26. SA : | S_XEBİVLÜRRE_ŞAD , “Cilt 1, Sayı 2 - — Vergiler zekât sayılır mı? ; Hakka Doğru Mmecmuasının hataları Yazan: SABİT ÜNAL a Doğru mecmuasının 59-60 ci sa- yılarının, bir kâç bahsini ve sorulara verilen ce- “ vaplarını okudum, Bu yazılarda bir kaç isim ve kelime yanlış - yazılmış; bilgi, ifade ve ce- vaplarda nok__sâ'nlık ve hatalar görülmüştür. Bunları sıra ile yazıyorum. 59. sayı: 3. sahife, I. sütun, 14 satırdakı * «milleku» mulkehu, eveyden * kelimesi de ve eyyedehu ölacaktır. 24. satırdaki «dineviye» dunyevıyye, 25. satndakı ((bıfadhı]lah» ise bi- fadliTlâh'dır. İkinci sutumdı mesele kısmındaki «zeyyit» . ler de' zeyd’dır Hazreti Ömner tefııkasmda beş yerde ismi geçen Hazreti Örnerin kızı Ve Peygamberimizin ailesi «Hafsay, nın adı «Hafaza» yazılmıştır. Sar d ibni Ebi Vekkasa, Saad bini Vekas denilmişt Ha.zreti Ali tefrikasında bir kaç yerde ge- çen Âmr ve Âmr ibni Âsım ismi Amru ve Amru bini As diye yazılmıştır. Müslümanlarca malüm ve islâm taııhmm meşhurları olan 'bu isimlerin hatalı yazılması, dizi yanlışı değildir. Okunuş hatasıdır. Evvelki _kehmeleı de böyledir. Dizi yanlışları sayılanlaı nazara alınmamıştır. Dizi yanlışları ise her iki Tim ? tashih edilebilecek tarzdadu Fakat burada ya- zılanlarda ve bilhassa isimlerdeki yanlışlıklar, genç okurların çoğunu şaşırtır veya yanlış bel- Jetir, söyletir.. Anlaşılan bu yazılar mürettiple- re eski yazı ile veriliyor. Mürettipler içinde de islâm tarihini ve islâm — meşhurlarını bilenler yok Yazıyı veren alâkalanmıyor, idare de has- madan evvel kontirol etmiyor, bu suretle mec- mua cıddıyetmden zayiat vermektedir ğ a - Aynı _sayımri Hazreti Ali tefrikasmda «Mu- aviye halkı Hazreti Ali aleyhine çevirmek için iftiralar uyduruyordu» sözü yanhştu Gareze müstenittir. Muaviye, hiç bir zaman müfteri ve İftira suçuyla sahih islâm- kaynakları tarafından. it- ham edilmemiştir. Bu hüküm tefrikayı yazanın (ismi belirsiz) şahsına aittir. Yoksa bu rivayeti neıeden aldı ise, bildirmelidir. Muaviye zarmanında, Hazreti- Osmanın ka- til hâdisesi üzerinde ortaya din ve şeriat adına bir dâva atılmıştır. Bu dâvayı haklı 'gören sa- habilerin' bin kadarı Muaviye tarafında yar lanmıştır. Muaviye bu davada kendisi için siyasi maksat da gütmüştür. Hâdiselerden, bunların verdiği imkân ve fırsatlardan ıstıîade etmıştır Bu dâvanın yürütülmesini hatalar ve haksızlıklar da olmuştur.. Bu.nların mesulleri- nin başında Muaviye gelir. (Allah taksiratını affetsm ve suçlarını islâ- ma yaptığı hizmetlerine, iyi amellerine bağışla- sm). c - Rum Kayserine yazdığı (oınegı yazılmış) mektubu ile vatanseverliğini ve arlığını gosteren, harict tehlikeler karğısında muhalif - lerile birleşerek ulvi maksat etrafında yekvücut ve sarsılmaz kuvvet olup, bır yanardağ halinde Bizans payitahtını kömür “yapacağını sağlam i- manından aldığı güvenle ilân eden ve Ashabin merkeze yakınlarından bulunan bir adama uy- 'durma sözlerle «iftiran cinayeti yüklemek ve onu bu devrin bazı mevki ve ihtiras düşkünle- rinin ef'aline örnek tutmak hatadır, iftiradır. '60 sayılı dergide «Cahiller dillerini tutma - Jıdır» başlığı altındaki yazılaımda, FHsat Sezai Sünbüllük, bugünkü ver, gmın zekât oldugunu iddia ediyor. Hilâfına kani olan bir vâize, hücu- munda çok ileri gidiyor, ağır ve hissi hitaplarda bulunuyor. Hattâ onu küfre yaklaştırıyor. Bu sözlerde gazap vardır, garez vardır. Münaka- şâa ve münazarada asıl olan sükünet, tevazu: ve musa.maha yoktur. ve' kanaatine muariz olana hiddet ve hakaret edende, tam bir ilim * ve tarafsızlık bulunduğuna vicdan şahadet et - miyor, : Bu yazının sonlarına doğru «Bugüne kadar İslâm Türk milletinden Cumhuriyet islâm hükü- metinin (?) aldığı çeşitli vergiler, zekât yerine almmaktadır. Bunları tahsil edenler de adı de- Bişmiş zekât tahsili memurlarıdır. Bu alman vergileri verenler, zekât diye verırlerse, zekât *