yamen ve: Alijle Fat- maya hücum ederek. ellerindeki sopalar ve küreklerle yaralıyor- lar. Kezalik Maktul Şevkinin validesi Fat- ma da ölen” çocuğunun başına giderek ağlıyorken, maznunun validesi yetişiyor; “ve Fatmaya hakaretamiz sözler de bulunu- yor, Hâdise budur: Kati; cerh, darp, hakaret bi birçok suçları ihtiva eden bu davadan dolayı dinlenen şahit- ler; yazdığımız şekilde, şehadet- lerini ifa etmişler ve maznun ta- rafından gösterilen, Akif, Mus- tafa, Kâzım. ismindeki üç mü- di şahidi de, 'mürazaanın vu- kuunu ve ortalığın. karıştığını erse de, korkularından açtıkları için kim kimi vurdu- gunu bilemediklerini “söylemiş” lerdir. #ddia makamını vekâleten iş- gal eden aza mülâzimi Meriha hanım; evrakı mütalea ettikten sonra iddiasini | serdedeceğini öylmekle © muhakeme haftaya talik edilmiştir. Hilâliahmer teberruatı Hilâliahmerden: Seylâpzedegâne yardım ol: mak üzere İzmir telefonşir- keti 300, Şark. sanayi kum- panyası 200, Musevi Keçeci: lor mektebi. beşinci sınıf ta- İebösi 6, Emlâk ve Tiylam bankası 1000, Türkiye milli sigorta şirketi 50, ve İstan” bul Bilecik müskirat fabri- Kası sahibi İstapan börboryan efendi 100; lira teberru eyle: miştir. Arzı. töşekkürat ey- Jeriz. Bir şikâyet Jandarma mektebinde iskân edilmiş” olan -felâketzedelerden bir vatandaş” tarafından gönde- rilen bir mektupta dağıtılan er- sakın kifayet etmediğinden şikâ- yet ediliyor. Hilâliahmerin naza- Uçliralık Bir bıçak için bir adam öldürmüş Çeşmeli Şevkiyi; üç lira kıy. metindeki bir. biçak yüzünde, tabanca ile öldüren“ Şükrünü, dün “Ağırceza mahakemesind, muhakemesine devam edildi. Dünkü celsede istima edile, şahitlerden; — Çeşme © jandarma başçavuşu Yahya efendi dedi ki, ( Efendim hâdiseyi haber al, dık; müddetumumiliğe malüma; verdik; tahkikata başladık. Neticede | maktul | Şevkini, Şükrüde bir bıçağı varmış Şevkiden — istemiş, vermemiş Şükrü evine gelmiş; bıçağı madığını ailesine söylemiş; o za. man ailesi (Bizim sülâlemizd, bıçaksız insan olmaz git bıçağı nal!) Demiş; Şevki teki gelmiş ve malüm cinayet olmu; Biz Şükrüyü derdest ettiğimi zaman ifadesinde ( Şevkiyi ben vurdum | Demişti. Bununla be. raber; Şükrünün başında da bı. z yaralar vardı. Daha sârhoştu Karakolda baygınlık” geçirmişti) Maznun tarafından gösterilen altı * müdafaa * şahidi de “aynen Şükrünün kafasında yaralar gör. düklerine şahadet eylemişlerdir. Nevzat böy isminde bir mü dafaa şahidi gelmediğinden bi- 'nun da istimaıdaü sonra; Şükri hakkındaki karar tefhim edile. cektir. Muhakeme 17 te; saniye talik olunmuştur. Kavga ederken Bir gözünü kör özünü etmişti Çeşmede mukimİbrahim efen- dinin*bir gözünü rüyetten: mah rum etmeğe sebep olan Hali efendinin dün ağir ceza mahke- mesinde muhakemelerine devan olundu. Hâdise, aralarında zuhur eder sebepsiz bir kavgadan ibarettir. Dünkü celsede, Çeşmeden geler şahitler dinlendi. Şahitlerin biri Havva hanımdır. Gözü çıkan İb- rahim efendinin zevcesi olduğu için, kismen maznunun aleyhine şehadette bulunmuştur. Şahidin birisi de Hikmet He namidırr. Bu hanım da, müznunün ke rısıdır. » Şehadetini ““yaparke) TEniştesi bıçakla çıkmıştı. Kocer mın, elinde silâh vardı. Elinde) silâh alınırken ateş aldı! | deme suretile bu da kısmeri kocasını lehinde 'edayi şehadet eylemiştir Reis B. müznuna sordu. — Havva hanımın şehad. ne dersin? — kabul etmem, iftira edi yorl — Hikmet hanımın şehade! tine ne dersin? — doğruyu söyleyorl Bundan sonra yine tarafeyni! akrabalarından oldukları anlaş) lan Kadir ve Abidin ağalar ds! müdafaa şahidi olarak itim edildikten sonra, gelmiyen bi in telgraf tekidine karar verilerek o muhr keme 17 Teşrinisaniye talik & lınmıştır. denciler grevi Berlin 3 (A.A) — Maden s© rı dikkatini celbederiz nayii amelesinin grevi bitmiştir.