23 Şubat 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

23 Şubat 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

canlı bir Wukatıda aynı Bu hafta (Melek) sinemasında manın sırra ismindeki film gös İikmekiedir. Mevzu şudur: İYanada bir katil vakası ol - « Üniversite profesörlerin- Walter çok sevdiği genç ve çi karısını başka bir gencin e- Vinde, onun odasında soyunurken r ve üzerine birkaç el ateş yörk genç kadını £ öldürüyor. hapse girmiştir. Müdafaa- da kadaşlarından Pol isminde üzerine alıyor. e inlemek için klan hikâyesinin afele.te- tina kadar öğrenmesi lâ - » Walter karısından ilkönce Yüphelendiğinden başlayarak ğa başlıyor. Lüsi'yi öldür. bir iki saat evvel Üniver- bir konferansa gitmek mec- tinde olduğu için evden çık- Fakat sonradan bu konfe- bulunmaktan vazgeçmiş ve ndüğü zaman karısını ay - Bia Karşısında makiyajini ya- bulmuştur. Lüsi gözlerini, 24 EEE 4, ERE ELLERİN RET AK SA LA e EE aş . tar. boyuyor ve boynunu pod- » Walter karısını öpmek üsi buna çok hid - özleri kinle dolu o Tm de “makiyajimi bozuyor- diye bağırmış. Sonra gi; an ve kocasının yüzünü tan sonra itmiş. Bir- yi A ül çıkıp gitmiş, aklına onu takip et- Selmiş ve böylece karısını âşı- Y,;vine kadar takip etmiş... hikâyesinin burasından ir türlü anlatamıyor. ÖL sahnesinin Jâkırdısına bile ül edemiyor. aa vekilinin bütün ısrar. "ağmen vakayı bir türlü ta- or. ine dönüyor. Genç karısı ul Lüsi'nin çok samimi dâşıdır ve onun ölümün- Kocasma Basil olup ta karısmı öl.| anlatmasmı söylüyor. | Yeye başladığı zaman Ma- Valet masasrma oturduğu- Yaj yapmakta olduğu Maria da tıpkı Lüsi gi-, SİNEMA Bu Haftaki Filmler Aynanın sırrı filmi heye- hikâyedir Karısından ihanet gördüğü için onu tabanca ile öldüren bir adamın akibete uğrıyor bi kaşlarını, gözlerini boyamakta- dır. Pol'ün de aklına şüphe giri - yor. O da Walter gibi karı: mek istiyoç. Fakat Maria Lü; yaptığı gibi kocasını hakaretle iti- yor, ve giyinip sokağa çıkıyor. Pol onu takip etmekten kendini alamı- yör ve o da Walter gibi karısını â- şıkı ile beraber görüyor. Ertesi gün müekkilini görmeğe gittiği zaman onun hikâyesini ken- di ağzı ile anlatıyor. Ve ona ken. disinin de karısını ayni vaziyette gördüğünü, fakat üzerinde taban- ca bulunmadığı için onu öldüre - mediğini söylüyor. Walter dostu- na ve müdafaa vekiline birçok na- sihatlerde bulunuyor ve fakat o: “— Karımı hemen şimdi öldü- recek değilim. Senin davanı biti- reyim. Sen beraet et. O zaman Ma- ria'yı öldüreceğim.,, diyor. Muhakeme günü... ir zamanlar film âlemine veda edip kocasile beraber Afrikaya ve orada bir otel işleten Gina Manes tekrar Film Salon hıncahınç kalabalık, Pol, karısı Maria'nın da faada hazır bulunmasını istemiş ve onu salona getirmiştir. | da, eğer kahraman bir kadınsa, o IPEK SINEMASINDA Gasus kalbi Casus filminin idalaveresi nedir? Yemek kitaplarında nasıl ye - mek tarifeleri varsa filmler için de birer tarife mevcuttur. Mezelâ meşhur bir şarkıcı ile bir film çe- virmenin tarifesi bu sesi güzel ar- tisti evvelâ sokakta şarkı söyler » ken göstermek yahut te evvelâ bir kahvede garson, bir spor şampi- yonu olarak ele almak ve birçok hissi maceralardan sonra onu o - pera artisti mevkiine kadar çıkar- maktır, Filmler her zaman böyle başlar, böyle biter. Bunun gibi bir de casus filmi tarifesi vardır. Bu kadın tevkif ettirmesi icap eden adama âşık olur, bazan da, fil - min kahramanı erkekse, bu adam vazifesinin kurşuna dizdirmeyi emrettiği kadına âşıktır. Bu da casus filmlerinin tarifesidir. Hiç bir zaman şaşmaz. Yalnız bazan sonlarında küçük değişiklikler o- lur, Meselâ film eğer Farnsız fil. mi ise muhakkak vatan sevgisi, vazife her şeyin üstündedir. İşte bu hafta (İpek) sinemasın- da gösterilmekte olan ve fransız- ca duble edilmiş olan “Casus kal- bi” ismindeki Alman filmi de bu tarifeye tâbidir: İkinci İtalyan bürosu hesabına çalışmakta olan (Brigitte Helm mevcudiyetini ihbara mecbur ol- duğu Alman casusu kapiten Fon Homberg'e âşıktır. Homberg'in şefleri, onu düş - manla birleşmek'e itham ediyor. lar. O da vatanına karşı duyduğu büyük sevgiyi ispat edeceğini on- lara vadediyor. Ve hiç hir şey, hiç! bir his vatanperverlik hissini bas- tıramıyacak ve vazife © uğrunda düşmanı ve aynı zamanda sevgi- lisi olan Brigitte Helm'i öldüre - cektir, Brigitte Helm, Ludwig Diehi, Theodore Loos üzerlerine düşen vazifeyi çok tabii bir şekilde ba - şarmışlardır. Dublaj çok güzel ya- pılmıştır. Fotoğraflar da iyidir. SARAY SINEMASINDA Don Juan Zavallı Don Juan! 'i. artık ihtiyarlamış Bu hafta (Saray) sinemasında Aleksandr Korda'nın Hanri Ba « tay'ın o “Güllü adam,, ismindeki piyesinden ilham alarak vücuda çevirmeğe rıdaki resimde sevimli ve olgun artisti son çevirdiği film | gösterilmektedir. Aleksandr Kor- birinde harikulâde güzel (bir tavalet içinde görüyorsunuz. Müekkilinin müdafaasını, ken- di müdafaasını yapar gibi yapı - yor ve jüriden beraet kararı al - mağa muvaffak oluyor. Muhakemeden sonra karısı ile baş başa kalıyor. Ona kendisini aldatmakta olduğunu * bildiğini söylüyor. Bu sırada odaya tahliye edilmiş olan Walter giriyor ve Pol'e: “— Sana teşekkür etmek isti - yorum; fakat teşekkür edemiye - ceğim, diyor. Filvaki kurtuldum, fakat kurtulmasaydımi belki daha iyi olurdu. Onu unutabilmeme im- kân yok, Eğer unuturum ümidile bir şey yapacak olursan çok yanı- lır, çok pişman olursun.,, Pol bunu zaten bir kaç zaman. | danberi çok iyi anlamıştır. Karısı. nı affediyor. Fakat bundan sonra acaba tekrar eskisi kadar ve eski: si gibi beraber mes'ut olabilmele- rine imkân var mı7.. Artistler hakikaten çok güzel oynuyorlar. Fotoğraflar çök gü - zeldir. Cok güzel sahneleri var - dır. Bilkcisa muhakemede müda- faa sahnesi'çok canlıdır. getirdiği Don Juan ismindeki film muharririnin eserini tamamile ta- kip ederek fena bir eser meydana getirmektense, onun eserinden ba- zı fikirler alarak güzel bir film vücuda getirmenin çok daha iyi olduğunu ispat etmiştir. Don Juan filmi zevkle yapılmış, meharetle sahneye © konmuş, bir bi yerleri eğlenceli olan bir film- lir, Don Juan bize şimdiye kadar tanıdığımızdan çok başka bir şe- kilde gösterilmektedir. O eski aşk kahramanı artık ibtiyarlamıştır. Sarışın dilber: Ann Sothrn Komik filmlerde kendisine fe vkalâde şöhret (| temin eden Eddi Kantor bu şöhretini kendisinin bil yardo toparlağı gibi iri gözlerinden ziyade genç güzel kızlara medyun dur. Eddinin hangi filmini ele alırsanız alınız burada bir çok çıplak ve mevzun kızlar, baletler görürsünüz. Yukarıda resmin. disk Ann Sothrn de bunlardan biridir. Brodvay'ın en güzel kızı namile maruf olan Ann, Eddi Kantor ta- ralından büyük bir meblâğ mukabilinde kandırılmış ve film çevirme- ğe başlamıştır. Bu genç kızın bilhassa Kid Milyon (ismindeki rolü harikulâde beğenilmektedir. Sarışın dilber, 1--**-*-- verilen rolü bihakkin ba- şarmış ve ondan sonra bir çok gi l teklifler karşısında kalmıştır. banks cenyor çok güzel canlandır. da bu filmi ile, meşhur bir dram uharles Boyer ile Gaby Mar lay saadet filminde... Yüzlerine bakıldığı zaman ha kikaten saadet neşesinin taştığı rülmüyor mu? Saadet bu mu acab a? Fakat bir türlü aşktan vazgeçe - | B7 werektedir. Eskiden Don Juan'ın Vi küçile bir iltifatını elde edebil - mek için birçok £ fedakârlıklara kâtlanacak olan kızlar şimdi © “Ben Don Yuan'ım,, dediği zaman la alay ediyorlar, Filmin bu arııda bazı dokutaklı sah- re yer verilebilirdi. Fakat sah. ileri heyecanlan - güldürmeyi tercih et- miş ve bunda çok muvaffak ol - muştur. Film sonuna kadar eğlen- celidir. Don Juan rolünü Duglas Fer - mıştır. Seyirci her zaman genç, her zaman” galip görmeğe alıştığı- mız Dugl ihtiyarlamış, çökmüş bir halde gördüğümüz için çok müteessir olmakta fakat bu çok iyi başardığı rolü icabı böyle oldu- için kendisini pek beğ.simekte- dir. Meri Oberon çok güzeldir. Her hareketi, her tavrı çok incedir. Za- ten Don Juan filminde görünen kadın artsitlerin hepsi güzeldir ve hepsi de çok iyi giydirilmiştir. Fotoğraflar haikkaten güzeldir. Don Juan filmi heyeti umumiye e gok hoş ve güzel bir film- Karol Lombard günden güne daha parlamaktadır. Bu genç yu- dığın tali sade filmde değil, aşkta da vardır. Şimdi genç ve güzel si- nema artistlerinden Villiam Powel ile evleneceği söyleniyor. Parma Zındaki yakut yüzük kendisine bu artist tarafından verilmiştir. Dünyada en kıymetli şey nedir Şöhretmi? Paramı? Aşkmı? Güzellik mi? Bir sinema gazetesi, dünyada | dir. İşte nadir olduğu için devam en kıymetli şeyin ne olduğuna da- | eden, gönde gine artan aşklar ir bir anket açmış ve sinema artist | daha kıymetlidir ya. Bir defa sev. lerine dört sual sormuştur: menin imkânı yoktur. Sonra artist ret mi? Para mı? Aşk mı? Güzellik mi? cebe Bakın Marcel (o Chantal buna i ne cevap veriyor! Dünyada en kıymetli şey aşk- tır. Ben aficak bunu muhafaza et- mek isterim. Her zaman, daima aşk! Yalnız, ve yalnız ihtiyarla- maktan daha feci bir şey tasavvur edilebilir mi? Sizi seven bir erkek için siz daima gençisiniz daiins muzaffersiniz. Çünkü daima onun gözünde bir tanesiniz! ; Paraya gelince, bu insan ihti- İ yaçları nisbetinde ( lâzımdır. Bu kadarı elde edince (o artık servet aramanın mânâsı yoktur. Derler ki hakiki aşklar nadir- bilmek, ve kalbi dolu zımdır. raber ihtiyarlaması ne sevinçli ne mes'ut bir şeydir. Suzy Vernon demiştir ki Bir sokaktan geçtiğim zaman eğer halk beni tanırsa hiç bir zevk duymam. Onun için şöhret, endişe- lerimin en sonuncusudur, Servete gelince, yalnız buna sahip olan kimselerin hiç bir zaman mesut ol. duğu görülmemiştir . En kıymetli şey aşktır. Onu as la kaybetmek istemem. 15)

Bu sayıdan diğer sayfalar: