im Felek; ,arip zangatımız var. İnsan- ların önüne düşer gezdiririz. Şeh- rin güzelliklerini gösterir, tabii kö- tü taraflarından geçmeyiz bile. Her yerde böyledir. Seyyah, gözü ile düşünür. Gördüğünden başka - Sını yok sanır. o Ama hakikati biz biliriz ya! O Biçareler çoğu yerde irmek istediklerini göremezler. i tımız vardır. İste - Dün gene bir Vapur gelince; üç kısım esnaf se - Vinir: İlar, şoförler, terc - manlar... Bana da yaşlı dört koka- na düştü. Kadınlar, hele seyyah o- lunca, ne kadar meraklı oluyorlar bilmezsiniz! Köprüden geçiyorduk. Bilmem gördünüz mü? Boğaz tarafında “ösitane,, li erkeklerin pek de lehi- ne olmayan (o bir kocaman “ademi iktidar,, ilânı var... Aksi gibi onu sormazlar mı?.. Ne diyebilirdim? Birden bire ak- lıma başka şey gelmedi: — Safa geldiniz!.. demektir!.. Dedim kocakarılara... Birisi res- mini çekmek istedi. Bereket otomo- bil katarı hızlı gidiyordu... Yapa - madı, Ayasofya'dan çıktık... Sultanah- mede doğru (giderken eski adliye binasının tuğla enkazı gözlerine i- lişti. İlişmiyecek gibi de değil. Ara- fat dağı kadar mübarek yığın. Sor- dular, Ne diyebilirdim, ne diyebi - lirdik? — Tuğla madeni, dedim... Bele- diyeye aittir... Şaştılar, böyle şehir içinde ma - den olmasına... — Şehirde başka ( madenler de var mı?.. dediler. Hiç bozmadım: e Çook! Bu ve değil. pe ne gümüş, ne altın madenleri vardır. Dedim.. * oBiribirlerine baktılar, yutkun - dular. Yuttalar mı, yatmadılar ma kestiremedim. İşte böyle bir garip zanaatımız vardır. İnsanlara her şeyi kendi gözümüzle gösterir, on- ların gözü ile görmesine imkân vermeyiz. Tercümanın ustalığı bu- redadır. Siz de biraz öyle ya?.. Şimdilik Seyr. azizim, ir seyyah tercüma, Asla uygundur. 9 B. FELEK (Taklitlerindi ik; $ Niğdede © okuyucularmızdar Bay Soymi: Bülün gözetecilerin resimlerini 1934 Matbuat salnamesinde bula” bilirsiniz. Saygılarım efendim. B.F. Halk Bankaları Bu Bankalara Belediye- lerde para koyacaklar Şirketlerin yıllık toplantılarında bu- İunmak üzere şehrimiz: Bakanlı fettişleri Ankaraya dönmüşlerdir. Mü- * dukları müddet içerisinde fnizle para veren müesseselerin ve şahıslar tut- tukları defterleri de kontrolden geçir- il ir. Yüzde 12 den fazla faiz a- lanlar, faiz farkının yüzde 25 ini halk bankalarının sermayesine esas olmak üzere belediyelere yatırmaktadırlar. Bu paralar ilerde teşkil edilecek halk bankaları için saklanacaktır. Halk ban kalarma belediyelerin de sermaye koy mak suretile iştirakleri takarrür et- misir. | BoRsa dip bankusncan alnan cetveldir) AKŞAM GİYATLARI ISTİKRAZLAR TAHVİLAT İstikrazı dahili 98 1933 Ergani 100 Ruhtım 1050 Kuponsur 2072800 An. mümessil 8130 u 250 An tahvili, o 4355 in. 23,65 $ Am, takili MI 4850 ği HAM Reji kuponeur 230 Telefon 1aZ5 Terkon - Çimente rl iatihat dey. S0 Şark dey. 095 Peiye ıs ğu Hayeiya © 1530 ğ Şark m. vera i ç kr kar LARI 1205.75 — 1903 elrat ere 7,7625 $ Berlin 10753 2,4397) Madrit 68225 İZ İŞ Budapeşte 45240 Brücset 439,25 $ Varsova 42167 Amuterdam — (119“0ğ Bükreş 275 Botya 65,80 $ Vyana 4210 NU idatış) CEMİYETLERDE Garsonlar da Tescil edilecek Şimdi çalışanlar imtihan edilecek ve ehliyetname alacaklar Şehrimiz lokantalarında çalışan garson ların tutarı hayli kabarık olmasma rağ - men bunlar muntazam bir teşkilâta bağ- lı değildirler. Her istiyen istediği zaman ii Bunların arasında garsonluğu kendilerine meslek edinmiş, bi nebi dil bilenler olduğu gibi yalnız cuma günleri para kazanmak için garsonluk €- denler de pek çoktur. Bunlar haftanın diğer günlerinde başka işler yapmakta - dırlar. Garsonluğu kendilerine meslek © dinenler bu zümreden, kazançlarını azalt. tıkları için şikâyetçidirler. | (Garsonlar Kurumu) İstanbul belediyesine baş vura- rak garsonların tezcilini ve tahdidini is- temişlerdir. Bu istek belediye tarafından da kabul edildiği için garsonlarnı tesci- Nine başlanmıştır. Tescil nisanın sonunda bitirilecektir. Bu iş bittikten sonra ,garsonlar üç sıni- fn ayrılacak ve sınıflarına göre imtihan edilerek ellerine birer ehliyetname veri- lecektir. Belediyeye yazılı olmıyan ve eh iiyetname almamış olanlar. garsonluk ede miyeceklerdir. Gazsünlini ikinci derdi de aldıkları ve alacakları ücretlerdir. Şimdi garsonlar yüzde ile çalışırlar ve müşteriden aldık. İarı yüzdelerin yarısını da patronlarına verirler. Yani garson bir yerde garton - Tuk edebilmek için (o kazancının yarısını patrona verir. Garsonlar Kurumu, gar - sonlara ehliyetname © verildikten sonra, patronların uluorta çalıştırmaları - nın önüne geçeceği şünerek bu yüzde nisbelinin de arlacağını umuyor. Garsonlar kurumu, üyelerine mesleki bilgiler vermek için Halikevinede de bir kurs açacaktır. e Kursta âdabı muaşeret muhtelif yerlerdeki servis şekilleri.. gibi dersler verilecektir. Kurum, ancak bu şekilde garsonluğun derli toplu bir şekil alacağını urmmakte- dır. Hapisaneye Girip çıkanlar İstanbul hapisanesinde ne kadar mahküm var? Istanbul umumi hapishane baş dok- toru Ibrahim Zati, hapishanenin 1934 yılına ait bir grafik yapmıştır. Bu gra fiğe göre 1929 yılında hapishaneye 1350, 1930 yılında 2006, 1931 yılında 3210, 1932 yılında 3342, 1933 yılıda 3181, 1934 yılında 2338 mahküm gir miştir, Bu grâfilte görüyoruz ki, 1929 yılında girenlerin sayısı 2006 iken son raki yıllarda bu sayı artmıştır. En çok 1932 yılında girenler vardır. 1934 yı- Imda giren 2338 kişiden 2052 si er- kek, 286 sı kadındır. Girenlerin yaş iti barile yirmi beşten eksik olanların sa- yısı 865 dir. Girenlerin suç itibarile bö Tümü: 118 katil, 62 yaralama, 627 hir sızlık, 18 fili şeni, izalei bekir, 3 ko- münist, 21 şakavet, 150 uyuşturucu madde, 129 kaçakçı, 1307 diğer âdi türlü suçlar. Geçen yıl çocuk koğu- şu mevcudu 39 dur. Çocuklardan oku ma, yazma bilmiyenlere mahsus kurs- lar açılmıştır. Urumü hapishanede ça kışanlar: 160 imalâthanede, 14 mat- banda, imalâtbanede çalışanlardan 130 w çorapçıdır. Burada 76 tane ço- rap makinesi çalışmaktadır. Bir yıl içinde hapishane hastahanesine 381 kişi girmiştir. Bunlardan 6 kişi ölmüş- tür. Giren hastalardan 48 inde frengi 81 inde Verem görülmüştür. 20 amo- liyat yapılmıştır. Bir yıl içinde hasta- lıkları sebebile 20 mahkümun cezalar rı tecil edilmiştir. 4 hasta mahküm da gayri kabili tedavi görüldüğünden af- ve mazhar a a Grafikte hı umumi hapishane sinin tarihçesi de kısaca yazılmıştır. üçüncü zamanında idi. Tanzimattan yapıldığı vakit, umumi hapishane haline konulmuştur. O zamana kadar Istanbulda hapish. ne olarak Topkapı sarayında kapı ara lığı, Sadrazam dairesinde Tomruk sar l ne hi irçok değişiklikler yapılmıştır. Sultanahmed kan tarafına müdürlük da- tahne, çocuk pavyonları ya eçen yıl da banyo teşkilâtı , Hapishane matbaasında 14 kişi çalışmaktadır. Hapishane, bah çesi ve diğer yerlerile tuttuğu yer 56 | bin arşın murnbbandır. Rum vatandaşların Gayreti Rum vatandaşlar, Tayyare Ce - m'yetine yardım — için bir dernek kurmuşlar ve bir hafta içinde ce - miyete 2600 lira yatırmışlardır Bu derneğin faaliyeti, Yahudi va MAARIFIL Orta mekteplere Muallim alınacak Yaz tatilinde ehli et imtihanı açılıyor Kültür Bakanlığı, yaz tatilinde, orta * Yugoslavya yüksek mekte bi talebesinden 25 kişilik bir kafile dün şehrimize gelmiş ve Türk talebesi ile ma- arif müdürlüğü tarafından karşılanmış - pedagoji tır. Talebelerden kız olanlar Çapa kız mu allim mektebine, erkekler de Erkek mu- alim mektebine misafir edilmişlerdir. Ta lebe paskalya tatilini şehrimizde geçire- cektir, *Köy mekteplerini teftiş — Maarif mü dür muavinlerinden Adil, köy mekteple- rini teftiş etmek üzere Çatalcaya gitmiş- tir. *Derse geç giren muallimler — Ders- lerine geç gelen muallimlere ihtar yapıl ması alâkadarlara bildirilmiştir. * Ankara tarih, coğrafya fakültesi — Hazirandan itibaren faaliyete geçecek o- lan Ankara tarik coğrafya fakültesine a- it kanun projesi encümende tetkik edil- miştir. Proje bugünlerde kanun şeklini alacaktır. Yeni fakültenin kadrosu tamamı lanmıştar. * Kahvehanelerde mektepliler — Bazı mekteplilerin © kahvehanelere | giderek muhtelif oyunlar oynadıkları görülmüş - tür, Bunların içinde kumar oynyanların da bulunduğu anlaşıldığından talebenin dilecektir. Muallimler dışarıda da tatebe- Bin vaziyeti ile alâkadar olacaklardır. * Doktorlar Avrupa tahsilinden dö- nünce — Avrupada doktorluk tahsiline giden bazı gençlerin, memlekete avdet - ten sonra, bir hastahanede musyyen bir müddet için staj görmeleri muvafık gö - rülmüştür. Çünkü bir çok Avrupa tıp fa- kültelerinin tedrisat prozramları, İstan- bul Üniversitesi programma uymamakta- dır, Hırap olan müesseseler hangileri ? Gazetelerden biri Evkafa ait me baninin harap olduğundan bahse - diyordu. Bu hususta yaptığımız tah kikat neticesinde bunun yanlış ol - duğunu öğrendik. Harap olan me- ban'nin Evkaf idaresine ait olma- yıp (Evkaf dairesinden alınarak başka dairelere verilmiş olduğu ve bakımsızlık yüzünden harap bir ha le geldiği anlaşılmıştır. Evkaf hay- İratı, muntazaman imar edilmekte. İ dir. Meselâ çe İ reteler bapi , sebiller, med - relere aittir. Canlı figüran ar üzerne mantoar Dün Tokatlıyan'da | İstanbulun İ tanınmış terzileri ile Lyon mağa - İzesı danslı moda çayı vermişlerdir. | Bu danslı çayda İstanbulun tanın- mış aileler! ile meda & meraklıları bulunmuşlardır. Çayda canlı figüranlar elbisele- ri ve şapkaları teşhir etmişlerdir. Bu arada Lyon mağazasının terzisi tarafından kesilmemiş kumaştan 3 dakikada iğne ile canlı figüran ü- zer'ne elbiseler ve mantolar yapıl mıştır. B. Mahmud Dün Üniversitenin konferans salonun- da Tip talebe cemiyeti tarafından tertip edilen bir toplantı olmuştur. Bu toplantı- da İzmir saylavı Bay Mahmut Esat tara- fından verilen (Türk inkılâbının milliyet gilik bakımma) ait konferans” bir buçuk saat kadar sürmüştür. Daha erkenden salon çok kalabalık bir talebe tarafından kaplanmıştı. Konferan- sa saat 17,30 da kürsüye gelen Bay Mah- mut Esat konferansına şöyle başlamış ve alkışlanmıştır: “— Bayanlar, baylar; Şimdi yüksek tp okurları karşısında söz söylemekle ve bulunmakla çok bü - yük bir şeref duyuyorum. Türkün inkılâ- bında, yükselişinde büyük roller Türkün istiklâli, Türkün hürriyeti, Tür- kün yükselmesi için ölen bir çok gençle- rin saygılanması için bir dakika ayakta sessiz kalmanızı di . Bundan sonra Türk inkılâbmda, Türk tarihinde ve Yunan harbinde gösterilen büyüklükleri birer birer saydıktan sonra eski tarih yapraklarından bahsederek Na kahvehanelere gitmeleri şiddetli mene- | EKONOM! Türk - Alman Ticaretan aşması Yeni ticaret an'aşması bir çok ko ayıklar gösteriyor Türk - Alman yeni ticaret anlaşması bugün Berlinde imza edilecektir. Anlaş- manın esasları hakkında Berlin muhabi- rm İra e dünkü nüshamızda neşi imiz haberler şehrimiz piyasa » sında çok iyi karşılanmış, memnuniyet u- yandırmıştır. Alman ithalâtcılarınn mem leketimiz. emtin için Al - man hükümetinden döviz müsaadesi is - tihsal etmeleri usulünün kaldırılması kar şılıklı bir gok kolaylıklar temin edecek - tir. Bilhassa fiyat bakımından dünya pi. yasasına uymak ve Alman na Türk mallarını bu esasa göre göndermek tekli çok it sayılmaktadır. , Yeni ani 1 mayıstan itibaren tat- bik edileceği için bugünkü mukavele © içi taribe kadar devam edecektir. İs-anya ile yeni an'aşma Ispanya ile aramızdaki ticaret uzlaş- masının feshedilmiş olması dolayısile ye ni yapılacak uzlaşmada göz önünde tı tulacak noktalar tamamile tesbit .- miştir, Yeni uzlaşmayı yapacak olan Ekonomi bakanlığı müşavirlerinden Bay Necmet- İ tin Mete ihracat tacirlerile olan temasla- rms bitirmiş ve bütün dileklerini tesbit etmiştir. Bay Necmettin Meto dünkü ekspresle Parise doğru yola çıkmıştır. Oradan İs- panyaya geçecektir. Mş'üât nereden geliyor? Türkiye ile Yunanistan arasında tica- ret yapan tacirler son zamanlarda bazı güçlükler ile karşılaştıklarım söyliyerek Türk - Yunan müşterek ofisine baş vur- muşlardır. Türk - Yunan müşterek afı ettiği zaman memleketi fectif para nakliyatı gi geçmek için tir partit usuli istemiş ve buna karar verilmişti, teşekkül İşte Türk ihracat tacirlerinin şikâyeti bu tri parlit usulünün benüz tatibkine geçile - memesinden dolayı Yunanistana olan a- lacalarını alamamış olmalarından doğ - riya, Yakında müşterek ofis bir toplantı ya- parak bu işi halletmeğe çalışacaktır. Hardallarımızı işlemek için Memleketimizden dışarıya çok miktar» da işlenmemiş o hardal yollanmaktadır. Memleketimizde bal yetizen bu hardalları işlemek için bir teşebbüs yapılmış ve ti- <aret odasına nümüneler verilmiştir. Ticaret odası bunların cins ve evsafı tetkik etmeğe başlamıştır. Eğer hardal - lar #suya uygun ç karsa Kizim gelen hi- mayenin yapılması için Ekosomi bakan- da terebbüslerde bulunulacaktır. Kücük Haberler: koluna yapılan aşı retice- k. Bu hâd: sinde öldüğünü yazı yurdunda geçmemiştir. Mahkemeye inti- kal eden mesele, benüz muhakeme saf. hasımdadır. * Bay Ayetullah geldi — nisanın 5'inde toplanmış olan birliğinin kominikasyonu | ve murahhaslar memleketlerine lerdir. Belaradda Balkan bitirmiş Se? Bu arada kominikasyonda memleketi. mizi temsil etmekte olan deniz nakliyatı umum müdürü Bay Ayetul'ah da Bel - & reşe gitmi; ö: ile dün İstanbula gelmiytr 0 in my ir. Tın #alebe cem'vet'nin toplantısı Esad'ın kon- feransı çok alkışlandı ———e-os— — Türk barışı sever, fakat kendi toprakları için eline yaışan silâhını da kullanmasını bilir l tı. Türkün barış sever olduğunu ve kendi toprakları için dine la fakat silâhımı çok iyi kullanacağını da söyledi ve buna yine tarihi şahit göstererek; e em ben değil... Tarih söylüyer,, de. Umumü cereyanlardan bahsetti. Bey yi yeni siyasi mezheplere do- “Bunlara uyanların ya safdil, aldaklarını ve bir gün bunlardan hep soracağımızı söyledi, sürekli alkışlar ara, tamamla, sında sözlerini dr, Bay Mahmut Esat sözlerini bitirirken çe büyük inkılâb müessiri olarak dili al. i İda biri söylevler sö MAHKEMELERDE Falcılık, Büyücülük Cürmü meşhut halinde yakalanan br kadının hikâyesi Falcılık ve büyücülük yapmaktan suç- lu 60 yaşmda Zaruhi ile cürmü meşbut temini için gelen polislere hakaret etmek ten suçlu, oğlu ressam Seponun muha - kemelerine, üçüncü ceza mahkemesinde dün başlanmıştır. İddiaya göre, vaka şöyle geçmiştir: İkinci şube komiserlerisden Mütenelfi- *e, falcılık ve büyücülük gibi işlerle vö- raştığı baber alınan Zaruhinin Beyoğlun- daki evine gitmiş ve ayrı bulunan koca- sınin kendi yanma gelip gelmiyeceği hak meşhut halinde yakalanmıştır. Odasında iki fizyonomi (ilmi sima ve kıyafet) kita- bı, fal bakmak için bir fincan ve bir ta- bak, karabiber, günlük ve saire bulun - muştur. İçerisinde falcılık ve büyücülüğe ait eşya olan bir tepet te kaçırılmak iste- nirken, sokak kapısı önünde yakalanmış- tır. Zaruhi, yapılan sorguya şöyle cevap vermiştir: — Ben ,o gün, hastaydım, yatıyordum. Ermeniden dönme, Behice isminde bir kanla, başka, tanmmadığım bir kadın gel ir. Oturuyorlardı. Benim biraz evvel içti. ğira kahvenin boş fincanı da orada duru. yordu. Behice, fincanı tersine çevirdi. Bi- Tâz sonra, komiser Nasuhi, arkasından da Müteneffise içeri girdiler. Kahve fincanı nı aldılar. Ben baygınlık geçiriyordum. Oğlumu çağırtım. Biraz sonra, Behice bir sepet getirmiş. Bunu içeriye, benim odama sokmak istemişler.. Fakat muvaf- fak olamamışlar, sokak kapısı önünde kal mış, Ne ben, ne de oğlum, polislere ha- karet etmedik. Sepon da, emi memurlarına kati yen hakaret el söylemiştir. Hukuku umumiye şahitlerinin çağın. ması için duruşma, 19 O mayıs öğleden sonraya bırakılmıştır. Türs-Yunan mah«emesi Garbi Trakyaya gidiyor Muhtelit Türk - Yunan mahkemesi yarın akşam Garbi Trakyaya gidecektir. Mahkeme burada Sofuli kasabasında ba- il dinliyecek ve günü akşamı şehrimize dönecektir. Bir.b r.erine giren sarkoşlar Geçen perşembe, gece yarısından son- ra saat üç sularında Çenberlitaşta Kas min adasında rakı içerlerken biribirine giren, Küçük Mustafa, Büyük Mustafa, Rıza, Kasım ve Sırrı Celâl, biribirlerini kunduracı bıçakları ve kunduracılığa ait başka öletlerle yaralamışlar, yaraları ağır olanları hastahaneye yatırılmışlardı. Kay- ga, aralarında bulunup beraber rakı içen Leman ismindeki kadın yüzünden çik - İmes Dün, Sultanahmet birinci se. ceza mahkemesinde a eçkilen ci kizdan Kücük Müzi, Bm ve lem hakkımda tevkif kararı verilmiş, yalnız Leman serbest bırakılmıştır. Büyük Mustafa ve Sırrı Celâlin yara- ları ağır olduğu için yat - maktadırlar. Onun için, dün, duruşmada bulunamamışlar, haklarında bir karar ve- rilmemiştir. * Hepsi Mehmedin aleyhinde — Sir- keci civarmda lokantacılık eden Abdul lahın yanında bulaşıkçı o Mehmet, dün, Sultanahmet birinci sulh ceza mahkeme- sinde, bir ay on gün hapise mahküm ol- muştur, Mehmedin suçu, katma çıkıp iki kiloya ur. Dün polis Mahir, lokantacı Yusuf ve garson Kâzum şahit olarak dinlenilmişler hepsi, Mehmedin aleyhinde şahitlik et- mişlerdir. araş lee e ie Tıp kitapları sergisi Etibba Odasının açmağa karar verdiği birinci tıbbi ve sıhhi kitap- lar sergisi 19 nisan cuma günü sa- at 15 te merasimle açılacaktır. Sergide tarihi eserler; Arap ve Lâtin harflerile ve yabancı dillerle yazılmış bütün eserler; (o tıbbi ve sıhhi mecmualar, Türk hekimleri tarafından © yazılmış ilmi eserler, Türk hekimleri tarafından icat e - dilmiş âletler, (sıhhi müessesatm resim ve plânları, mulâjlar ve dok- torların memleket hizmetine taal- lük eden bütün eserleri teşhir edile cektir, Sergi uluslar arası kadınlar bir - liği kongresi müddetince açık bu - lunacak ve hekimliği alâkadar e - den çocuk ve kadın kısımları da i- lâve edilecektir. Sergi doktorlar ve eme tarafından gezilecek - ir, Sergiyi Etibba Odası Idare he - yetinden bakteriyolog (Dr. Ihsan Sami Garan bir söylevle açacak ve Dr. Süheyl ile Tıp talebesi namma gece, dükkân üst yakın et aşırmak- Genç kızlar ve sinema Geçenlerde gazeteler, sinemalar: da halka mahsus terbiyevi i gösterileceğini haber veriyordu.Bü çok iyi bir tedbirdi. Bazı kimseler, hiç olmazsa başka vasıtalarla öğ * renemedikleri şeyler üzerinde bir fikir edinmiş olacaklardı. Aradan bir hafta, on gün geç * meden bir sinemanın kapısında ye- ni bir filmin reklâmı yapılırken: “Genç kızların girmesi memnir dur,, diye bir levha asıldığını gör dük. i Sinema idaresi, eğer bunu katen samimi bir maksatla sa, doğrusu bravo! # Fakat Semi bir me yap - mışsa — ki buna pek şüphe edil memelidir — o zaman söylüyecek sözümüz yoktur. Zaten ba ikinci şıkkın daha vârit olduğunu gösterecek bir çok sebep- ler de vardır: y “Genç kızların girmesi memnu - dur,, denildikten sonra acaba ka > pıya bir kontrol vazedilmiş midir? Bir polis memurunun muavenetine kâğıdı sorulmuş mudur? : Sonra genç kızlığın hududu ne dir; bu tayin edilmiş midir? 3 Evet, hakikaten o genç kızların görmesi arzu edilmiyen bazı film | ler vardır. Bu takdirde söylediği * miz noktalara riayet edilmesi icap eder. Madem ki bunlar yapılmıyor, o halde ticari bir maksatla hareke! edilmiş demektir. a Üstelik bu filmde genç kızların | görmesini yasak ettirecek bir açık: lık ta yoktur. O halde? / O halde, maksat öşikârdır: Böy” le bir ilân koyarak herkesin mer& kını tahrik etmek ve filme bilhassa genç kızları fazla alâkalandırmak.. Şüphesiz — bu ilânı görünce, bir çok genç kızlar, genç kızlık dunun ötesindeki eye mi Çi reyan ettiğini mer lecekler akın m koşacaklardır. Ve bu suretle istenilen şey de hâ* sıl olacaktır. Bize kalırsa, gençlik çağının he- yecanlarından ve tecessüslerinden İbu şekilde istifadeye hiç te doğru | olmayan ve yakışık almayan bir harekettir. Sonra anlamadığımız bir nokta var: Eğer böyle bir eserin gen hızlar tarafından görülmesi müna- sip değilse, genç erkekler tarafın - dan görülmesi neden serbesi bıra-. kılıyor? Ve meselâ on sekiz yaşın. da bir kızın seyredemediği bir film on üç, on dört yaşlarında erkek ç9- cuklara nasıl müsaade olunuyor?. Bundan da anlaşılıyor ki “yü - sak,, sırf ticari o mahiyettedir. O halde bu gibi | teşebbüslere karşı derhal ciddi tedbirler alınmalıdır. Bir kere daha yazdık: Avrupada da bu gibi filmler ev- velâ bir heyet tarafından kontrol edilir. Ve ondan sonra — eğer lü- zum hâsıl olursa — ilânlara “çocuk lar kabul edilmez,, diye bir kayıt konur. Ba kayıt ticari değil, ahlâ - kidir. Artık o sinemalara çocuk ka- bul edilmez. Eğer film fevkalâde sd de hüviyet cüzdanları bizdeki gibi defter şeklinde değil, daha küçük. kıtadadır. Herkesin bunu üzerinde taşıması mecburiyeti vardır. İcap remeyenler ayrıca müşkülâta ma “ kalırlar. ruz Ri Sinemalarda da ekseriya polis bu şekilde sinema memurlarına yardım eder. Ve memnuiyete rağ- men içeri on sekiz yaşından aşağı olan kimseleri (alan sinema me - murları şiddetle tecziye olunur. Her filmin ilânına daima “ço - cuklar kabul edilmez” “çocuklar kabul edilir,, diye kayıtlar kondu- gu için artık bu sinemada bir alış - kanlık hükmüne girmiştir. Kimse yadırgamaz. Ve bunu bile bile fil me gider. Bu usül eğer Türkiyede de tat - bik edilirse, her halde çok faydalı olur, bu suretle hem genç dimağl, rın her hangi bir tesir altında kal- ke a an p kendiliğinden yok olur.