'SİYASİ, DİNİ, İLMİ * |- - mAREHAN ABONE ŞARTLARI ; : 1 50 nushadan ibaret senehgı 12:5. : EDEBİ AHLAKİ Istanbul Ankara caddesı, 'No: 87 , altı aylığı 625 İcuruş; ecnebıv HA-F TALIK _VİECMUA Âsârı İlmiye Kütüphanesı._'l'elgraî ; . : memleketler için senelik 15 1 adres: İstanbul » Âsârı- İlmiye. “Sahibi ve yazı ışlermı fulen ABöne bedeli peşindir. * Adres , idare eden: tebdili 25 kuruş Ücrete tâbidir, - : EŞREF EDİB Basıldıgı yer: ŞAKA Matbaası. Cilt 1, Na 1 — MAYIS 1948 ço ; Ş, ŞN H A L PTT A" A Aîlahm Incıye’cıle Sebıîurresad a Baslıyoruz Sebılurrecad kananalı tam yirmi iki sene oldu. Bu. müddet 1cınde nice hadıseleı " cereyan etti. Dine karsı o günden itibaren başlıyan baskı hareketi. zaman oldu ki en şid- detli dereceyı buldu. Farmasonlugun dine ve din ehline karşı açtığı harb, mânevi sahayı bir harabezüa pevııdı ütiünm din müesseselerinin kapılarına zincirler vuruldu. Bütün mekteplerden din dersleri kaldırıldı Bütün Halkevlerine din kitapları girmesi menedil: di. İntikam ateşiyle ruhları yanatı, bözleri kıpkızıl bir hale gelen farmasonluk, azgınlı - Binı o dereceye getirdi ki, din kitaplarından âyetleri kaldırdı, camilerde hıfzı Kut'anla meşgul olanları cürmümeşhutla suçlandırdı. Lâiklik nikabıma büirünerek komünizmin te- ' mellerini kurmağa kalkıştı. Dalâlet rüzgârı bir semmi katil gibi ortahgı kastı, kavurdu. :Eğer Atatürk'ün “himmetiyle farimasonluk lâğvedilmemiş olsaydı, kim bilir daha neler yapacaklar; yapfıracaklardı * oağok Sı:mdı bir yangın “yerinde dolaşır gibi mıllet ve hükümet, bu haraheler arasmda yı- kılan enkazı toplamağa, bu kırık dökük şeylerle yeni bir bina kurmaga çalışıyor. İfrat- lar bertaraf oluyor. Gasbolunan hakların ve din hürriyetinin teminine uğraşılıyor. Müil- - letin kalbi artık bu yola teveccüh etli. Üzerine çöken kâbus bertaraf oldu. Ruhundaki “ezeli izzet ve şehamet dalgalandı Gönüllere feyzi ilâht sereyan etti. Ona tahakküm eden lerden, onun dinini ıstıhfaf edenlerden titrerken artık korku ve meskenet, kalblörden silindi. Boakok, imdi memleketin muhtelif yerlermden, birbirinden uzak mahallerinden aynı ses gehyor “Artık Sebilürreşad çıkmağa başlasın!.. O Sebilürreşad ki, kırk sene evvel hür - riyetle beraber doğmuş,. bütün ömrünce büyük dinimizin yüksek hakikatlerini neşretmiş, - Din işleriyle ilim huzurmuda çarpışmış, Isıdmm izzet ve şerefini korumağa çalışmış, milli harekâta iştirâk ederek, başından: sonuna kadar Kastamonuda, Ankarada, Kayse- |ride fevkalâde nüshalar, beyannameler neşrederek, vaazlar vererek milli dâvanın Tikir ve iman cephesini kuvvetlendirmek hususunda mücahedelerde bulunmuş, bütün karar- gâhlara, bütün cephelere tevzi edilerek ordunun maneviyatını takviyeye çalışmış, bu mesai ve mücahedesiyle, bütün islâm dünyasında şerefli bir mevki, büyük hbir şöhret kazanmış... Aradan yirmi iki sene geçtiği halde, millet, yine ont arıyor ve bekliyor. San- ki o, din hürriyetinin bir senbalüdür!.. e Mademki millet, imanlı ve fazıleth asıl Mıısluman Türk milleti, onun çıkmasını İs- tiyor şondan hizmet bekliyor; biz de bu umumi arzuya uyarak Allahın inayet ve tev - ikine güvenerek, bugünden itibaren Sebilürreşad'ı yeniden neşre başlıyoruz. Bu, bir ba's ba'delmevttir. Milletin mânevi varlığını hançerliyenler, artık Sebilürreşad bir daha dirilemez, demişlerdi. Fakat Allahın inayetiyle dirildi ıste' d