MİLLİYET PAZAR 3 MART 1935 e Inkilâb kürsüsünde MILLIYET'in Tefrikası: 37 Nakleden: M.F. Kasanın içinde Kondon'un çaldığı mücevherler elmaslar ve milyonlar vardı Hülâsa (Fantoma - Hırsız #amile maruf o- lan Marten Dal hususi bir baloda ga- yet garip bir hırsızlık vakasınm içine karışmıştır. Çalınan şey ev sahibi Ma- dam Koverlihin yeşil olmasıdır. Bunu Brina isminde bir genç kız aşırmıştır. Maksadı şudur : Çünkü bu yeşil el mas Cimi Barenjer isminde bir adamın katledildiği gece bunun üstünde idi. Ve elmasın bir parçası da cinayetin ol- duğu yerde bulunmuştu. Brina bu mü- cevheri tekrar cide ederek kendisini kurtarmak istiyordu. Halbuki mücev. her tekrar ortadan esrarengiz bir şeki de kaybolmuştur. Bunu acaba ev sahibi Koverlih aşırmasın. Fakat neden bu a- dam böyle bir hırsızlığı yapacaktır? İşte Dal, şimdi genç kıza bir yar- dım olmak üzere Koverlihin arkasın: takip etmiş ve onun da bir gece Cimi Barenjerin katledildiği dairede ayni şe- kilde vurulduğunu görmüştür. Bir sürü maceralradan sonra yeşil mücevheri bulmuş bunu genç kıza tes- Um etmiştir. Şimdi katili bulmak için Barenjerin masasına geçmiş, ve orada müthiş bir O hâdise ile karşılaşmıştır. Fakat nihayet katilin Kondon olduğunu meydana çıkarmış ve onu & yakalamış- vr) — Ne? Evet. Şeyyy... Hırsız? Tabii tabii... Dün, gece bulunan bütün mücevherleri onun çaldığı zannediliyordu. Herkes Fantoma- Hırsızı itham ediyor, fakat parsa- yı Kondon topluyordu. Zanneder- sem zavallı hırsız, Sumers'e bir tebrik mektubu gönderir artık. — Belki Sumers de mukabele. ten Fantoma - Hırsızı tebrik eder. — Bir hırsızı tebrik mi? Doğru- su olur iş mi? Hiç buna inanıyor musunuz ? — Ne bileyim ben?.. Neyse... Bu sabah çok mes'udum. Bütün bun- ları okuyamıyacağım. Anlatın ba- kalım, bu kasa nasıl Barenjerin apartımanına nakledilmiş? — Bu, esrardır. Fakat Sumers işi aydınlattı. Zannedildiğine göre Kondon bundan bir sene evvel işe başlamış. Öteden bir broş beriden bir gerdanlık çalıyor, sonra Faa- toma - Hırsızın kartlarını bırakı- yormuş. Nasılsa eline Fantoma - Hırsızın bir kartını geçirmiş ve bu- nu teksir ettirmiş. İşte bu kart, o- nun yegâne maskesi imiş. Fantoma - Hırsızı arıyormuş. Za- ten Kondon zengin bir adammış. Hiç kimsenin bundan şüphe etmek akima bile gelmiyormuş. Halbuki vaziyet hiç te öyle değilmiş. Kon- don bir sokak süpürücüsü aylığı i prensler gibi yaşamanın usulü keşfetmiş. Söylediklerine bakılır- sa, Nomade ismindeki yatı, ona © ipmotize ettiği bir kadın vermiş. Çalmak kolaydır. Fakat çalınan- İarı paraya tahvil etmek zordur. Kondon da bunun hem zor, hem tehlikeli olduğunu farkettiğinde başka çarelere başvururmuş. An- ton Gittler isminde yaşlı bir adam bulmuş. Bu adam vaktile büyük bir kuyumcu yanında - muş. Sonra (o işinden sefalete düşmüş. o Bunun üzerine Kondon onu kendisine yardımda bulunmağa ikna etmiş. Bir müddet her şey yolunda git- miş, Kondon büyük bir servet sahi- bi olmuş. Fakat bundan iki ay ev- vel sıkıntı başlamış. Çünkü polis onun izleri üzerinde yürüyormuş. O vakitler birçok mücevher bir servet olan Madam Hanover'in mücevheri de dahildir. Gittler'e bunl retmiş. Sonra gazetelerde okumuş ki: Bir hırsız, yatakları vasıtasile meydana . Bunu üzerine Gittler'e durmasını ve artık satış yapmamasını o emretmiş. Fakat Gittler'in vicdanı kendisini tazip etmeğe başlamış. Çünkü Gittler fe- na bir adam olmak için yaratılma- — Tabiat bir adamı fena adam olmak için yaratır mı? v Hayır, fakat bazılarımıza bir vaziyetler ihdas eder. İşte, ii a nediyorum, kondon bunun üzerine büyük bir sıkıntıya düşmüş. Apar- tımanında bulunan (o mücevherler kendisini sıkmağa başlamış. Satsa satamaz; atsa atamaz. Bundan ma- ada paraya da ihtiyacı varmış. E- min bir yer aramış. Bir gün otomo- le bir kasabadan geçerken o- rada müzayede ile bir şeyler s.ü.- dığını görmüş. Bu eşyaların arasın- da bir de kasa varmış. Eski bir tip imiş. Fakat iyi muhafaza edildiği için yepyeni görünüyormuş. Kon- don bunu derhal satın almış. mi Brina alâka ile Dal'ı dinliyordu. — Kasa Kondonun evine nakle- dilmiş. Dostumuz Kondon kasada garip bir şey keşeftmiş. Bu, etrafı çerçeveli ve fransızca yazılmış bir mektub i: — Mimiye yazılan mektup! diye haykırdı. 5 — Evet, Mirsiye yazılan mek- tup... Kondon onu L.r tarafa atmış ve kasanın içini mücevherle dol- durmuş. Fikri, bu kasayı polisin bulamıyacağı bir yere nakletmek imiş. Nereye götüreceğini kendisi | de bilmiyormuş. Bu meseleyi uzun uzadıya düşünmüş. Ertesi sabah kasanın yanına tiği zaman kapalı olduğunu gör- müş. Çünkü bir gün evvel, anahtarı çevirmişmiş. Birdenbire farketmiş ki kasanın nasıl açılacağma, ne gi- bi bir dalaveresi o olduğuna hiçte dikkat etmemiş. Düşünün bir kere kasanın içinde milyonlar pahasına mücevherler var. Ve zavallı Kon- don bunun nasıl açıldığını bilmi- yor. O zaman kasayı şehre gitti. Zeki #hübini buldu fakat sırı - mı “ğenenledi. Bu adem kasa - yı bir iki ay evvel almıştı ve harf- leri birbirine karıştırarak hiç ki - litleyememişti. Çünkü içine yal - nız kıymetsiz evrak o koyuyordu. Buna rağmen Miminin Di nun bu sırrı ihtiva ettiği hakkın da müphem bir fikri varan .... de muhakkak bildiği bir şey var- sa oda kasayı aldığı zaman Mimi- nin mektubunu da beraber vermiş- lerdi. Kondon evine döndü, Gittler i- le beraber Miminin mektubunu tet kik ettiler fakat hiç bir şey elde edemediler. Belki bir çilingir bu i- şin içinden çıkardı. Fakat Kondon satın aldığı yordu. Kasayi çok uzun du. Daha üzüntülerinin sonu gel memişti. Ayni gün, onunla bera - ber oturan Gittler polisin apartı- manda taharriyat yapacağını öğ- renmişti. Bir tek uş çaresi vardı: Kasayı buradan çıkarmak. Fakat nereye götürecekti? Kon- don onu destlarından birinin evi ne taşındırmağı düşü, itimat edebileceği hiç bir dostu yoktu. unun #-erine Gitder'in ak- İma Barenjer geldi. Aralarmda ba sit tanışıklıktan birşey almamasına rağmen Kondon onun evine telefon etti. Barenjer. evde d . Bekliyecek vakitleri yok- hiyette idi. Fakat Kondon buna o kadar ehemmiyet vermemeğe ça- lıştı, Öğleden son: telefonla Barenje: Fakat bir türlü cevap alamadı. Birkaç defa eve kadar gitti. Fakat kapı kapalı idi. Son gidişinde pen- cerede aydınlık gördü. Yukarı çık & tam kapıya vurmak e idi içeri Barenjerin ya hayretten, yahut ta heyecandan titreyen bir al ak ihale yabancı bir adama itimat edemi - | Lee Medeni kanun alınırken muarızlar neler söylediler (Başı 1 inci sabitede) dan ve bu tarz muasır medeniyet pren- siplerine zıt olduğundan reddedildi. Maamafih o zamanki muar:zların noktai nazarına da, endişeye de zum yoktu. Esasen kanunu medeni kıncaya kadar vaziyeti tutan şeriatin iki satırı değildi. Türk seciyesi idi. Bütün bu işler esasen kanunu me- deniye yükletilemezdi. Zira evlenmek işi için ailenin yüksekli Acaba eski şeriat hi ken Türk bayanlardan müslüman ol- mayan erkeklerle evlenen yokmuydu Kanunu medeniden sonra bu kabil kadınların mikdarı arttı mı? Milli terbiye inkişaf ettikçe bu ra- kam daba azalmıştır. Eskiden Mişon Ef. Muhsin Ef, o- lar, evlenirdi, Halbuki kanunu medeni hakikati ortaya koymuştur. Gizliye lü- zum yoktur, “Bayanlar, Baylar; (Reşit dinini intihapta hürdür) fık- rasının dercini. | istemiyenler | vardı, Sebebi de bütün Türklerin böyle bir kayıt karşısında Hiristiyan oluverme- i zihniyeti âdi, Bu tekiif te kabul e dilemezdi. O zaman Turk, Müslüman, Yahudi ve Hi an olamazsa o za - man yahudi veya hi müslüman 0- lamazdı. Halbuki Müslüman hukuku başka i- | di. Yalnız müslümanların hiristiyan ol. | mamasını istiyordu. Bu bir kanun mese | lesi değil, bir milli terbiye meselesi i- | i yel te örta zaman zihniyeti idi, vicdanlara tahakküm ve tasallut im. kânı, onları bir cebir altma koyma im- dir. Böyle bir kayıt ınsan sevdiği ve inan- dığı bir dine sülük edebilir. Bunu ne - reden bileceğiz. Yapacak iş, her şeyi serbest bırakarak mümkün mertebe ha- kikati meydana koymaktı. Kanunu medeni çıkalı 10 sene olu- yor. acaba vaziyet şeriat hükümleri olduğu zaman ile bugünkü zaman ara- sında ne Fark vardır. Daha yiz? Hayır, bugün daha kuvv Miras meselesi Diğer taraftan bir mesele de mi ras meselesi idi. Eski Müslüman hu - kukuna göre kadın bir erkeğin yarısı- mi alırdı. hanunu medeni bu prensibi birak- tı, Kız ve erkek arasmda müsavat ka- bul etti. Bu prensip islim hukukunun prensiplerine muarız İslâm hukukuna göre, erxeğin iki ka dının bir alması Kur'an O icabatıdır. bunun değişmesi bir çok zevatı telişa verdi. Musa Kâzem Hoca bunun aksi ni iddia etti ve kadmlara bakmanın er- keğe borç olduğunu söyledi. su da reddedildi. Zira bunu kanul için ancak“ kadi- nın erkekten dün görüldüğü bir niem- leket, hukuk zihniyetini tanımak icap ederdi. Araplarda kadın erkeğe nisbetle ha kirdir. Türkiye gibi milli tarihi bakımın - dan kadına, anaya ber zaman hürmet ederek musavi tantamış bir memleket te bu olamazdı. Medeni memleket pren- sibine göre de bu, olamazdı. Dir ana ve baba oğlunu kızından, kızımı oğlundan daha aşağı tasavvur 6- demez. Kanunu medeni insan olarak kıza ve erkeğe müsavi hak tanıdı. Bu tanıyış Kuranın bazı ayetlerine muhalif imiş, Olabilir? Endişe edile - İ başkan bir sebep mez. Burada endişe edilecek o mesele varsa insanlık ve hak meselesidir. Her ikisi de müsavi görüldü. Kanun kabul edildi. Nafaka bahsi Kadına bakmak yalnız erkeğe de - öl, muntaç vaziyette olan erkeğe bak- mak kuvvetli vaziyetteki o kadma da düşer. Ailede otorite Kanunu medenimizin bir ana hattı daha vardır. Geçen © dersimizde de bahsettiğim &ibi, Türk kanunu medenisine tevcih edilen hücumlardan birisini bu kanunun ailede otoriteyi yıkması, anarşiyi ika - me etmesi teşkil ediyordu. Bunun ne kadar sakat olduğunu söylemiştim. Bence anarşi eski şeriat nikâhında idi, Kanımu medeninin 151 — 1690 > saa maddeleri benim iddialarımı teyit “152 inci maddesine: Koca birliğin in karı.,, rek hayati devamı yüzünden sıhhati, — —— —— sesle konuştuğunu işitti. Kondon yavaşça kapıyı araladı ve dinledi. Barenjer telefonun başında idi ve hayreti o kadar fazla idi ki kapı- nın açılırken yaptığı hafif gıcırtı- Yı işitmemişti. Onun lâkırdıların - dan Kondon, telefonun diğer ba - şında, bir adamın ona Mimi'nin mektubunu okuduğunu anladı. Kondon hiç inmedi bile. Aklına gelen ilk fikri hakikat o - larak kabul etmişti. Bu fikir, ka - sanın içinde serveti ele geçirmek için Gittler'in Barenjerle birleşti - ğr idi. Her zaman cebinde bulun. durduğu tabancayı çıkardı, ateş et- li, sonra yaptığından ürkerek, kor. ku ile kaçtı. n r şöhreti tehlikeye düşünce ayrı bir yapabilirler. Şeriat hukukunda bu tarzda kayıt. lara esaslara tesadüf edilmezdi. Bil - hassa 152 inci madde koca birliğin rej- sidir kaydı. şerhler, kazai kararlar tet- kik edilsin, koca bu vaziyeti ile aozrmı vaziyetindedir. Kocanın aklın icabatı olan smirleri: hi dinlemiyen kadın boşanma faslına ait maddelerle her zaman hâkımin önüne sevkedilir Evin erkek reisi hakkı ile onu din- lemek mecburiyetindedir. Aacak bun » lar aklın ve mantığın. icabatı olma - hıdır, Erkek erkekliğe yaraşır bir tarzda hareket etmedikçe emirlerinin de ka- bul edilmemesi zaruridir. Esasen bu li- yakatle idare edilir. Aksi takdirde hâ- kım, devlet işe müdahal Vakıa muarızlar bu & ev evin ler. kabul et- zombie kudreti erkeğe ve: Bu sile içinde keyfi bir idarenin ku- rulmasını doğururdu. Bu | ferdi bir mücssese olurdu. Mussr medepiyette evime mesetesi tert değil, bir camia, bir devlet meselesidir. muarızler arasında başka bir tavsiye eden de oldu. (Erkeğe değil, kadma da boşama hakkı verusin) dediler. Bu da redde - didi. Ne kadına, ne de erkeğs doğru - dan dogruya boşama hakkı verilemez. yfi idare © teessüsüne müm Erkeğe itimat edilemezken, kadma da itimat edilemezdi. Birisinin suüistimali bahsolunca ka, suüsti - mali her halde daha az mevzuubahis de- öildi . Başka şekil de tevsiye edenler oldu. Bunlara göre, (iki tarafın rızası ile ranmakımın boşama baskının kabulü lâzem geliyordu.) Ya- ni bunlar hâkime gidince derhal boşa- nâcaklar. su fikir de reddolundu. Bunun sebebini biraz evvel bahset- bğim prensiplerde bulabilirsiniz. Eviiik meselesi ferdi değil, cemiyet meselesi idi. -arafeynin anlaşmasında müvazan olabilirdi. Kadın erkeği, erkek | kadını tehait edebilirdi. Evlenenler boşanma hakkını kendi- lerinde görmemelidir . Evlenmenin bir çok işleri Çocuk meselesi vardır. Çocukların hakkını düşünmek lâ - zumdır. Çocuk nafaka meselesi değil - dir. Çocuk büyüyecek, yarın memleke- tin mukadderalnı tutacaktır. Bun - ların hakkını da düşünmek lâzımdır. Türk kanunu medenisi muasır me deni kanımlar içinde boşanma hususun- 2 en siyade kolaylık gösteren kanun- ir, Geçimsizlik maddesi vardır. Bu ge- gimsiziiği ileriye sürerek hâkimin önü- De çıkabilir. Fakat bunu bâkim, tem,'s ve takdir edecektir . sekil vardır. edemiyor da bayla ti takdir ediyor? Şeriatte olduğu gibi bir tarafa bo - şanma #alâhiyetini vermek 15 senelik bir bayanı bay istemediği zaman boh - çasmı koltuğuna sıkıştırarak kapılı dışarı atıvermek © doğru bir şey değil. dir. Hangi birimiz anamızın böyle bir vaziyet karşısında kalmasına razı ola- biliriz?, Nerede kaldı ki, onlar hepimi- zin, milletin anasıdır. Buna razı ola - mazdık. Bu sebepten hakimler meyda- | Ba çıktı. Varafeynin rızası ile boşanmayı tes gil ettirmek, bazılarına göre & muasır iyetin (o icabatına da uyar Fakat bu sakat bir düşüncedir. göre hükmeder. i vaz kanun mevkiine geliş tir, Bu fikirler kabul edilmedi, Ne için? Bugün aşağı yukarı iki sistem var. 1 — Mukayyet hâkim, 2 — Serbest hâkim, Türk hâkiminin salâhiyetleri Kanunu medeni hazırlanırkew düşü- nüldü ve serbest hâkim sistemi ercib veriyor. Halbuki hâkim serbest olursa, hükmünde esbabı mucibe (o gösterecek- tir. Ne için hüküm verdiğini isbat e decektir. Halbuki birincide kanun böy» le emrediyor der ve işin içinden çıkar. erkene haklala, Selatimeleemm her mümkündür. Mukay- rilerin, mübadillerin malları © mevzuu ipleri bırakıp gidince bun lardan alacaklı adam” çıktı. Hopsi ala caklı. O vakitki sistemle hâkim mukay- yet idi. — Gelir, filâncadan alacağım var. İ adam burada yok, Birinci ile bu iş o lur biterdi. Serbest hâkim de kanuna bağlama. dıkça böyle bir şey yapamaz. Ya hâ- kimi insan halinden tecrit & edeceğiz, bir takım maddelerin emri altına man- ken gibi koyacağız, yahut kâkim mesul bir insan olarak salâhiyetlere sahip o- | lacak, Cumhuriyet düşündü ve hâkimi in- san tanımak ona salâhiyet vermek ve bu salâhiyetleri | suiistimal ederse ya- kasına yapışmağı muvafık gördü. Muarızlar bunları dinledikten son- ras — Güzel, dediler. Fakat Türk hü- kimi bu liyakatte midir? dediler. “Bayanlar, Baylar, “Önce size şahsi kanaatimi mek isterim. Biz Türklere her hangi sahada o- lursa olsun yaraşan — sıfatlardan birisi hâkim olmak sanatidir. Yalnız hukuk ve kanun sahasında değil, her sahada hâkim olmaktır. Bi- maenaleyh Türk için kanun sahasında hâkim yapmaktan daha zevkli bir şey bilmiyorum. Kanunlar çıkalı seneler ol. du. Bugünkü suistimaller hâkimin mu- kayyet olduğu d i imanla leri aştı mı? Şurada olabilir. Hâkim insandır. Bir şey olabi- ir, Amerikada bizden daha ileri dir? Lort Brays bir eserinde dünyada en siyade sulistimal edenlerin Amerika bâkimleri olduğunu söylemektedir. t sene müddetle kalan ad- rleri vardır. Bunlar a; ken rapor verdiler. Raporlarında miyetle söyledikleri nokta şudu — Türk hâkimi yeni kanun layışta ye temizlikte dü: rinin hiç birisinden geri değildi her yerde bunu söylemekle zevk ğtz,, diyorlar. Bu kanant nedense bizim muarızla. rımızda yoktu. Hükimlerimizin seviyesi, © anlayışı noktasından serbest hâkimi kabul et meğe, endişeye lüzum yoktu. Velâyet bahsi ep Kanunu meacmmizge him bir mesele de velâyet bahsidir. Bir yüritaş gözlerini dünyaya yumarken her hal. de çocuklarının mukadderatından me. yuz olur. Halbuki bir yurttaş gözlerini dünyaya yumarken böyle © olmamalı. dir. Arkada devlet vardır . Eskiden ne vardı? Şeriat hukukuna göre, (evlerinin gâyri menkulleri paraya tabvil olunur. parası cylam sandığına v: süzlerin parası cytam sandığına ce urtık bir daha çıkmazdı. Eytam sandığına düşmek bir pa ranın mahvolması demekti. O zaman mahkeme kapılarında yetimler feryat ©- derler, orada ök$üzler birbirini arar. dı. söylen düğün i bu salâhiyeti eytam velilere verdi. Ve- Kanunu medeni çıkarken, sandıklarının tasfiyesine memı U zaman bir zat bu işe ilişilmemesini dallar çıkacağını söyledi. ağı gün devletin resmi hesaplar bütün yetimle - rin parasının 350 bin lira (o olduğunu gösteriyordu. Yetim parasının ne ka- dar olduğunu devlet bilmiyordu. leraata başlandı. 5 — 6 sene son ra anlaşıldı. Hâla da tasfiye (ediliyor. Bu suretle sesiz olan öksüzlerin de vır kimsesi olduğu, yani devlet olduğu eytam edildi. anlaşıldı . Bu taşfiyede 250 kadar sandık me- muru hocalar hapisaneye gitti. Onların nazarında herkes dinsizdi. Fakat şeriat önünde en mukaddes bir şeyin parası- Bı yerler ve hapse giderler. İcra kanunu Bunun iki mühim ana hattı vardır: 1 — Borç için hapsi kaldırmıştır. 2 — Mümsz icrayi koym büyük ihtilâflarda birisi bapsin kalkmasıdır) bu yalnız ilmin ce- reyanlarıma değil, siyasi, iktisadi fikir da yol açtı. Birincisi siyasi, diğeri muasır mede- niyet bakımdan, Borç için hapsin kalkmasına mua- ler e ai lerin. arkasında aklı başımda zanmedi- ir adamlar da vardır. Bunlar diyorlardı hi: — Borç için hapis kalkarsa kimse borç ödemez. Bu kalktığı için buhran tur Bu fikir cereyanı bayli adamları da Buna derhal bizde seviye meselesi Bunu söyliyenler de tefeciler idi. Bir tefetinin & Türk milletinin seviye. sinden bahsetmesi kadar acınacak bir Von Papen İstifa ediyor Başı 1 inci sahilede) iie m poluikağını e başlanmazma intizar € ve intelen divanı har VIYANA, 2 (A.A.) — " muzunda Naziler tarafından Md ihtilâl teşebbüsüne karaya neti vataniye ile ittiham ei 7 nazırlardan Rintelon, bu #8b ni harp huzuruna çıkacaktır. Dolfusı kabinesinde Maarif etmiş ve Başvekil Dolfuss Keti zaman Romada sefir bulut iddin makamatı, Rinteleni | 2 zarfında ve bilhassa tem” de Roma ve Viyanada nazile ederek hükümet darbesini 1 geği mekle ve bir ihtilâl hükümeti için fesatçılarla elbirliğinde b” la itliham etmektedir. a di Mahkeme aleni olarak VE, Mi şahit dinlenecektir lenin — sene hapse mahküm olmas! gi. retle sıyasal ha; Main B muhtemeldir. E yal int N vekil Dolfuss t ndan ğine tayini bir sıyasal sürgü” muşta, Me Bu meraklı muhakemeyi Viyanaya yabancı gazeteleri habir göndermişlerdir. a ye Fransızlar bizde Hangi çeşit m Alıyorlar? (Başı 1 inci sahifeğe) y viye bulunmasına ça iy Fransız ihracat tüccarınm YÜ, Yi gül iibf iü ölcü ye meleri, mukabilinde mem y mal almalarma ağlı olduğun leketimizden Fransaya ne gibi X © raç edilebileceği Ome .l48i Vi mektedir. Fransızlar, F' zirai bir memlek i k ij . rere temiyorlar. Buğ: çakal gibi maddeler hem Er em de Fransız müsli yetişen mahsulâttan olduğuna, den bu kabil mallar almağ3 i yorlar. Türkiyeden Fransaya rai mabsulât haricinde ms) li bileceklerini söylüyorlar. M: den maden kömürü, kurom bi mal alabileceklerini, fakat da piyasada birikmiş mevcvd” dığını ilâve ediyorlar. Ankarada bu vadide başla” af konuşmalar henüz bitmemistir. , Af bcaret mümessili Bay Pesserfti, karadan İstanbula gelmiş ve da İktisat Vekâleti ile yaptığ” ların neticesini Parise bildireriği talimat istemiştir. Beklediği © ki gelince konuşmalara devam © çin tekrar Ankaraya gidecek” , Bay Pesserenu dün bizi Fr ği faret konağında kabul ederek “4 — Bazı gazetelerin yazdığı E.T kiye ile Fransa arasında eve Mznkedr lik izi uahede elân meriyettedif- İn vaziyet üzerine bazı Fran rma karşı Türkiye gümrük ygf tatbik edilmekte olan tenzilii”iif kaldırılmıştır. Vaziyet tir. Şimdil meselenin by bir sureti tesviye bulmakla m9 -— gi eler rn ra ilerlediği ” olur. wi Hele icra ve iflâş kanunun” yl; lekette buhrana uğur mek kadar gülünç ve cahilân€ ” | olamaz. Buhran mevzii telâkki ar günkü muasır iktisadı de d meketir. Yalan 1876 da kalktı. BE Sonra Fransada kalk”, mek? ii Fransada bayanlar sayi lar. Bugün surkiyede bayani, | dluyor, Ve kürsüde söz söylü”” “Bayanlar,