i k i İ İ i i | İ Temiz kan, asii fikir Etlerimiz. de, dimağımız da damarla- | ranızdaki kandan gıda: alıyorlar ve gerek | bu g rgni, gerekse kendi eskimiş zerrelerini gine kana döküyor lar, Şu halde birinin kana terkettiği fe- na, muzır bir madde diğerini daşıma karışır ve onu rahatsı Faraza, yalnız ciğerleri, ya El ik Olin Dir dilan; bu ho ta ciğerlerinden ve böbreklerinden ka- mına dökülen zararlı maddeler onun bütün mevcudiyetini, bedenini ve ruhu- mu zehirler. Vayat hareketle aricık temiz bir kan, dimağrmızda da, etimizde de mütemadi bir hareket ihti- yacı uyandırabilir. Akşam üzeri mek- tepten çıkan çocukları koşturan ve hay- kırtan, oyun arzusu veren, uzuvlarını işletmek, hareket ettirmek ihtiyacıdır. erdine şarkı söyleyen adam uymaktan ziyade ses çıkar- iyle mırıldanır. Hulâsa, her et.bir zindelikten doğar ve bizi insta rr ve memnun eğer. Y hareket değil, har-kete hazır- Tayış, bu hazırlığın O sinirlere verdiği sw ginlik .e aeketi takibeden gevşek lik ve yorgunluk da tatlı bir şeydir. A- yı üzerine atılmaya hazırlanan bir kap- lan, sinirlerinde duyduğu kuvvet ve çeviklikte de asıl atılış hareketi kadar vk du,ar. Keza Jenize delmek iste. yen bir yüzgeç de, bu hazırlanma a- nında ne kadar müteheyyiç ve memnun ların po: kaimdir. Halbuki dar. İşte bu hareket iltiyacı ve zevki bir sıhhat, bir kuvvet alâmetidir. Bu ihtiyacı muhafaza ve teşdit etmek ica- der, Sesir v inreketin durduğu yerde hayat ve kuvvet durmuş, hastalık baş- lamış demektir. vi — harıket, sevkeden başka neler- iri 1) hür olmak, Kendini hür, serbest bulan arzusu ile yanar. Çocuklarınızın her hareketine müdahale etmeyiniz. Bu müdahaleler tekerrür ede ede ço- cukta dolayısile hareketten bi: istirap, bir korku hissi peyda olur. Onu çekim» gen © Bil yaparsınız. Hattâ bir büyük- ler de arasıra o muhitin çenberinden, muhitin br er âzade kalsak zi- yan etmeyiz Kırda caddelerden daha serbest yürür, kütüphanemizde yalnız Gi daha etraflı di Her vakit en dost arasında, sohbet ye meclis âlemlerinde yaşayan insan, hiçbir zaman kendi kendini, asıl yetini bulamamış demektir. Ne ket dini pe ne de başkaları hak- kında sali yürütebil — (Bunlar beraber deği demeyiniz. Tabiatin vermediğini biz biraz telkin edebili- riz. Tamümen otomatik | hareketler na- dirdir. Ekseri füillerimize muhakeme ve fikrimiz, fikir faaliyetimiz de ka- rışır. Sporlarn çoğu, futbol, kürek, te- nis, av... hepsi uzvi bir enerji ile bera- ber görüş ve tahminde doğruluğa, sü- sü rata, soğuk karlılığa, maharete, halâ #a bir kelime ile sinir ve fikir kudreti ne tabidir. İşte serbesti ve hürriyet bize iyi ve temiz düşünmeyi, tesirli ve kuvvetli harekst etmeyi temin eden sinir ve a- kıl hifzıssıhhasının mühim bir şartıdır. Tetirap aramılmaz. Fakat geldiği za- man, ıstırabın ezdiği yerden göz yaşı ile erim beraber fışkırır. Ne fikir eserleri ıstırap ateşinde dövülmüş- tür. Yalnız zihnimizi değil, adelâtımı- zı da işleten bazan ( ıstıraptır. Birçok er insanlar. ancak mahrumiyet içinde faaliyete alışmışlardır. Bunun i- çin, ıstıraba düşmekle ne fikren ne be- denen acze mahküm kalınacağını zan- netmemeliyiz. Hattâ, çok asil duygular, çok yük- sek manevi varlıklar ekseriya ıstırap içinde iken bulunur. Kitabın, mütalea- ncak hayalın şatafatlı sahnelerine iştirak edememek yüzün. “Milli tefrika: 119 — İn aşağı! Merkez her mah - küma bir jandarma versin... Benim burada jandarmasızlıktan imanım gevresin... Karakoldaki mahküm- ların turşusunu mu kuracağım. Bir haftadır zındancıya döndüm billâ- hi... — Aman efendim... — İn aşağı! Ve işte aşağıya inmiş, yarım sa- attir bu heybetli zata derdini an - latmağa savaşıyordu. Fakat dedik &.. bu hazret, pek kös dinlemişe benziyordu. Son ve kararını derhal vermişti: “Arabadan inilecek ve araba E- Mâzize inde edilecektir. On beş se- nelik bir mahküm kelepçesiz sev- kedilemez, Nazminin bilekleri ke- Bai ir BA K dön vâkıf olmuş ve bu suretle madde- ten ezilirken manen yükselmiş insan- lar vardır. 3 — Mukavemetler. Mücadelenin zevki, da gördüğümüz muka- vemet sebebiyledir. Bu mukavemet biz de gizli duran kuvvetleri meydana çı karır. Vaktile ganimet bırsmdan ziya. maharet ve kudretleri, ancak mukavemetler | karşısında uzanıp par- lamıştır. Hayat ortasmda da, hayatm fevkine çıkmış şefler içinde de, kondin- de idrâk ettiği kuvveti yeni yeni mü- cadelelerle bileyen cevherli uzuvlar vardır. Mücadele, mücadele şersitinde em- niyetsizlik ve müsavatsızlık, ruhlarm hızını arttıran bir sebeptir. Dün mev- kide bulunan, varlığının en derinlerin- deki dağınık kuvvetleri toplayıp birleş örerek hayatının şaheserlerini yaratır. Bunda tehlikenin de mühim bir rolü vardır: Çok faik bir kuvvetle çarpış makta hiç tat yoktur. Tehlikesiz çar- pışmak ne şeref verir ne zevk. Bunun içindir ki, başladıkları bir işi çok kolay bularak hemen terkedenler, ve daha karışık kombinezonlara atılan» lar nadir değildir, Zaten, hürriyet aşkı da geniş kuv- vetini böyle güç işlerde istenildiği gibi sarf ve tatbik edebilmek arzusundan doğmuyor mu? Kendiliğinden hiçbir #6y yapamayanlardır ki, emre, iradeye mahküm yaşarlar. Köpekleri, tavukları bahçeye, küme- se esir edebiliyoruz. Bu esaret altında rahatça yaşayıp zürriyet yetişti lar. Bizden kaçmıyorlar, peşimizden Fakat aslanı, kartalı buna iyor muyuz? İntanlar içinde de serbestlik ihtiya- güçlüğe ve mücade- ik canlı bir mevcudi- ak kusursuz bir sıhhat His asaletini, fikir kuvvetini mutla- ka kan ve adale temizliğine bağlaya- bilir miyiz? Eğer bu hisler ve fikirler temiz bir kan, mütekallir bir ndele ile beraber bulunmazsa, pük ette hiç bulunma; Sismani kuvvet, fiziyolojik sihhat manevi hasletlere destek olur. Onları yükseltip kanatlandırır. Sıhhatsızlık i- se ruhtaki bü; sislendirir, kü çüklerini de büsbüt'in söndürür Dr. Muhip NURETTİN Kari mektupları ii Y.ne Terkostan şikâyet Ben de herkes gibi terkos — derdile malülüm. Gazetenizde şirkete sorduğunuz. sü alleri görünce bu nstubumu Bir çatı altınla birden fazla saat konulmamasıdır. Benim altında dükkâ- nı olan bir evim var. Burasmın su ıb- tiyacını evdeki saatten ayrılan bir boru ile temin — ediyorum, Dükkândaki ki - racım zanaati dolayısile bilhassa yazın fazla su sarfediyor. Kendisinden aldı - gın su parası sarfiyatına tekabül et - mekten çok uzak. Bu vaziyete nihayet o vermek için yegine çare zannımca, dülkâna konu- lacak ikinci bir saat İle bütün su sar - fiyatını kiracıya ödetmekten ibarettir. Bunu temin için eski şirkete müracaat | ettim. Yukarıda söylediğim © maddeyi karşıma çıkararak talebimi reddetti - ler. belediyeye geçtikten sonra müra- eaat ettim. Gene ayni şeyi söylediler. İngiltere ve sair yerlerde otellerdeki banyo dairelerinde bile su saatleri var- Demek ki fazla saat bir mahzur Kendim tahsilde — olduğumdan bu işin peşinden koşacak vaktim yok. Gazeteniz vasıtasile bu sarih hakkımı mudafaa etmenizi çok rica ederim. Kimya enatitüsü son sınıfından 266 NATIK Müeilifi: Nazmi Şahab tuğu gibi karakola sürükledi. Için. de, üç serserinin kapalı bulunduğu bir odaya tıktı; ve ancak iki saat sonra e açtı: — Çıkın bakalım. olun., sen.. sen.. ikiniz Belini ie Nazmiyi ve elinde kocaman bir tef tutan ve o boynunda yırtık bir torba sallanan sağı sakalma karış- mış yarı çıplak, başı kabak ve yal- nayak bir adamı çağırmıştı. — Uzatın ellerinizi! — Ne? Ben bu adamla elele bağ- lanabilir miyim? — Yalnız elele mi ya.. kolkola e « Nazmiyi zorla kelepçeledik oi ei bir urgan getirtti, bileğin- den dirseğine kadar yanındaki ada- mın koluna sıkı sıkr bağladı. Pen- gözüken takvim; 837 sene- li MİLLİYET PAZAR Top sesleri.. Herkes kulak kabarttı: — Bu top sesleri ne? diye sor. dular. ei Atasına olan inanci- » dedim. ün yle açılmıştı. So- kağa uzanan başlar, belli ki, onu konuşuyor, ondan konuşuyorlar - dı On beş yıl önce yer yüzünde en büyük sarsıntıyı yapan Kamâl Atatürk, bu atılan topların en kor- kunçlarile o düşmanların kafasın. da gürlemişti. Ne mutlu bize ki, yıllar geç « tikçe Ona bağlılığımız artıyor. Es- kiden her yüz bir parça top , ulu- sal gövdemizden koca bir varlığı koparıp götürürdü. 'na Önder için atılan toplar ise her | gümbürdeyişte o havada bir kara bulut paralıyor. Bu toplarla biz, bir çatıyı yıkıp bir sapa sağlam çatı kurduğumuzu, yeni baştan bütün yer yüzüne bildirmiş o oluyoruz? Herkes bilsin ve anlasın: Türkiyenin başında Atatürk,, var. Salâhaddin Güngör “Kamâl Bugünkü program ISTANBUL: 17,30 inkılâp-dersleri, üniversiteden nakil, Sinop saylavı Bay Yusuf Kemal. 18,30: Jimnastik, baylar için, Bayan Azade, 19: Muhtelif musiki eserleri plâk ile, 19,20: Haberler. 19,40: Hava yen kitar, Zekeriya ve arkadaşları. 20 10: Ziraat bakanlığı nama konfe - rans, 20,30: Bayan Nimet Vahit, şan piyano ile. 21: Macar ve Süzan Bingöl ile 21,20: Son haberler. 21,30: Radyo orkestrası. 22: Radyo caz ve tango orkestraları. 223 Kr. ekeni kennel, Hr Sü 17,30: yaştan ri kı 234 Alm hari ZE egim. 2406: Almanca, 532 Ku, MUSKGVA, (Sülin) del m. 17: Anabol Alekesndrovdan kraat, IAZÖY Moskova oparasından nakil. 22: Dans musiki, “ 686 Ker. BELCRAD, 457 mi; 9 18,30: Dans musikisi. 20,10: Sözler, 29,185 Reklimlar, 20,30, Ulusal neşriyat. 21: Şundan, undan 2230 Revertai. Z3ı Kanvahane ken: 17; Brüne radyo orkmstram. 18,30: Sözler. 18,45: Plâk. 1655; Almanca mesriyat. 20: Ha- berler, 20,05: Popular sarkılar. 20,30: Rapor. i ankete, 20: Se kb BUDAPEŞYE, Ss0m 18,30: 1, Bekefli akşamı, 20: Köylü orkeste 9S0 Kh BRESLAU,3l6m 10: Aktimlite, 18,30: Behey ano bestelerinde: Yarınki proğram ISTANBUL : 18: Fransızca ders. 18,30: musikisi ve muhtelif parçalar. Dans 19,30: gösteriyordu. Genci getiren arabanın başı Elâ- zize çevrili duruyordu. Babasının malı imiş gibi içine girince büyü cek bir zarfı menim uzattı; — Kelepçeyi hiç çözmiyeceksin!. — dedi — Al. sevk kâğıdı bu zarf kina Haydi arabacı, çek baka- m... Nazmi yaylının tekerleklerine ba ka kalmıştı. Fakat durmak neye ya- rardı? Başa gelen dert çekilecekti. Çaresiz, boynunu bükerek yola dü- züldü. Düzüldü ama.. Sen misin bu başı kabak herifle kolkola bağlanmağa cesaret eden arslan? Vallah insa nın manda yüreği yutmuş olması lâzımdı. Bu adam, siyah bir zehir. li hayvanlar deposuna benziyor. Boynundaki torbanın içi yılan lu idi. Biri başını çıkarmış, herifin kolundan uzanarak Nazminin elini yalamağa başlamıştı. Genç bunu görünce bir deli gibi, çılgın çılgın ve avazı çıktığı kadar haykirdı: — Anaaay!. Öbürü:son derece lâkayitti ve so- uk hayvanım başını okşuyordu. Di- ğerleri de bir kanarya veya bir bül. | bül seyrediyorlarmış gibi lâkayit lâkayit bakıyorlardı. Gencin ondan anladıkları için gülü- şüyorlardı da bu sırada bilek ka. kağşamış | 3 MART 1935 Eser MEPA EF Adamdan sayılmaz mı? Bir akşam evvel, bizim arka. daşlardan bazılarını bir gı den birin — Yediğiniz, iç olsun... Neler konuştuğunuzu an - latın... diye takılacak oldum. Dalgın, dalgın yüzüme baktı: — Ne demek istediğini anlaya- madım... — Uzun etme Zi - yafette imişsiniz?.. Güldü: — Ha... şu mesele... -Kirzler vardı ziyafetle... — Bir ben vardım, bir de Mu- zaffer Ağabey... — Ya Refik Hayati?.. — Onu adamdan ram. canım... saymıyo- Peki, ya rakı ısmarlayan ar kadaş... Hangi arkadaş yahu... Yü - zünü o akşam meyhanede gördük. Ondan ötürü onu da adamdan say- mıyorum. — Neden? Bir kahkaha savurdu: — Bu zamanda (tanımadığı dört kişiye, rakı ısmarlayan adam adamdan sayılır mı? Kulak Misafiri Öz Türkçe ile Bilmecemiz Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız kelime lerin öz türkçe mukabillerini yazarak yeklimi- sin boş hanelerine yerleştiriniz. ve keserek “Mülliyet Bilmece mermurl Bilmecemizi doğru balledenler arasında kura çekiyor ve kazananları hediyeler veriyoruz & Müddet: Pazartesi günü akşama kadardır. Yeni tilmecemiz 1234567189704 NE SOLDAN SAGA ; 1 — Dava 5, Nota 2. 2 — Müşevvik olmak, 3 — Iurtma ilker 6. 4— İdam etmek 5. 5.— Atk 5 — Nim cezir 7 Hariç 3, Nutuk 6 8 — Now 2, Az seak 4. 9 — İyi giyinmiş adam 3, Muğber olmak 6, 10 — Evlenmemiş kadın 3. 1 — Dem 3, Tevem, aynı batından 7. YUKARDAN AŞAĞI : 4 — Avdet etmek 6 yama 2. 2 — Ayı yuvası 2, aynı adı olanlar 4, 1 Sör 4 — Fena değil 3, aydinlik 4, 5— Bir şar etimiz 3, genişlik 2. 6 — Rabıt edatı 2, gevşek değil 4, 75— Misafirhane 4, Bakar 4, 8 — Notaz 9 — Nota 2, Mantar Hut 3. 10 — İceğin yavrusu 4, Bir büyük hayvan & Mi — Tir 2, Sayı 2, Bir kümes hayvanı 3. 21,15; Son haberler. 21,30: Bayan Bed- Bry le e ye tee, geli İİ LIANE HAD >> Sinema © yıldırlarının en zariflerinden Güzel şarkılain süslenmiş kir eser olap SEVDA GECESİ fi'minde SİLVİA SiDNEY - CARY GKANT Madam Barerflay'dan sonra bereber o çevirdikleri OTUZ GÜN PRENSES Filminde! KADIKÖY . SÜREYYA AYSEL BATAKLI DAMIN KIZİ DUŞ Hayat ve Otomobil a Sigortularınızı Galatada Ünyon Hanında Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırınız Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : 4.4888. De Umum idaresi ilânlari Muhammen bedelleri cins ve miktarı aşağıda yi mallar 16-4-935 salı günü saat 15de kapalı zarf usulüyle | Ankarada İdare binasında satım almacaktır. Bu işe girmek is teyenlerin 1586,25 liralık muvakkat teminat vermeleri ve | me dairesinde dağıtılmaktadır. Cinsi Delikli Bakır Antrtuvaz çu- buğu Bakır Boru Müşekkel Pirinç çubuk zarf usulile Ankara'da Idare ri lâzımdır. Bu işe kanunun tayin ettiği. vesikalar ve kanunun dördüncü desi mucibince işe girmeğe manii (o kanuni bulunmadığı! dair beyanname ve teklifler ile aynı gün saat 14 e kadar ko" misyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şa parasız olarak Ankara, Haydarpaşa veznelerinde ve vasi Muhammen bedeli ile mikdarı aşağıda yazılı seyyar a raf makineleri 17-4-1935 çarşamba günü saat 15'de # i almacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin 866,25 liralık muvakkat temi. nat vermeleri ve kanunun tayin ettiği vesikalar ve işe girn ğe manii kanuni bulunmadığına dâir beyanname''ve ler ile aynı gün saat 14 e kadar Komisyon Reisliğine ait şartnameler parasız olarak Hayda” paşada Tesellüm ve Sevk Müdürlüğünde ve Ankara'da zeme Dairesinde dağıtılmaktadır. (1047) (1022) Mıktarı mma belli 56.000 Kaz. 18450 4.210 Metre 2.650 100 ,, 20 1688 satın tel yeme Mak Cinsi Mikdarı © Muhammen bedeli Lira Seyyar telgraf makinesi 33 11550 Muhammen bedeli ile cins ve mikdarı malzeme 17-4-1935 çarşamba günü saat veli A zarf usulile Ankarada İdare binasında satn almacaktır.. 5 Bu işe girmek isteyenlerin yerli mal için (1856) ve GE teslimi için (784) liralık muvakkat teminat Mi ve kanunun tayin ettiği vesika lar ve kanunun âcü mucibince işe girmeğe manii kanuni bulunmadı; maddefi | dair bö yanname ve teklifler ile aynı gün saat 14,30 a kadar Kom 7 yon Reisliğine vermeleri lâzrı Bu işe aid şartnameler parasız olarak Ankarada me Dairesinde ve Haydarpaşa da Tesellüm ve Sevk Yali günde dağıtılmaktadır. (1100). - Mikdarı 55 ton Ustüpü kılları yararak başını uzatıvermez mi? Nazmi az kalsın küçük dilini yutuverecekti ! — Aman! Amaaan — diye ba- ğırdı — Beni ayır bu adamdan... Öbür sesrserilerden biri haline acımıştı. Jandarmaya seslendi: ei Şeyhin koluna beni bağlasın ol maz mı n şerbetliyim... — Olmaz... > — Ama efendi korkuyor... — Ne yapalım? emir böyle. Yılanlı adam, hiç mıyordu. Sanki bu yılanlar onun zerinde dolaşmıyorlardı. Göğsün- er yılanm çenesinin dilini uzattı. Yılan bir kan pıhtısı» na benzeyen bu kara dili bir müd. det yaladı, sonra gene kıllar arası- na çekildi. Jandarma; — Bunlar okunup üflenmişler. dir... — diye mırıldandı — kork. ma bir şey yapmazlar. Sonra derhal dedikoduya başla- dı: i — Bu çavuş ters mi terstir, Ha- ni okumak yazmak (bilse canım yanmıyacak. Senin kâğıdı alıp, şöy le bir baktı ya... Bir şey a»1---i. beaü opak ig lınlığında bir diğeri de herifin bir badem indirdi bilir misin Ri fundalığı andıran göğsündeki uzun | disi Elâzize gidecekti de ondan. Şimdi dik bir yokuşu tırmanıyor- lardı ve kan ter içine batan yalnak adam alabildiğine tef çalarak dün- yanın en pis sesile; — Gagala gugala! Diye bangır bangır bağırıyordu. Bu herhalde epey (o dokunaklı bir şarkı veya bir ilâhi olacaktı ki öbür serseriler ikide bir coşup aşka ge- liyorlar ve avaz avaz haykırıyor- lardı: — Allah Allah! — Allah.. Alaaaah! Herhalde bu Allahın bugün sa- ğırlığı pek üzerinde olacaktı. Zi- ra sathı pırıl piril ışıldayan bir gö- lün kenarından geçerlerken Naz- minin gırtlağından öyle acı bir fer- yat çıkıverdi ki bunu duymadıktan sonra artık onun herhangi yalvarışı duyabileceğine akıl kestirilemezdi. Herif tefini kelepçeli eliyle tutu- yordu; ve tefi kaldırmak için dir- seğini kıvırınca, tabii Nazminin dir seği de kıvrılmıştı; ve bir saatten fazla bu vaziyette ( kalınca pazısı karıncalanmıştı. Serbest kalan giy le orasını biraz yince bir de ne görsün! Kia Te Yar tık gömleğinden çıkan sayısız bit semiz le mek ini duyunca gence dediler. 0 Muhammen bedeli Yerli Cif ve C. F. Lira Lira 24750 10450 İşte bu sefer oynatıvermiştir” herifte ne kadar bit vardı y8; Billâh, en debdebeli devrinde aviye,,nin ne bu kadar devesi 9 : kelepçelerle bu urgan ancak zi ni madeni hapishanesine Mad Emile e en Burası da bir LE i belâ ak yaz cinsten ve üm yem pek giremiyordu. | gündüzler gibi avlıda geçiriyali” 2 dı. Sirtlarını avlu ink i mış birkaç mahküm onu çağırdılar. Yılanlı adam ei karşılarında oturan ve se kisinin böş taş oynayışların! le çocukları gibi pis ie iye in pe yapsı yak reden bir kalal ün karışmış y rada onun bir Kürd şeyhi © gin ölrendi lişin garip tarafı ” â, yol arkadaşının neye #İF dak ai anlayamamıştı ve Yari ved ler, onun bir r (B