Geçmiş. olsun | talisiz İzmir Sanki, şimdiye kadar çekti- imiz dertler yetişmiyormuş gibi ir de semavi felâket, güzel şeh- mizin altını üstüne getirdi.Mil- onlarla ölçülen maddi zayiatın erdiği ıstıraba, hayata ebediy- len gözlerini kapayan bir çok vallı vatandaşların matemi de zimam ett Bütün çehrelerde okunan imumi ifadei “elem, gözlerdeki erin mahayı . teessür, felâketin ehşet ve şiddetine bariz birer arettir. Yekdiğerini teselliye ili varamiyan, kendileri muh- acı teselli bütün aziz hemşehriler ırabın verdiği beht içinde şa- ırmış bir haldedirler. Güzel İz- , şimdi derin ve nihayetsiz mateme müsteğrik bulunu- atın İl ızlığına bakı- ız ki, Ofelâket yalnız şehire hisar etmemiş, seylâp tehdidi lında kalan vâsi, münbit ve amur bir saha, ayni istırabi iyni şiddetle hissetmiştir. Umumi zararlar, tahminimi- in fevkinde çok büyük ve şü- ullüdür, Bin türlü sây ve mih- het mukabilinde elde ettiğimiz bahsuller, (servetler ( biranda pahvolmuş, zaten nüfus azlığın- Han müteezi olan — milletimiz, üzleree“fanl" ve kıymetli aması- ını kaybetmiştir. Şehirde umumi hayat, tema- hile sekteye uğramış bir halde- bir. Civar ile münakalât kesilmiş, çok köyler ve kasabalar, kıs- hen meflüç bir vaziyetedüş- büştür. Seylâbın, ihracat zamanına esadüfü, zararlarıbüsbütün taz'- İf etmiş bulunuyor. Şimdiye kadar, memleketin tısadiyatına fenalık edenlere, abiatın bu darbe ile iştirak et- besinde bir nuhsu tali görme- hek mümkün değildir. Hakikatte , tabiatın zül- hünü, izam etmiye hakkımız oktur, Felâketin umumi bir ma- iyet almasında;şedaiti hariciye- e karşı sağlam ve metin vası- larla mücehhez olamadığımızın esiri çok büyüktür. Eğer mun- azam ve medeni bir şehri teş- ilâtına malik olmuş olsaydık ağmurun, zararı sokakları sula- haktan ibaret kalacak! Bir şebir ki; alelâde zaman- arda, alelâde bir, yağmurun 80- akları nehir, meydanlar! ba - aklı haline düşer, şehirlileri, bir aldırmadan — diğerine geçmek iin, hamalların sırtına binmeye hecbur olur; şiddetli bir yağ- ur, kuvvetli bir fırtına ile o ehrin bir harabeye çevrilmesi, lbette zaruri bir netice hükmü: ü alır, Medeniyet, tabiatle bir mü- adeledir. Birisi kuvvetlenince, bteki mağlüp vaziyete düşer. Be- eriyeti mütemeddinenin bütün pesaisi kuvayı tabiiyyeyi hüküm © inkiyadı altına almıya ma- uftur, medeniyette kuvvetli olan hilletler karşısında tabiatın zulmü hükümsüz kalmıya mahkümdur. Sokaklarında vatandaş boğu- an İzmirde, elbette ki, şimdiye adar gelip geçmiş bilcümle be- *diyelerin müşterek ve müselsel Pir hissci mes'uliyeti vardır. .Hendesesiz, fensiz, hayati btiyaçları mühmel şehirlere “Bu harriri: Falk Muhittin Icra vekilleri Bu sabah İzmirin uğ ketten teessür ve te telgrafla bildirdiler Başvekil Paşa bütün vesitin felâketzedelerin tahsisini emir buyur telgrafı Gelişir e ğ imdadına Telgraf hatlarının bozuk olmasından dolayı kirk sekiz tenberi Ankara ile mu- habere temin edilemiyor ve müşkülât ile yapılan temas- lar beş on dakika içerisinde inkıtaa uğriyordu. Bu itibarla seylâp hakkında vilâyetin Ankaraya keşide edilmek üzere verdiği telgraflar çe- kilemiyordu. Nihayet dün baha karşı raporlar Anka- raya verilmiş ve bu sabah toplanan İcra vekilleri heye- inde okunmuştur. Bu sabah saat on birde Vali Kâzım paşaya Başvekil pa ri m Müthiş Afet Seylâp felâketi İzmir ve ha- valisinde ilk dakikalarda zanne- dildiğinden daha müthiş olmuş- tur. Her geçen saat fecaatın derecesini daha acıklı bir halde gösteriyor. Dünkü nushamızda, dün öğleye kadar alınan malü- matı vermiştik. Telgraf muhabe- ratı münkati olduğundan, kaza- lardan henüz mufassal malümat alınamamıştır. Fakat etrafta İz- mirden daha çok zayiat olduğu maalesef muhakkaktır. Zayiatın elim pilânçosu Dün öğleden sonra ve bu sabah alınan malümatı da ilâve ederek zayıatın ilk pilân- çosnnu şimdilik şu suretle tesbit etmek mümkündür: İzmirde ahaliden ve bir azda askerden | zayiat vardır. Dün toplanan cesetler 35 adedini bulmuştu. Fakatağnkaz kaldırıl- dıkça altından yeni cesetler çıkmaktadır. Yalnız şehir içinde elliden fazla telefat olduğunu elemle kaydedebiliriz. Bunların gibi arizi felâkı ri Ar ait ka edi dul kal ır mukadderdir. yı dur. ". Felâketin. vukuu © sırasında ve vukuundan sonra alınan ted- birlerin kifayetsizliği ise ayri bir faciadır, Her yerde ümit istikbali diye en mutena ihtimamlara mazhar olan genç neslin, mektep yavru- larının, suların ölüm getirici müt- hiş tehacümü: karşısında yardım- sız bırakıldığı doğru ise bu lâ- kaydi, yalnız imdat vasıtalarının kifayetsizliğini değil şefkat his- lerimizin 'de zayıf olduğunu gös- terir. Bu elim vaziyet müvacehe- sinde, aceba, alâkadarların du- faali; gibi ve hı rek lerin mizi olur. Felâketzedelere cessürlerini bes Cümhuriyet fırkası Lide- yin evine 'enişehirde İmar müdürlüğü- nün tahliye ettiği belediyeye ketinden fevkalâde elem duy- teessürlerini ve taziyetlerini beyan ettiler. mühim bir kısmı kadınlar ve na terk ve teslim etmek demek ekl « Seylâp neticesinde İzmirin uğradığı zarar- dan ve bilhassa vatan- daşların ve masum ço- cuklarımızın elyevm yaıdan İcra vekille- heyeti çok müteessir ve müteesif oldu. tazi- yetlerimizin kabul ve matemzedelere iblâğını rica ederim. Vilâyet akamının ve zatı dev- Felâketten sonra Tathirat yapılarak teklikelerin izalesine Çalışılıyor Felâkeizede vatandaşlara yardım için daha kuvvetli bir faaliyete ihtiyaç vardır Şimdiye kadar neler yapılmıştır LMEMEZ Lider bildiriyo: Ankara 27 (S.C) — Ser- Fethi beyefendi Ankarada dahan meb'usu Tahsin be- misafir oldular. ev Fethi beyefendiye fır- merkezi umumisi ittihaz ilmek zere verildi. Fethi bey bana İzmir felâ- Iklarını ve felâkete maruz lan © vatandaşlara © kalbi :ocuklardır. En fazla ıstırap çe- en yerler Kemer, Şehitler, Mor- ie efradından ve Kahramanlardır. .emerde muhabere bölüğü ve ( hayvanatından ğı bir âr ve hicap yok mu- Şehir iptidai, elimizdeki va- sıtalar mahdut bahanesile yardım. iyetinden, geri kalamayız. Bu fevkalâde âfetlere karşı alı- nacak tedbirler de, alelâde vazi- feşinaslık ile ikti Azami fi edilemez. et göstermek, er vasıtaya müracaat ede- zararları tahdit, zarardide- muavenetine şitap etmek mecburiyetindeyiz. Bu husustaki en ufak bir ihmal, kendi kendi- tabiatın şuursuz tahribatı- eyeti dığı felâ- üflerini dular Jetlerinin bütün salâhi- yet ve vesaitinin ve Belediyenin azami gay- retini merkez ve mül- hakatta felâketin tah- kikine ve kazazedelerin mMiuavenetine yetişme- sine ve hususile hayat- Jârının “- korunmasına hasredeceğinize o emi- nim. Başvekil İsmet zayiat vardır. Kahraman asker- lerimizden bir kaçı nakliye hay- vanatını kurtarmağa çalışırken kendilerini suya kaptırmışlardır. Vilâyetin tebliği, şehirde ve et- raftaki zayınt hakında hafif bir fikir vermektedir. Maalesef ha- kikat bu tebliğden de çok daha EXer Mes'uliyet Dün bir vatandaş, titrek ; bir sesle bize telefon etti — Memleket ve millet namına İs- tirham ediyorum, Allah aşkına şu kal- dırılan cenazelerin mes'uflerini arayı” niz. Kimbilir, belki çocuğu, belki zevcesi belki kardaşı sular tarafından sürük- lenmiş bir zavallı, ve böyle yüzlerce ümitsiz kalmış, zavallı, betbahf va- tandaşlar var. Hepsi de soruyorlar: — Mes'uller nerede ?.. Biliyoruz, buna kısa, zahiren mani- hikl bir cevap verilebilir: — Mes'ul mü arıyorsunuz? yağmur! Öyleya, hükümet, belediye, hilâli- ahmer şu veya bu teşekkül nihayet yağmuru da durdurmak (kudretini | haiz değillerdi yal.. Tufan gibi gök- lerden boşalan Suların sel halinde, deniz halinde şehri kaplamasına, de- pelerin ve nehirlerin taşmasına, zen- eirlerini Koparan unsurların / her şeyi #ürüklemesine mani olamazlardı yal. Evet, zahiren mantıki... Fakat yal- nız zahiren. Filhakika tabiatın şidde- ine, teşkilâtı en tam, vesaiti en meb- gul memleketlerde bile mukavemet edilemez. Seylâp, feyzan,” yangın ve zelzele gibi felâketler her yerde ola- bilir ve her yerde bunlari. dehşeti ayni surette tezahür eder, Bunu in- kâr etmiyoruz. Yalnız her yerdeta- biat kuvvetlerine mukavemet değilse de onların tahribafına karşı vafan- daşları mildafaa için, acizleri himaye için evvelden tedabir alınır. Bunun adına da “Basiret, derler. Bizde, ve- salt, teşkilâi, her şey noksandı. Fa- kir bir milletiz, noksan olabilir. Fa- kat basiret te para ile mi satın alinir? Otçen “iyı, “ir yere “övvefiidek başliyan — yağmur o yolları ve taddeleri | sellerle kaplarken bize açıkça ihtaratta bulunuyordu. — Müthiş bir felâket getiriyorum, dikkat ediniz! diyordu. ten müthiş bir felâket havada uçuyor. Bu tehdit karşısın da himayesiz olan. ların feci kafileside sanki gözler önün- | dedir. Şehitlerde, Kahramanlarda, bir gok diğer mahallâtta vatandaşların hasıl basık evler, barakalar içinde İR yaşadıkları biliyor. İşte bir kaç saat #onra bütün bu evler bu mahalleler — Aman, bu tehlikeye maruz va- |ğ #andaşları tahliye edelim, canlarını 8u basmazdan evvel kurtaralım! diye hangi mes'ul makam düşünmüştür. fecidir. Burnavada tufandan nümune Yağınur ve sellerin Burnava- daki tahribatı dehşetlidir. Bur- nava çayı taşmış, su sokakları istilâ etmiş, evleri basmıştır. Seller Çay mahallesi evlerini birer çöp gibi sürüklemekte, coşkun akıntılar arasında ceset- ler haşiyetle görülmekte ve her taraftan istimdat sesleri yüksel- mekte idi, Heman bütün kasaba su altında idi. Yağmur biraz hafifleyince, vatandaşlar İmdat teşkilâtı vücüde getirdiler. Pek çok cesetler nulundu. Daha bir çoğunun da bulunacağı muhak- kak. Burnavadaki zayiat, adet itibarile İzmire yakın; nisbet iti- — Sonu üçüncü sa) Vatanın her hangi bir nok- tasındaki felâkete, ve bunun in- taç ettiği zararlara bütün vatan- daşlar müşterektir. Binaenaleyh gerek millete, gerek hükümete terettüp eden mühim vezaif vardır, Felâketzedelere . yardım et- mek, bütün mesaisine rağman, sıkıntıdan ıstıraptan kurtulamı- yan, çalışkan fakat talisiz İzmir- lilerin muavenetine en vâsi mik- yasta şitaban olmak, ilk vazifemizi teşkil eder. Öyle ise, haydi ba- kalım iş başınal Vali paşa: “ Gidip vaziyeti tetkik edeyim? , dedimi ? Belediye relsi, ayni zamanda da hi- Mluahmer reisi olan Sezai bey ye- rinden kımıldadı mi? * Bir kaç ma- halle halkının başı üzerinde tehdit bulutları dolaşıyor, şimdiden “ Imdaf- larına koşalım!, diye düşündü mü? İşte basiretsizlik buradadır, alâ- kasızlık buradadır, mes'uliyet bura- dadır. Çünkü kurtarmak için son dakika beklenilemez. Asker olan Kâ- #ım paşa, hilâliahmer reisi olan Se- #gi bey; ve bunların emirleri altındaki teşkilât bunu bilmemeli mi idiler? Evet mes'üliyet vardır. Bu mes'u- İlyeti felâketzedeler soruyorlar, Biz gös- teriyoruz. Aramağa mecbur olan ma- kam da. bu kadar o zavallının ne sebeple hayatlarını kaybettiklerini araştırsınl., B.A. İstanbul izcileri “4g: Ankaraya gitti İstanbul 26 (A.A) — Gümhu- riyet bayramı münasebetile An- karada yapılacak olan büyük me- rasime iştirak edecek olan İstan- İbul İzcileri bu akşamki trenle Ankaraya hareket etmişlerdir. Serbest o Cümhuriyet Altın piyangosu Hepimize geçmiş olsun, aziz Kupon No3 Halk içi “Yeni Asır, yurdunda Nüshası - Heryerde 5 kuruş Yan mali Bİ Gök yüklü, bulutlar alçak. Hakika- İŞ #ularaltında kalacak. Bu da muhakkak!, | Örenmeden, ne zamana itimat edebilecekler? sün öğleyin çıkar in mücadeleden yılmaz 8 Sezai bey ceplerinde; Üceği gösterilmiştir. Hatta Se: ğzni bey “ İntihabat işlerilei meşgulüm, ehemmiyetle takip Rettireceğim,, cevabını da veri İntihabat işlerinin bu kabil mü: İhim mesailde bahis mevzuu ol: Koşturdular, ne yapmak lâ: izımsa yaptılar. Hâlâ bu tahkisj İkata başlıyamadılar Şimdi Sezai beyefendideni İsorabilir miyiz: taşıdıkları ihbarnameyi ne za: kadar sakliyacaklar; e böyle bir itham altında bur memurlarına - tahkikat kad Vazifede muvaffakiyet mü: Ştekabil bir itimaf istemez mii RHalbuki o ihbarnamedir ortad bulundukça bu itimadın vücu- 'dunu kim iddia edebilir? Ayıptır Felâket karşısın da sevinen Avukat bey İzmirin siyasi hayatında is- mini dillerde dolaştıran bir Ayü- katı vardır. İsmi Fuat Hayrettin beydir. Bu zat dün nesinde Server beye demiştir kit Şifa Ecza- “ Gördün mü? Kahramanlar mahallesi Serbest Fırkaya rey vermişti. En çok felâkete uğra- yan da orası oldu. ,, Bu O sözleri © söylerken âdeta Fuat Hayrettin bey içeri- sinde gizliyemediği sevincini bu suretle ifadeye çalışıyordu. Fe- lâket karşında kalpler sızlıyor. Bu Avukat efendi hâlâ fırka ih- tırasatını söndürmiyor. Ne diye- lim: Ayıptır. Altın piyagosu Kupon No 3 |