İçtimai INSANA Benim eski bir arkadaşım var: Frenklerin Excentrigue dedikleri bir tip. Galiba beyninin bir yerin- de bir çatlaklık var. Hep göklerde gezer, yüksek şeylerle uğraşır ve dünyaya da kurduğu hülyaların adesesinden bakar, Biraz Don Ki- şot. Fakat Don Kişot az sevimli mi- dir? O ne çekici bir sima! Şöval - yelik çoktan yıkılmış, bitmiş, kalk- mıştır. Fakat o hâlâ da bu realite ile anlaşmak istemiyor, O her şeye rağmen şövalye kalmak için ayak d'remiştir! Yem bulmayan lâgar atâ, çıplak ve aç uşağa razı olmuş, yeldeği ini şato sanıyor ve ü- z€Fiihe eski şövalyeler gibi hücum etmekten zevk alıyor! Başkaları o- nunla eğleniyorlarmış, ona gülü - yorlarmış: onun umurunda bile de- ğildir!! © O istediğini yapıyor ya! Dışı ile içi birdir ya! Bu kadarı da yaşayışta yetmez mi? İşte biraz bu sempatik Don Ki- şot'u andıran eski (o arkadaşım ara sıra beni ziyaret eder ve kurduğu şatolardan bahseder! Doğrusu ki ben onu dinlerken gülüyorsam da zevk duyuyorum, hoşlanıyorum! Dün gene gelmişti; kapıdan içe- ri girer girmez: — “İşte buldum! Fakat kabul ettirebilirsin mi?,, diye bağırdı. — Ne buldun? Neyi kime kabul ettireceğim? — Panase - yani her derdin ilâ- canı! — O öyle bir macundur ki ka- bul edildiği dakikadan bütün dert- ler kendi kendine kalkar! — Canım açık (söylesene! Bu macun nedir? — İnsana hürmet! Nefsi beşere saygı!! Ben kahkaha ile güldüm; arka - daşım hiddetlendi: — Neye gülüyorsun? Sana Ha - cıyvat'tan mı bahsettim? — Hayır! Ama macun dedin de ondan! — Canım manevi macun olmaz mı? Hep her şeyi lokma gibi yut - mak mı istersin! — Pekâlâ şimdi anladım! Söyle bukalım sen “İnsana,, hürmet. ten ne anlıyorsun? — A canım! Sen istemez misin ki sana başkası hürmet etsin? — İsterim! — Ben de isterim, Agâh ta ister, Turgut ta, Durmuş ta, ve herkes te ister! Şimdi ben diyorum: Herke - sin ve kamunun istediği bu şeyi herkese ve kamuya kabul ettir, Ya- şayıştan bütün pislikler kalkar! — Sen kendin diyorsun ki her - kes ve kamu onu ister! O halde her keğ'Ye kamu - tarafından kabul e- dilmiştir demektir! — Hayır! böyle değildir! Her - kes ister ama! Herkes te işte o say- gıyı kendine, kendi nefsine hasret- mek ister! Bu kabul değil inkârdır. Ben hakiki kabulden bahsediyo - rum, —Seno hakiki kabulü nasıl düşünüyorsun? Nasıl ifade eder - sin? — Üç maddeli bir düsturla: (1) Herkes başkasından kendi şahsıma hürmet edilmesini talep et- mek hakkını haizdir. *2) Herkes başkasınm şahsına hürmet etmek vazifesi ile mükel - leftir! (3) Herkes herkesin şahsına hürmet edilmesine bakmakla mü - kelleftir. Şu üç maddenin (İşte tatbikini temin et. Topluluk © yaşayışından bütün acılar ve pislikler kalksın! ihtiyar arkadaşım bu sözleri de- ahisler Ağnoğlu Abmer HÜRMET kesin şahsına karşı herkesin hür - met etmesini temin eylemesi — en zor bir meseledir! — Fakat bazı yerlerde buna az çok yaklaşılmıştır. Meselâ İngilte- rede, prenslerden birisi, bir sergi - den çıkarken, kalabalık arasından kendisine yol açmak için bir İngili- zin göğsünden itmişti, İngiliz mah- kemeye müracaat etti, Prens üç gün hapse mahküm edildi. e Gene ayni İngilterede bir kanun, her İn- giliz vatandaşını, başka bir İngili- zin haksız olarak polis dairesinde yattığını duyduğu halde, hemen ilk mahkemeye müracaat ederek haber vermek vazifesi ile mükel - lef kılmıştır. Hâkim ise bu haberi alır almaz, derhal müdahale ede - rek işi muhakeme ve polisin kanı suz hareket ettiği (o taayyün ettiği takdirde İngilizi serbest bırakmak, ve onun yerine polisi mahküm et- mekle mükelleftir. Hâkim bu vazi- fesini ihmal ederse, kendisi mah- kemeye verilir!! İşte bu gibi kai - delerin bereketi iledir ki İngiltere- de karşılıklı saygı bir âdet olmuş - tur. Zengin fakir, kudretli kudret- siz, herkes karşısındakini kendisi- nin müsavisi sanır! — Bütün medeni milletler de o yolda yürümektedirler. İngilizlerin talihleri, bu yola herkesten (evvel çıkmış olmalarıdır. Bizde de Cüm- huriyetin kurduğu esaslar, o yolu iltizam etmiştir: Ana kanunları - mızdan birisi diyor ki: “Her Türk hür doğar, hür yaşar!,, Sonra baş- rin bir kanaat ve keskin bir inanla söylüyordu! Onun bu haline hür - met etmemek kabil değildi. Fakat öteki yandan da — insanların tab'- mmdâ koyulaşmış zorbalık, tahak - küm, tasallut ve saire gibi insiyak- ları da hatırlayarak — acıyordum. irkadaşım benim sükütumdan müteessir oldu: — Kabul etmiyorsun demek ki? — Hayır! Hayır! Kabul ediyo - rum, Fakat tatbikini temin etmek güçtür. Zaten beşeriyet tarihinin bütün seyri, bu ülküyü tahakkuk ettirmeğe doğru yürümüştür ve as- ri cemaatlerin medeniyet derecesi bu ülküye yaklaşması ile ölçülür! Meri sürdüğün maddelerden en gü. cü üçüncüsüdür: — Kamunun her- kese karşı alâka göstermesi ve her- MER EYE “Arabistanda Osmanlı impara- torluğu nasıl yıkıldı?,, isimli tarihi tefrikamız bugün beşinci sayla- smızdadır. a An Lİ 3 kası da diyor ki: “Hürriyet — baş- kasımın hürriyetni ( ihlâl etmemek — serbest hareket etmek - , Daha başkaları da “hukukta, mun indinde, mahkeme in. dinde, vergi indinde Türk - lerin müsavatlarını ilân etmiş- tir, Bütün bunlar, o senin arzu etti- gin karşılıklı saygı ülküsüne götü- ren vasıtalardır! Fakat ne çare ki kanun vazedilir edilmez, hemen bü- tün faziletlerini tahakkuk ettire - miyor. Arkamızda binlerce sene sü- ren istibdat ve tahakküm devri vardır ki ruhlarımız üzerinde derin izler bırakıp gitmiştir. Bu izlerin kalkması, zamana ve o çalışmağa bağlıdır! Meselâ alınız istibdadın herkesi kendi kını içine sokan ve herkesi herkese karşı kayıtsız ve yabancı kılan tesirini!! Bu iz kalk- madan, nasıl herkesin herkesle alâ- kadar olmasını talep edebilirsin? Arkadaşım hoşlanmadı. Zaten realiteyi görmekten tevahhuş eder- di. Ağzını burnunu buruşturdu ve sitemli bir dille: “.— Canım sen bana daima izah edersin. Hiç çare göstermezsin. Bu izleri bir ân evvel kaldırmak im kânı yok mudur? dedi. — Vardır! Fakat o da ne senin, ne benim ve ne de tek hiç bir fer - din elinde değildir. Bu imkânı ha- zırlamak gene iyet inkılâ - bının kendisine ait bir vazifedir. Ağaoğlu Ahmet © Romanyada Eski Maliye Bakanı hakkında tahkik:t BÜKREŞ, 14 A.A. — Eski maliye ba. kanı Bay Popovicinin Skoda işi dolayısi. | le yüksek temyiz mahkemesine sevki hak | kında mebusan meclisi tarafından verilen eyler, iki sülüse baliğ olmadığından be- raat kazanmiştr. Maamafih mumaileyh, elde etmiş olduğunu biday: huzurunda İsbat etmek mecburiyetinde - dir. m — Cenubi Amerikada harp ASAMPSIYON, 14 (A.A.) — Resmi bir tebliğde deniyor ki: “Bir piyade alayını imha ve Para- pitide 600 Bolivyalı itlâf ettik, bir | çok esir aldık, mühim mikdarda da | cephane ve levazım iğtinam ettik.,, Kötürüm bir tayyareci KAHİRE, 14 (A.A.) — Roman- yalı maraf tayyareci binbaşı Bun- çulesko ölmüştür. Bir tayyare ka - 2ası yüzünden iki bacağı kesik bir harb malülü olan binbaşı Bançu - losko; bu haline rağınen, o'an tap- yare sevk ve idaresine hararetle devam ediyordu. Kendisi arsıulusal havacılık federasyonu reisi Prens Bibeskonun hem dostu, hem de hu susi pilotu idi. Romanyada büyük yangın BUKREŞ, 14 (A.A.) — Peşkani ka SELANIK, 14 (Hususi) — Di- vanıharp, Serez topçu alayma men sup zabitlerden (ikisini müebbet hapse, on tanesini de beşten yirmi seneye okadar muvakkat hapse mahküm etmiştir. Bu zabitlerin formaları sökülecektir. Diğer taraftan, bir çok zabitler de 6 aydan dört seneye kadar âdi hapis cezasına mahküm edilmiş - lerdir, Altı zabit te beraet etmiştir. Sakız adasındaki isyan ATINA, 14 (Hususi) — Sakız adasında isyan eden zabitlerle si- vil ahaliden isyana iştirâk edenle. rin muhakemesi dün miralay Papa. nikoleru'nun riyasetinde toplanan fevkalâde divanıharpte başlamış - tr. Suçlular 11 zabit ve 33 sivilden ibarettir. Şahit olarak dinlenen Sa kız valisi ve jandarma kumandanı suçlu miralay Antonopulos'un ada- nm âsiler tarafından işgalini zat idare ettiğini söylemiş ve diğer zabit ve sivillerin hareketlerini an- latmışlardır. Muhakeme devam e « diyor . Cümhuriyeti koruma “dernekleri ATINA, 14 (Hususi) — Tayya- re umum kumandanı General Rep- pas'ın riyasetinde ( teşekkül eden yeni bir divanıharpte dün (Cüm - huriyeti koruma dernekleri) umum reisi Papulas ile idare heyeti âza - ları ve şube reislerinin muhakeme- leri başlamıştır. Ilk şahit (olarak dinlenen umum emniyet müdürü, Pa STRESA, 14 A.A. — Üçler konferâcsı. bugün saat 12,30 da hitamından sonj C müşterek kararı) başliği 2)” tında aşağıdaki reseni tebliğ meşrolunmuş- tar de cereyan eden noktai nazarlarm neti- celerini, Alman hükümetinin 16 mart ta- rihinde vermiş olduğu kararı ve nihayet kümet merkezlerindeki &on ziyaretleri es nasında elde etmiş oldukları gözönünde bulundurarak Avrupanın w - dir. Roma ve Londra anlaşınalarında tayin edilen siysset üzerine bu vaziyetin te - sirlerini nazarı itibara alan üç deviet ba- kanları görüşülen muhtelif meseleler üze- rinde tamamile mutabık bulunmuşlardır. 1 — Fransanın uluslar kurumu kon - seyine gönderdiği muhlıranın müzaköre- si sırasında talip edilmek üzere müşte - rek bir hattı hareket hususunda mutabık Z — Şarki Avrupada emniyete müte - dair temenni olunan inkişaf | hasusunda m in devem etmesi icab edeceği mütaleasında üç devlet murahbasları el- de ettikleri haberle teyit edilmişlerdir. 3 — Üç hükümet mümessilleri Avus- turyanın vaziyetini tekrar tetkik etmiş « Bu mümessiller 17 şubat ve 27 eylül 1934 tarihli Fransız - İtalyan - İngiliz beyanatlarını teyit etmişlerdir. Bu beyan namelerle üç hükümet ilerdeki siyasetle. in müşterek ve Avusturya istiklâli- nin Avusturya tamamiyetinin muhafaza- si zararetlerinden mülhem olacağını bil- Üç hükümet mümessilleri | Avusturya- nin tamamiyet ve istiklâli tehlikeye gir- diği takdirde alınacak tedbirler hakkında | aralarında istişarede bulunmak (kararını teyit eden yedi kânunusani 1935 Fran - sız—İtaiyan protokolünü ve 3 şubat 1935 tarihi Fransız — İngiliz beyanatını yöz önünde bulundurarak Roma protokolün de adları zikrolunan bütün hükümet mü mesillerinin sen kısa bir müddet içinde ve merkezi Avrupa hudu- dunda mukaveleler akdi teklifinde bulun mayı kararlaştırmışlardır. — Garp Avrupası hava misakına £6- Daeş e 3 şubat Lon dra tebliğinde derpiş olunan prensipleri teyit etmişler ve Londra tebliğinde zikre- dilen beş devlet misakını akdetmek üzere meselenin faaliyetle tetkikine devam et- mek kararını vermişlerdir. 5 — Üç devlet bakanları silâhsızlan - ma meselesi üzerindeki görü; ii mı ahkâmınmn yerine kaim olmak üzere Almanya ile serbestçe müzakere edilecek sabasının bütün bir mahallesi, şiddet bir yangın yüzünden harap olmuştur. 60 kadar ev ve dükkân yanmıştır. A « hali dehşet içindedir. o Yangın henüz hasürılamamışlır. İ bir anlaşmayı derpiş ediyordu. Ayni za - manda Alman hükümetinin hareketlerini ve Sir Con Saymenin bu hususta Alman başvekili ile yapmış olduğu müzakereler hakkındaki izahatını çok dikkatli bir m'i- #akereye tâbi tutmuşlardır. Yunan divanı harvierinde e Serez isyanına iştirak edenler hapse mahküm pulas'ın bu derneklerin ruhu mesa- besinde olduğunu söylemiş ve di - | ğer sivil ve zabitlerin oynadıkları rolleri anlatmıştır. Divan şahitlerin dinlenmesine devam etmektedir. Parti liderleri ATINA, 14 (Hususi) — Parti li- derlerinin isyan hareketinin mane- vi müşevvikleri olarak divanıharbe sevkedilmeleri © emri birinci kumandanlığı tarafından tir. Divana gönderilenler şunlar - dır: Kafandaris, Papaanastasiyu, Sofulis, Gonatas, Milonas ve eski meb'uslardan Hacıbeyis, Saviolis, Detiolakis, Marselos ve eski nazır. lardan Karapanayotis'tir. Venize - los, oğlu Kiryakos, Plâstiras, Josif, Kınduras ve Yanopulos da bunlar. la birlikte gıyaben muhakeme edi- leceklerdir. Elefteron Vima gazetesi sahibi Lampcakis ile İmerisus Kiriks ga- zetesi sahibi Moskovidis de bu di - vana gönderilmişlerdir . Örli idare ATINA, 14 (Hususi) — Harbi- ye Bakanı General Kondilis, müs- teşarı, birinci ordu kumandanı ve | İngiliz bakanlarmın muhtelif Avrupa bü | malümatı | mumi vaziyetini Stresada tetkik etmişler İ dıkları kararı Başbakana lerdir. Bakanlar Heyetinin ilk top- lantısında bu mesele kararlaştırıla- caktır. Streza konferansının müşterek kararı Üç'er konfeiansı 12,30 da biti. Bir teb iğ ve beyanname neşredildi Üç hükümet mümessilleri -silâhsızlan- ma meselesi hakkında açıkça müzakere edilmiş bir mukavele elde edilmek için tedbirler almdığı bir sırada Alman kümetinin muracaat eltiği bir taraflı fe - Italya, Fransa ve Büyük Britanya bük | sih keyfiyetinin emniyete ve sulh mizamı kümetleri mümesilleri, son haftalar için. | Ba olan umumi itimsdı kökünden balta - lamış olduğunu teessürle müşahede et mişlerdir. Tatbik edilmekte & olan geniş isbetli Alman silâhlanma programının ahsızlanmayı ishdaf eden gayretlerin simdiye kadar müesses bulunduğu adet tahminatınm kıymetinin de azaltmış ol - duğu ve bu baptaki ümitleri sarsmış ol- duğu görülmektedir. ih, üç devlet mümessilleri em. yit ederler ve kendi hesaplarma silâhla- rm tahdidi vasıtasile uluslar arası anlaş- mayı kolaylaştırabilecek bütün ameli me- siye iştirak için samimi gayretlerde bu- lunmıya devam edeceklerini beyan ey - lerler. 6 — Üç devlet mümessilleri silâh vazi- yetleri Sen Jermen, Triyanon ve Nöyyi sulh muhadelerile tesbit edilmiş olan dev kler tarafından vaziyetin tadili husı daki arzuyu da mütalea etmişlerdir. keyfiyeti diplomatik vasıta ile diğer alâ. kadar davetlere bildirmeyi kararlaştır - mışlardır. Üç hükümet mümessilleri bu meseleyi umumi ve mıntakavi emniyet garantileri imei içinde karşılıklı anlaşmalar bal- üzere tetkikini (o diğer alâkadar devletlere tavsiye etimek kararını ver « İngiliz - Italyan beyanatı STRESA, 14 A.A. — Resmi tebliğden sonra aşağıdaki İngiliz — Italyan beya- nat neşredilmiştir: Bu beyanat Lokarno muahedesi hak - kındadır: Lokarno anlaşmasına ancak te- minatcr devlet olarak iştirak etmiş bu - lunan İtalya ve Büyük Britanya devlet - lerinin mümessilleri bu anlaşmadan mü - tevellit bütün vecibelerini kati olarak to- yit ederler ve Lokarno anlaşmasının im- xa eden diğer devletlere karşı üzerlerine almış oldukları taahhütleri icabında ta - mamile yerine getireceklerini beyan e - Fransanın da iştirak ettiği ve müşte - rek bir tarzda Streza konforanamda yar pılan bu beyanat Alman ve Belçika hü » kümetlerine de tebliğ olunacaktır. Son tebliğ STREZA, 14 (A.A.) — Streza kon- feransı sonunda ilen nihai teb - liğ şu beyanat ile bitmektedi Siyasi gayeleri sulhün uluslar kuru- mu çerçevesi içinde müştereken mu hafazanı olan üç devlet Avrupa sul nü tehlikeye koyabilecek olan her £ Tü muahedelerin bir taraflı olarak fes- hine bütün ameli vasıtalarla karşı koy- mak hususunda tamamile mutabıktır- lar. Ve bu maksadın tahakkuku yolun da sıkı ve samimi teşriki mesai ile ha reket edeceklerdir. yn Dış işler bakanlığı müsteşarı ANKARA, 14 (Telefonla) — Dışişler Bakanlığı müsteşarı Bay Agâh Ahksele orta elçilik ünvanı verilmiş tir. Ayni Bakanlık umum müdürlerin den Bay Kemal Köprülü orta elçi payesi ile münhal bulunan hukuk mü şavirliğine tayin edilmiştir. Gümrük resmine tabi zati eşyadan istihlâk resmi alınmıyacak ANKARA, 14 (Telefonla) — Gümrük resmine tâbi olmayan zati eş- yadan mevcud kanun hükümleri mucibince istihlâk resmi almak lâzım gelib gelmediği hakkında hükümet bir tezkere ile Kamutaya müracaat ederek kanan hül lerinin tefsiri ni isteyecektir. Tefsir, çıkıncaya ka- dar zati eşyadan istihlâk resmi alın mıyacaktır. Buradaki umumi kanaat zati eşyadan istihlâk resmi alınmaması noktasında temerküz etmekle ve geçen sene Kamutayda bu kanuna tetkik eden encümen başkan ve üyeleri de bu mütaleaya iştirak eyl emektedirler. Boyabad'da petrol araştırmaları ANKARA, 14 (Telefonla)— Bundan sekiz, dokuz sene evvel teşek- kül eden bir anonim şirket tarafından Boyâbadda yaptırılmakta olan petrol araştırmaları son haftalarda ümidli bir safhaya dahil olmuştur. Şirketin hükümete müracaatı üzeri ne elde olunan petrol tezahürlerinin mahiyet ve kıymetini tetkik ve tayin etmek üzere mahalline bir fen heyeti gönderilmiştir. Bi içe üzerinde tetkikler bitiyor ANKARA, 14 (Telefonla) — K amutay Bütçe encümeni mülhak büt- çeler üzerinde tetkiklerini bitirmek üzeredir. Encümen Devlet Demiryol. İarı idaresi bütçesini de tetkik ettik ten sonra hâlen İktwsad encümenin- de müzakere edilmekte olan bazı varidat kanun lâyihaları üzerinde ça lışmalarına başlıyacaktır. Encümen ay sonuna kadar 1935 devlet bütçe- sini basılmak üzere matbaaya verm iş bulunacaktır. Doğu ademi tecavüz misakı VARŞOVA, 14 (A.A.) — Doğu ademi tecavüz misakı umumiyetle Lehistan efkârı umumiyesini hayre te düşürmüştür. Bu tebeddül Alman hükümet ve ordusunun Almanyanın tecerrüdünden endişeli oldukları- na hamledilmektedir. Muhalefet m ahatili, bu harekette bir manevra görmekle ve bunun Almanyayı çevirmek tehlikesini gösteren muhasara dairesini kırmaya ve daha ziyade silâhlanmak için vakit kazanmaya ma duf bulunduğunu zannetmektedirler. Rus artistleri Ankarada ANKARA, 14 (A,A.) — Türki- yede birkaç Festival verecek olan Sowyek Rusyanın. büyük örtstleri bu sabah Anadolu ekspresiyle bu- raya gelmişlerdir. Sanatkârlar durakta Kültür Ba kanlığı, Halkevi, Sovyet büyük el giliği arkfnr dar gzetecilör tdks'i fından karşılanmış ve kadın artist- lere buketler verilmiştir. Misafirler Ankara Palasa inmişlerdir. Sanat kârlar heyetinin başkanı Arkanof, öğleden evvel Kültür Bakanı Abi- bin Özmen'i ziyaret etmiştir. (Birinci Umumi müfettişlik ANKARA, 14 (Telefonla) — Münhal bulunan birinci umumi mü ikle valiliklere kimlerin ta- yin edilecekleri ay sonuna kadar kararlaşmış olacaktır; Ankarada elektrik ücreti ANKARA, 14 (Telefonla) — Şehrimizde gelecek aybaşından iti baren elektrik kilovat ücretinin 20 kuruşa indirilmesi kararlaşmıştır. Fransanın Uluslar kuru- muna verdiği muhtıra Almanyada asker.iğin yeniden tesisi meselesi CENİ MM (A.A.) — e. vaffakiyeti, k m EY AD a İm çaya çel ranın metni bugün neşredilmiştir. Muh | metini taahhütlerinden ibra edemez. tırada deniliyor ki davet ederek Almanyada umumi kerliği yeniden tesis eden ve or: 12 kolordu ve 36 fırka olmak üzere i bi a tâbi tutan kanunu Bu kanun, ayni tarih. | te meriyete geçmiştir. Alman askeri hava kuvvetlerinin & yeniden tensiki ce uluslar arası bir anlaşma esasını ara çelen asla fariğ olmamış bulunmalar « hakkında resmi tebliğ 9 martta neşre dilmişti. Binaenaleyh, sulh muahedesi- nin hükümleri başlıca maddelerinden ikisinde kati olarak ihlâl edilmiş - tir. Bu hal büyük ketumiyet içinde mut tariden olan uzun hazırlıklar ibarettir. yapılmış rın li kei nin de müşahede ettiği gibi Almanyanın lerle Almanya arasında mezkür mua. | bu dürüşt hareketini hiç bi tey mazur hedenin tatbikatma ait yapılmış olan | gösteremezdi. a 1 da ihlâl eder. Uzun zamandanberi muahedenin mad delerinin ihlâli esasen şüphe götürmü- yordu. Ancak bu iblâller mümkün mer- tebe gizleniyordu. Bugün keyfiyet teba - rüz etmiştir. Ve artık bekzip edilmiyor. Buna rağmon bu işten sarfınazar edil- medi. O senenin 3 şubatında Fransa ve İngiliz hükümetlerinin teşebbüsü ile bir olmak uluslar ku- | mı hattâ bizzat Alman hükümeti de ka- rumunun : bul etti. Fakat 16 mart tarihli kararları Alman hükümeti, kendi askeri vaziyet- | bunu büyük bir tehlikeye soktu. ni tanzim eden bükümleri batıl ilân et - Şimdi, Almanya, diğer (o hükümetlerin mekle uluslar kurumu ile olan teşriki me | kendi memleketlerinde aldıkları tedbirle- #aisinin istinat ettiği âmillerden — birini | çi bahane edecektir. / bilerek ifna etmiştir. Uluslar Kurumunun ortaya atacağı Bu harketle Alman hükümeti silâhlar | çok mühim bir mesele daha vardır rın tahdidi hususundaki uluslar arası mü | ki, Uluslar arası taahhudlerin bir ta- zakerelerin neticesini ciddi surette tehli- | raflı olarak reddi taammüm ettiği keye düşürmüştür. Devletler bu maddenin hükümlerine ri- avet hususundaki azimlerini bir çok de- Filerini göstermişlerdir. Fransa hüküme- tine gelince şunu | hatırlatmak ister ki, Fransadaki askerlik müddetini 1921 ilâ 1928 senelerinde üç seneden 12 aya in- dirmiştir. Binaenaleyh Avrupa kıtasmda- ki Fransız topraklarının müdafası için el- de bulunan kuvvetler derpiş olunacak va ziyete göre yürle 42 ilâ 60 derecesinde azaltılmıştır. Hiç süphe yok ki, Cenevre konferan - Fransız muhtrası österi- len huruslar hakkında bir karar veri" leceği temennisile nihayet bulmak- tadır.